The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
English |
Turkish |
|
| 1 |
ward |
servis |
n. |
|
- The doctor said that we should immediately go to the maternity ward.
- Doktor hemen doğum servisine gitmemiz gerektiğini söyledi.
- The patient was transferred to the cardiology ward.
- Hasta kardiyoloji servisine nakledildi.
- The patient was transferred to the cardiology ward.
- Hasta, kardiyoloji servisine nakledildi.
Show More (0)
|
| 2 |
ward |
bölge |
n. |
|
- The new mayor had the upper hand nearly on all wards through the city.
- Yeni belediye başkanı şehirdeki neredeyse tüm bölgelerde üstünlüğü ele geçirmişti.
- How long does it take to go to the Toshima Ward Office?
- Toshima Bölge Ofisi'ne gitmek ne kadar sürer?
Show More (-1)
|
| 3 |
ward |
koğuş |
n. |
|
- This painful event deeply affects everyone in the ward.
- Bu acı olay koğuştaki herkesi derinden etkiler.
- Layla flirted with everyone on the ward.
- Layla koğuştaki herkesle flört ederdi.
Show More (-1)
|
| 4 |
ward |
vesayet altında bulunan kimse |
n. |
|
- After her brother's tragic death, she was made a ward of his son.
- Kardeşinin trajik ölümünden sonra, oğlunun vesayeti altına girmişti.
Show More (-2)
|
| 5 |
ward |
… yönünde |
suf. |
|
- Car prices continued their downward trend.
- Araba fiyatları düşüş eğilimini sürdürdü.
Show More (-2)
|
| 6 |
ward |
semt |
n. |
|
- Layla flirted with everyone on the ward.
- Leyla semtteki herkesle flört etti.
Show More (-2)
|
