çoğaltan - Turkish English Dictionary
History

çoğaltan



Meanings of "çoğaltan" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
çoğaltan enhancer n.
çoğaltan multiplier n.
çoğaltan augmentative adj.
Trade/Economic
çoğaltan multiplier n.

Meanings of "çoğaltan" with other terms in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

Turkish English
General
el yazmalarını çoğaltan kimse briefman n.
çoğaltan şey hightener n.
sesi çoğaltan polyacoustic n.
Trade/Economic
basit çoğaltan simple multiplier n.
bütçe çoğaltan budget multiplier n.
çoğaltan tahvilleri multiplier bonds n.
çoğaltan etkisi multiplier effect n.
çoğaltan modeli multiplier model n.
çoğaltan prensibi multiplier principle n.
hızlandıran-çoğaltan modeli accelerator-multiplier model n.
karmaşık çoğaltan complex multiplier n.
Technical
yapışmayı çoğaltan bir madde adhesion agent n.
Computer
(bilgisayar virüsü) kendini çoğaltan self-replicating adj.
Textile
sipariş için müşterilerin kumaş baskısında seçtiği renk örneklerini çoğaltan kimse colorist n.
sipariş için müşterilerin kumaş baskısında seçtiği renk örneklerini çoğaltan kimse colourist n.
sipariş için müşterilerin kumaş baskısında seçtiği renk örneklerini çoğaltan şey colourist n.
Medical
endotel hasarından sonra salınan ve düz kas hücrelerini çoğaltan madde cytokine n.
Printing
basılı malzemeleri çoğaltan makine platemaker n.
Biology
mezoblastın damarsal yapıları çoğaltan bölümü parablast n.
History
matbaa icat edilmeden önce profesyonel olarak el yazmalarını çoğaltan kişi scribal adj.
Military
alıcıdan gelen basit impuls sinyalini çoğaltan birim coder n.