çok farklı - Turkish English Dictionary
History

çok farklı



Meanings of "çok farklı" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
çok farklı quite a change n.
çok farklı disproportional adj.
çok farklı fine-grained adj.
Idioms
çok farklı far cry expr.
Geology
çok farklı erratic adj.
Slang
çok farklı off-the-wall adj.

Meanings of "çok farklı" with other terms in English Turkish Dictionary : 82 result(s)

Turkish English
General
birbirinden çok farklı çeşitleri içeren mingle-mangle n.
çok sayıda farklı işi veya sorumluluğu olan kimse factotum [dated] n.
çok sayıda farklı işi olan kimse both-hands n.
çok sayıda farklı form bulunması durumu polymorphy n.
toplam satış tutarını artırmak amacıyla farklı tekliflerle müşteriyi daha çok veya daha pahalı olanı alması için yönlendirmek upsell v.
birbirinden çok farklı kişilerden (takım) motley adj.
birbirinden çok farklı şeylerden oluşan (grup) motley adj.
çok sayıda farklı parçası bulunan multifarious adj.
çok sayıda farklı kaynağı olan polygenetic adj.
Colloquial
şu an durum çok farklı that was then, and this is now expr.
şu anki durum eskisinden çok farklı that was then, and this is now expr.
Idioms
çok farklı işlerde çalışma checkered career n.
çok farklı işlerde çalışma a chequered career n.
çok farklı tip rare bird n.
çok farklı tip rara avis n.
bir çok farklı alanda sağladığı başarılar takdire şayan kimse an admirable crichton n.
çok farklı tip/şey a rare bird n.
çok farklı/çok daha zor bir konu a whole new ball game n.
çok farklı/çok daha zor bir konu a whole other ball of wax n.
çok farklı yerlerde olmak be miles apart v.
çok farklı görüşlerde olmak be miles apart v.
bir şeyi o ana kadar kabul edildiğinden çok farklı bir şekilde sunmak turn something on its head v.
bir şeyi o ana kadar kabul edildiğinden çok farklı bir şekilde sunmak stand something on its head v.
çok farklı olmak be a far cry from something v.
çok farklı bir şey/durum olmak be another matter v.
çok farklı bir durum olmak be all wet v.
çok farklı bir durum olmak be another matter v.
çok farklı bir durum olmak be a different matter v.
bir çok farklı seçeneği değerlendirmek spread (one's) net wide v.
bir çok farklı seçeneği değerlendirmek cast your net wide v.
bir çok farklı seçeneği değerlendirmek spread your net wide v.
çok farklı yönlere gitmek jump the rails v.
çok farklı yönlere sapmak jump the rails v.
konudan sapıp çok farklı bir yere gitmek jump the rails v.
çok farklı olmak be a world away v.
(bir şeyden) çok farklı olmak be worlds world away (from something) v.
(bir şeyden) çok farklı olmak be a world away (from something) v.
bir şeyden çok farklı olmak be far removed from something v.
bir şeyden çok farklı olmak be ffurther removed from something v.
bir şeyden çok farklı olmak be furthest removed from something v.
birbirinden çok farklı olmak be miles apart v.
bir işin bir çok farklı yönünden sorumlu olmak be the chief cook and bottle washer v.
bir işin bir çok farklı yönünü bir arada yapmak/yürütmek be the chief cook and bottle washer v.
bir işin bir çok farklı sorumluluğunu üstlenmek be the chief cook and bottle washer v.
çok farklı olmak be worlds away v.
-den çok farklı olmak be a far cry from v.
(bir şeyden) çok farklı olmak be a world away (from something) v.
(bir şeyden) çok farklı olmak be worlds away (from something) v.
çok farklı bir konu/şey olmak be another thing v.
farklı gibi görünen ama aslında birbirine çok yakın iki şey olmak be two sides of the same coin v.
çok farklı olmak be worlds away v.
çok farklı olmak be a world away v.
(bir şeyden) çok farklı olmak be worlds away (from something) v.
(bir şeyden) çok farklı olmak be a world away (from something) v.
alışılagelenden çok farklı not your father's adj.
çok farklı yönlere this way and that adv.
çok az farklı a hop, skip, and a jump expr.
çok az farklı a hop and a skip expr.
çok sayıda ve çok farklı all over the map expr.
çok farklı değil not a hundred/thousand/million miles away expr.
çok az farklı not a hundred/thousand/million miles away expr.
(bir şeyden) çok farklı a far cry from (something) expr.
bir şey eskisinden çok farklı a far cry from something expr.
bir şeyden çok farklı far cry from something expr.
(oldukça/çok) farklı (quite) another story expr.
(oldukça/çok) farklı a (quite) different story expr.
bir şeyden çok farklı at odds with something expr.
birbirinden çok farklı chalk and cheese expr.
Speaking
bizim çok farklı hayatlarımız var we have very different lives expr.
hapse girmemiş olsaydın (her şey) çok farklı olurdu if you hadn't been in prison it would've been different expr.
Trade/Economic
farklı türdeki pek çok malı satan büyük mağaza department store n.
ekonomik güçlük dönemlerinde bazı nakit akımlarının giriş olasılığını artırmak düşüncesi ile çok uluslu şirketin yabancı ülke şubelerinden ana merkeze yapılan nakit akımlarını lisans ücretleri farklı bölümlere ayırmak unbundle v.
Politics
birden çok siyasi makam için oylama yapılan bir seçimde oy pusulasında farklı partilerden adayların bulunması split-ticket voting n.
Industry
sektör çalışanlarının belirli bir standardı uygulamayı kabul edip üretimlerini buna göre şekillendirerek farklı standarda geçmeyi çok maliyetli hale getirmesi lock-in n.
Tourism
geleneksel kamp biçiminden farklı olarak çok çeşitli imkanlar sunan lüks diye tabir edilebilecek bir kamp yapma çeşidi glamping n.
Media
çok tutan bir dizinin farklı içerikte çekilen devamı spin-off n.
Mechanic
(birden çok silindirli içten yanmalı motorda) devrede batarya veya mıknatıs ile farklı silindirlere uygun vibratörsüz kullanılan bobinlerin arasına yerleştirilen indüksiyon bobini ve vibratör master vibrator n.
Pharmaceutics
(antibiyotik) çok sayıda farklı organizmaya karşı etkili broad-spectrum adj.
Logic
farklı veri setlerinden çıkarılan birden çok sonucun birbirleriyle uyuşması consilience n.
Linguistics
urduca'ya yakın olup hintçe'den çok az farklı olan bir konuşma biçimi hindostani n.
Music
çok farklı frekanstaki iki saf ton birlikte çalındığında duyulan kombine ve subjektif ses combination tone n.
Slang
çok farklı/değişik off-the-wall expr.