|
- Past warmth or cold or comfort.
- Sıcaklık, soğukluk veya rahatlığın ötesinde.
- Her cheeks were tinged with red by the warmth of fire.
- Ateşin sıcaklığı ile yanakları kızarmıştı.
- In other words, reliability is impossible unless there is a natural warmth.
- Diğer bir deyişle, doğal bir sıcaklık olmadığı sürece, güvenilirlik mümkün değildir.
- It was the warmth that I missed the most.
- Bu en çok özlediğim sıcaklıktı.
- I remember the warmth of her arms.
- Onun kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.
- I can remember the warmth of his hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- In other words, reliability is impossible unless there is a natural warmth.
- Başka bir deyişle, doğal bir sıcaklık olmadığı sürece güvenilirlik mümkün değildir.
- It was the warmth that I missed the most.
- En çok özlediğim şey sıcaklıktı.
- There was a large stove that gave lovely warmth and coziness.
- Güzel bir sıcaklık ve rahatlık veren büyük bir soba vardı.
- I can remember the warmth of his hands.
- Ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I remember the warmth of her arms.
- Kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.
- I remember the warmth of his arms.
- Onun kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.
- The warmth after the chills intoxicated us.
- Üşümenin ardından gelen sıcaklık bizi sarhoş etti.
- Her cheeks were tinged with red by the warmth of fire.
- Yanakları ateşin sıcaklığıyla kırmızılaşmıştı.
- The warmth of their welcome made me happy.
- Karşılamalarındaki sıcaklık beni mutlu etti.
- There was a large stove that gave lovely warmth and coziness.
- Güzel sıcaklık ve rahatlık veren büyük bir soba vardı.
- I remember the warmth of his arms.
- Kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.
Show More (14)
|