çok olma - Turkish English Dictionary
History

çok olma



Meanings of "çok olma" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
çok olma abundance n.

Meanings of "çok olma" with other terms in English Turkish Dictionary : 90 result(s)

Turkish English
General
çok soğuk olma durumu frostiness n.
çok kasvetli olma lugubriousness n.
çok büyük olma immensity n.
bolluk (çok olma) copiousness n.
çok tatlı olma oversweetness n.
çok süslü olma ornateness n.
çok küçük olma minuteness n.
çok emin olma cocksureness n.
çok ince olma etherealness n.
çok kötü olma ickiness n.
çok ufak tatarcık olma punkiness n.
çok kötü olma beastliness n.
çok yaşlı olma elderliness n.
çok soğuk olma frostiness n.
çok kötü olma atrociousness n.
çok değerli olma niteliği multivalence n.
çok yönlü olma miscellaneousness n.
en çok satar olma bestsellerdom n.
çok ince olma aetherealness n.
çok faal olma actuosity n.
çok aktif olma actuosity n.
çok prensipli olma religiousness n.
çok az olma negligibility n.
çok kötü olma terribility [rare] n.
çok heybetli ve uğursuz olma thunderousness n.
çok küçük olma tininess n.
pek çok renk tonuna sahip olma tintiness n.
çok neşeli olma tiptoe mirth n.
çok az güce/etkiye sahip olma toehold n.
çok fazla olma too-muchness n.
çok eski olma antiquatedness n.
çok eski olma antiquateness n.
karısına çok düşkün olma uxoriousness n.
çok bira içmiş olma beeriness n.
(kitap) en çok satılanlar listesinde olma bestsellerism n.
çok tehlikeli olma malignity n.
birden çok olma moreness n.
çok memnun olma oblectation n.
yerden çok yüksekte olma height n.
çok sayıda renge sahip olma multicolour n.
çok biçimli olma multiformity n.
çok sayıda tıpatıp üretilmiş olma multiplicate n.
çok yoğun ve baskılı olma overbearingness n.
çok miktarda olma goodliness n.
çok miktarda olma goodlyhead n.
çok sayıda olma innumerability n.
çok kederli olma disconsolacy [obsolete] n.
çok üzüntülü olma disconsolacy [obsolete] n.
çok kederli olma disconsolation n.
çok üzüntülü olma disconsolation n.
çok değerli olma pricelessness n.
kendinden çok emin olma prefidence [obsolete] n.
üzerine çok şey yazılabilir olma scribaciousness n.
çok ince taneli olma superfineness n.
çok popüler olma superstardom n.
Phrases
birbirine çok yakın olma there is no daylight between (two things) expr.
arasında çok az fark olma there's little to choose between (two people or things) expr.
arasında çok az fark olma there's not much to choose between (two people or things) expr.
Colloquial
çok fazla şarap içerek sarhoş olma wine n.
Idioms
çok mutlu olma a song in (one's) heart n.
birden çok işi yapabilecek yetenekte olma broad shoulders n.
ihtimali çok az olma buckley's and none [australia] n.
ihtimali çok az olma buckley's hope [australia] n.
ihtimali çok az olma buckley's [australia] n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma ya da evlenme cradle snatching n.
çok az bilgisi olma a nodding acquaintance n.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok az bilgisi olma a nodding acquaintance with (someone or something) n.
biriyle ilgili çok az bilgisi olma a passing acquaintance with someone n.
bir şeyle ilgili çok az bilgisi olma a passing acquaintance with something n.
çok mutlu olma a song in your heart n.
ihtimali çok az olma buckley's n.
ihtimali çok az olma buckley's and nunn n.
ihtimali çok az olma buckley's and nunn's n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma cradle-snatching [uk] n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma robbing the cradle [us] n.
çok şanslı olma luck of the devil n.
(bir özelliğe) yeterince/çok sahip olma bakımından in the (something) stakes expr.
(bir kişilik özelliğine) yeterince/çok sahip olma açısından in the (something) stakes expr.
(birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr.
(birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek the odds are stacked in favor of (someone or something) expr.
bir şeyi başarmaya çok yaklaşıp sonunda başarısız olma so near and yet so far expr.
bir şeyi başarmaya çok yaklaşıp sonunda başarısız olma so close (and) yet so far expr.
Speaking
çok emin olma don't be so sure expr.
çok emin olma don't be too sure expr.
Trade/Economic
çok fazla sermayeye sahip olma flushness n.
Technical
çok ağır olma ponderosity n.
çok değerli olma polyvalence n.
çok ağır olma durumu veya niteliği weightiness n.
Botanic
çok sayıda erkeklik organı olma polyandry n.
Sport
çok fazla iyi oyuncuya sahip olma depth [us] n.