çözünen - Turkish English Dictionary
History

çözünen



Meanings of "çözünen" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
çözünen solutal adj.
Technical
çözünen solvated adj.
Food Engineering
çözünen solute adj.
Chemistry
çözünen solute adj.

Meanings of "çözünen" with other terms in English Turkish Dictionary : 93 result(s)

Turkish English
General
(çözücü kristallerde) çözünen atomun düzenli dizilimi superstructure n.
solvent ve çözünen madde kullanarak bir bileşik oluşturmak solvate v.
kolay çözünen diffluent adj.
çözünen maddeye ait solutal adj.
çözünen madde ile ilgili solutal adj.
Technical
alkol-benzende çözünen madde alcohol-benzene soluble material n.
altın suyunda çözünen elementler aqua regia-soluble elements n.
diklorometanda çözünen madde matter soluble in dichloromethane n.
eterde çözünen madde ether soluble material n.
sıcak suda çözünen madde hot water soluble material n.
soğuk suda çözünen madde cold water soluble material n.
sodyum hidroksitte çözünen madde sodium hydroxide soluble material n.
suda çözünen çoğuz water-soluble polymer n.
suda çözünen madde water soluble material n.
suda çözünen klorürün titrimetrik tayini titrimetric determination of water-soluble chloride n.
suda çözünen sarı bir boya maddesi anthoxanthin n.
suda çözünen yapıştırıcı resorcinol adhesive n.
suda çözünen sülfatlar water-soluble sulfates n.
suda çözünen kül water soluble ash n.
yakıtta çözünen korozyon önleyici fuel-soluble corrosion inhibitor n.
belirli koşullarda suda çözünen soluble in water under specified conditions adj.
kolayca çözünen readily soluble adj.
suda çözünen water-soluble adj.
yağlarda çözünen fatsoluble adj.
yağda çözünen oul-soluble adj.
yağda çözünen oil-soluble adj.
Construction
çözünen madde solute n.
Medical
alkolde çözünen ekstraktlar alcohol soluble extractives n.
çözünen madde solute n.
suda çözünen vitamin water soluble vitamin n.
suda çözünen kül water soluble ash n.
suda çözünen ekstraktlar water soluble extractives n.
yağda çözünen vitamin fat soluble vitamin n.
yağda çözünen fat soluble adj.
yağda çözünen liposoluble adj.
çözünen madde yoğunluğu kandakiyle aynı olan isotonic adj.
Pharmaceutics
birçok bitkide meydana gelen, beyaz renkli, kristalimsi, suda az miktarda çözünen bir alkaloit theobromine n.
efervesan tablet şeklinde olup suda çözünen ve aspirin içeren bir antiasit alka-seltzer® n.
Food Engineering
lipitte çözünen bileşikler liposoluble compounds n.
suda çözünen besin maddesi water-soluble nutrient n.
yağda çözünen fat-soluble adj.
Gastronomy
sıcak suda çözünen modifiye nişasta thin-boiling starch n.
sıcak suda çözünen modifiye nişasta soluble starch n.
Chemistry
çözelti yoğunluğunun litre başına 1 eşdeğer gram çözünen şeklinde olması normality n.
şekeri azaltmakta hassas reaksiyon maddesi olarak kullanılan, su, alkol ve asetonda çözünen kristalli bir bileşik triphenyltetrazolium chloride n.
asetonda çözünen madde acetone-soluble matter n.
çözünen sertleştirmesi solute hardening n.
çözünen atom solute atom n.
çözünen maddenin reddi solute-rejection n.
çözünen maddenin reddedilmesi solute-rejection n.
çözünen evre solute phase n.
suda çözünen klorür water-soluble chloride n.
toluen ekstratındaki asetonda çözünen madde acetone-soluble material in toluene n.
toluende çözünen ekstrakt toluene-soluble extract n.
yağda çözünen emprenye maddeler oil soluble preservatives n.
çözeltinin kilogramı başına çözünen madde molü olarak ifade edilen bir çözeltinin konsantrasyonu molal n.
çözücünün kilogramı başına çözünen maddenin mol sayısına göre hesaplanan konsantrasyon molal concentration n.
çözeltinin litresi başına çözünen maddenin mol sayısı molarity n.
suda çözünen kimyasallar runoff n.
acı tadı olan ve suda çözünen kristalli beyaz bir madde pentylenetetrazol n.
bir diğer sıvı veya katı içerisinde çözünen sıvı soaking up n.
tekli yağ asidinin suda çözünen tuzu soap n.
suda çözünen fosforik asit soluble phosphoric acid n.
çözünen ile çözücüden veya dağınık faz ile dağılma ortamından oluşan kimyasal veya fiziksel bileşim solvate n.
bir şeyi çözünen ile çözücüden veya dağınık faz ile dağılma ortamından oluşan kimyasal veya fiziksel bir bileşime dönüştüren madde solvating agent n.
solvent ve çözünen madde kullanarak bir bileşik oluşturmak solvate v.
2 litresinde 1 eşdeğer gram çözünen bulunan normal adj.
alkolde çözünen alcohol-soluble adj.
hızlı çözünen rapidly dissolving adj.
hızlı çözünen fast dissolving adj.
suda çözünen water soluble adj.
polar olmayan organik çözücülerde çözünen lipid adj.
suda çözünen aqueous adj.
1 kilogram çözücü başına bir mol çözünen içeren bir çözeltiyle ilgili molal adj.
1 kilogram çözücü başına bir mol çözünen içeren bir çözeltiyi belirten molal adj.
birbirinin içinde çözünen (sıvılar) consolute adj.
çözücü ve çözünen atomların düzenli dizilimi ile karakterize olan ordered adj.
çözünen moleküllere hidrojen iyonu verebilen (çözücü) protonic adj.
Biology
alkolde çözünen kırmızı pigment içeren bir renk hücresi allophore n.
kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan suda çözünen k vitamini antihemorrhagic factor n.
kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan suda çözünen k vitamini vitamin k n.
raşitizmi önleyen yağda çözünen bir vitamin d n.
Biochemistry
e vitamini formları ile yakından ilişkili, yağda çözünen alkol grubu tocotrienol n.
nişasta parçacıklarının suda çözünen kısmı amylogen n.
nişasta parçacıklarının suda çözünen kısmı amylose n.
gece körlüğünü, göz iltihabını veya kuruluğunu önleyen, yağda çözünen bir vitamin antiophthalmic factor n.
gece körlüğünü, göz iltihabını veya kuruluğunu önleyen, yağda çözünen bir vitamin axerophthol n.
gece körlüğünü, göz iltihabını veya kuruluğunu önleyen, yağda çözünen bir vitamin vitamin a n.
safradaki kolik asidin bozunmasıyla oluşup çok zor çözünen reçinemsi bir madde dyslysin n.
Environment
az çözünen madde poorly soluble material n.
suda az çözünen organik bileşikler poorly water-soluble organic compounds n.
suda az çözünen bileşikler poorly water-soluble compounds n.
Geography
denize ulaşan ve buzulları çözünen tidal adj.