wait on - Turkish English Dictionary

wait on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "wait on" in Turkish English Dictionary : 16 result(s)

English Turkish
General
wait on v. hizmet etmek (garson müşteriye)
Have you been waited on?
Size hizmet edildi mi?

More Sentences
wait on v. servis yapmak
Are you being waited on?
Size servis yapılıyor mu?

More Sentences
wait on v. eşlik etmek
From that time on, she always waited on him.
O zamandan beri, hep ona eşlik etti.

More Sentences
wait on v. bakmak
Have you been waited on?
Size bakıldı mı?

More Sentences
Phrasals
wait on v. beklemek
However, we are waiting on the banks.
Ancak bankaları bekliyoruz.

More Sentences
General
wait on v. refakat etmek
wait on v. ziyaretine gitmek
wait on v. hizmet etmek
wait on v. ziyaret etmek
wait on v. -e servis yapmak
wait on v. -e hizmet etmek
Phrasals
wait on v. katılmak
wait on v. gözle takip etmek
wait on v. yerine getirmek
Sport
wait on v. (şahin) av vurulana kadar efendisinin üzerinde uçmak
Slang
wait on v. (müşteriye) hizmet etmek

Meanings of "wait on" with other terms in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

English Turkish
General
forcing to wait on cold floor n. soğuk zeminde bekletme
wait on someone hand and foot v. el pençe divan durmak
wait on table v. servis yapmak
wait on someone hand and foot v. varını yoğunu vermek (bir başkası için)
wait on customers v. sipariş almak (lokantada garson)
wait on customers v. lokantada müşterilere yemek servisi yapmak
wait on a line v. kuyrukta beklemek
wait on a line v. sırada beklemek
Phrasals
wait on (someone or something) v. (birine/bir şeye) garsonluk/hizmet etmek
wait on (someone or something) v. (bir müşteriye/masaya) bakmak
wait on (someone or something) v. devam edebilmek/bir şey yapabilmek için (birini/bir şeyi) beklemek
wait on (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) bir şey beklemek
wait on (someone) v. (birine) resmi bir ziyarette bulunmak
wait on (someone) v. (birini) ziyaret edip saygılarını sunmak
Idioms
wait on tables v. garsonluk yapmak
wait on table v. garsonluk yapmak
wait on tables v. lokantada müşterilere yemek servisi yapmak
wait on table v. masayı beklemek
wait on table v. servis yapmak
wait on hand and foot v. varını yoğunu vermek
wait on hand and foot v. elinden geleni yapmak
wait on hand and foot v. her şeyi yapmak
wait on hand and foot v. her ihtiyacını karşılamak
on the wait list expr. bekleyenler listesinde
on a wait list expr. bekleyenler listesinde
on the wait list expr. bekleyenler listesinde