English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | encapsulate v. | özetlemek | ||
It is inevitably hard to encapsulate his philosophy in mere 300 pages. Onun felsefesini sadece 300 sayfayla özetlemek mümkün değil. More Sentences |
||||
General | encapsulate v. | kapsüle koymak | ||
The lab team encapsulated the bacteria in a solid glass framework. Laboratuvar ekibi bakterileri sağlam bir cam kapsüle koydu. More Sentences |
||||
General | encapsulate v. | kısa ve öz biçimde açıklamak | ||
General | encapsulate v. | içermek | ||
General | encapsulate v. | kapsamak | ||
General | encapsulate v. | kapsüle yerleştirmek | ||
General | encapsulate v. | kısaltmak | ||
General | encapsulate v. | kısaca anlatmak | ||
Technical | ||||
Technical | encapsulate v. | sarmalamak |