weed - English Turkish Sentences
English Turkish
weed yabani ot (bahçede/tarlada) n.
  • Farmers have an endless war against weeds.
  • Çiftçilerin yabani otlarla olan savaşı bitmek bilmiyor.
  • There are a lot of weeds.
  • Birçok yabani ot var.
  • The airfield on the island is now covered with weeds.
  • Adadaki havaalanı şu an yabani otlarla kaplı.
Show More (19)
weed yabani otlardan temizlemek v.
  • She weeded the garden.
  • Bahçenin yabani otlarını temizledi.
  • I'm weeding the garden.
  • Bahçede yabani otları temizliyorum.
  • I think I'll ask Tom to help us pull weeds.
  • Sanırım Tom'dan yabani otları temizlememize yardım etmesini isteyeceğim.
Show More (13)
weed ot n.
  • Mary weeded for an hour and a half yesterday and barely made a dent.
  • Mary dün bir buçuk saat boyunca otları ayıkladı ve ancak bir çentik açabildi.
  • This weed killer does not harm human beings.
  • Bu ot öldürücü insanlara zarar vermiyor.
  • My grandmother was pulling up weeds in her backyard.
  • Büyükannem avlusundaki otları çekiyordu.
Show More (10)
weed otları temizlemek v.
  • I'm not looking forward to weeding the garden.
  • Bahçenin otlarını temizlemeye can atmıyorum ben.
  • I wish Tom would weed the garden.
  • Keşke Tom bahçenin otlarını temizlese.
  • It's his job to pull the weeds in the garden.
  • Onun görevi bahçeden kötü otları temizlemektir.
Show More (10)
weed yabani otları ayıklamak v.
  • It is weeding season for most of the crops now.
  • Şu an çoğu mahsul için yabani otları ayıklama mevsimi.
  • After it rains and the ground is damp, it's easier to pull weeds.
  • Yağmur yağdıktan ve toprak nemlendikten sonra yabani otları ayıklamak daha kolay olur.
  • I'm weeding the lawn.
  • Çimlerdeki yabani otları ayıklıyorum.
Show More (1)
weed esrar n.
  • Weed is forbidden in most countries.
  • Esrar, çoğu ülkede yasaktır.
  • I don't smoke weed.
  • Ben esrar içmem.
Show More (-1)
weed yosun n.
  • Weed is the best dietary source of iodine.
  • Yosun, en iyi iyot kaynağıdır.
Show More (-2)
weed kemik torbası n.
  • I don't understand why she is bothering herself with such a weed person.
  • Onun neden böyle bir kemik torbası tiple uğraştığını anlamıyorum.
Show More (-2)
weed zararlı ot n.
  • These plants are resistant to weed killers.
  • Bu bitkiler zararlı ot ilaçlarına karşı dayanıklıdır.
Show More (-2)