1 |
yelling |
bağırma |
n. |
|
- Harsh methods and yelling will cause this breed to shut down.
- Sert yöntemler kullanmak ve bağırmak bu türün içe kapanmasına sebep olacaktır.
- Harsh methods and yelling will cause this breed to shut down.
- Sert yöntemler ve bağırmak bu cinsin içine kapanmasına neden olur.
- Mary felt guilty about yelling at her daughter.
- Mary onun kızına bağırmakla ilgili kendini suçlu hissetti.
- Tom and Mary were too busy yelling at each other to notice that I'd entered the room.
- Tom ve Mary birbirlerine bağırmakla o kadar meşguldüler ki odaya girdiğimi fark etmediler.
- Yelling is completely unnecessary.
- Bağırmak tamamen gereksiz.
- Yelling is completely unnecessary.
- Bağırmak tamamen gereksizdir.
- Neighbors said they heard yelling.
- Komşular bağrışmalar duyduklarını söylediler.
- Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
- Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
- I heard yelling.
- Bağrışmalar duydum.
- Neighbors said they heard yelling.
- Komşular bağırma duyduklarını söyledi.
Show More (7)
|
2 |
yelling |
bağırma |
v. |
|
- Harsh methods and yelling will cause this breed to shut down.
- Sert yöntemler ve bağırma, bu türün içine kapanmasına neden olur.
Show More (-2)
|
3 |
yelling |
bağırış |
n. |
|
- Sami heard all this yelling.
- Sami tüm bu bağırışları duydu.
Show More (-2)
|