History

çok zor

Meanings of "çok zor" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	çok zor	thorny adj.
2	General	çok zor	grueling adj.
3	General	çok zor	very difficult adj.
4	General	çok zor	backbreaking adj.
5	General	çok zor	gruelling adj.
6	General	çok zor	hellacious adj.
7	General	çok zor	diabolic adj.
8	General	çok zor	fiendish adj.
Colloquial
9	Colloquial	çok zor	the devil adj.
10	Colloquial	çok zor	hellish adj.
11	Colloquial	çok zor	hell of a adv.
12	Colloquial	çok zor	one hell of a adv.
13	Colloquial	çok zor	helluva adv.
14	Colloquial	çok zor	like heck expr.
15	Colloquial	çok zor	like hell expr.
16	Colloquial	çok zor	a deuce of a expr.
17	Colloquial	çok zor	the deuce of a expr.
Idioms
18	Idioms	çok zor	heck of a expr.
19	Idioms	çok zor	like getting blood from a stone expr.
20	Idioms	çok zor	like pulling teeth expr.
21	Idioms	çok zor	devil of a expr.
22	Idioms	çok zor	like getting blood out of a stone expr.
23	Idioms	çok zor	like getting blood out of a turnip expr.
Law
24	Law	çok zor	formidable adj.
Medical
25	Medical	çok zor	extremely challenging adj.
Sport
26	Sport	çok zor	extreme adj.
Slang
27	Slang	çok zor	hairy adj.
British Slang
28	British Slang	çok zor	hard as nails expr.
29	British Slang	çok zor	hard as fuck expr.

Meanings of "çok zor" with other terms in English Turkish Dictionary : 157 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	çok zor bir karar	a very difficult decision n.
2	General	çok çaba ve zahmetle üstesinden gelinen zor görev	laboring oar n.
3	General	çok yönlü çaba gerektiren zor sorun	hydra n.
4	General	çok zor şey	chinese puzzle n.
5	General	çok zor şey	devil n.
6	General	çok zor durum	crucifixion n.
7	General	çok zor bir durumda olmak	be in a bad way v.
8	General	çok zor bir durumda olmak	be in desperate straits v.
9	General	için çok zor olmak	be too much for v.
10	General	çok zor bir karar almak	bite the bullet v.
11	General	çok zor bir durumda olmak	be at bay v.
12	General	çok zor bir durumda olmak	be in dire straits v.
13	General	yapması (çok) zor olmak	be (very) hard to do v.
14	General	anlatması/betimlemesi (çok) zor olmak	defy description v.
15	General	yapılması çok zor	backbreaking adj.
16	General	çok zor ve yorucu	gruelling adj.
17	General	çok zor ve yorucu	grueling adj.
18	General	çok zor beğenen	hyperfastidious adj.
19	General	uğraşması çok zor	goddamned adj.
20	General	çok zor memnun edilen	fastidious adj.
21	General	anlaması çok zor olan	foggiest adj.
22	General	başlaması çok zor olan	foggiest adj.
Phrases
23	Phrases	çok zor durumda	between the hammer and the anvil expr.
24	Phrases	ne çok kolay ne çok zor	neither too easy nor too difficult expr.
25	Phrases	ne çok kolay ne çok zor	neither too easy nor too hard expr.
Proverb
26	Proverb	bu saatten sonra artık çok zor	too little too late
27	Proverb	ne kadar çok bilirsen o kadar zor inanırsın/emin olursun	the more one knows, the less one believes
Colloquial
28	Colloquial	çok zor iş	the devil n.
29	Colloquial	çok zor bir durumda olmak	be up against it v.
30	Colloquial	çok (zor, karışık) gelmek	be so much/many (something) v.
31	Colloquial	kabul edilmesi/hayal edilmesi/anlaşılması çok zor	mind-boggling adj.
32	Colloquial	çok zor (şey)	one heck of a (something or someone) expr.
33	Colloquial	anlaması çok zor	over my head expr.
34	Colloquial	bundan sonrası çok zor	(it's) all uphill from here expr.
35	Colloquial	olması çok zor	(one) should be so lucky expr.
36	Colloquial	olması çok zor	(one) will be lucky expr.
37	Colloquial	olması çok zor	(one) would be lucky expr.
38	Colloquial	tahmin etmek çok zor/imkansız	it's anyone's call expr.
39	Colloquial	öngörmek çok zor/imkansız	it's anyone's call expr.
40	Colloquial	tahmin etmek çok zor/imkansız	it's anybody's call expr.
41	Colloquial	öngörmek çok zor/imkansız	it's anybody's call expr.
42	Colloquial	çok zor bir durumda	up against it expr.
43	Colloquial	inanması çok zor	you can't make this stuff up expr.
44	Colloquial	inanması çok zor	you can't make this up expr.
45	Colloquial	üstesinden gelmek çok zor	too much to overcome expr.
Idioms
46	Idioms	arayıp bulması çok zor olan şey	needle in a haystack n.
47	Idioms	çok zor biri	a cold piece of work n.
48	Idioms	çok zor biri	a piece of work n.
49	Idioms	çok zor iş/görev	labor of hercules n.
50	Idioms	çok zor iş/görev	a labour of hercules n.
51	Idioms	çok zor biri	a cold piece of work n.
52	Idioms	çok zor/zayıf ihtimal	a chance in a million n.
53	Idioms	çok zor/zayıf ihtimal	a one-in-a-million chance n.
54	Idioms	çok zor/zayıf ihtimal	a one in a million chance n.
55	Idioms	çok zor/zayıf ihtimal	ghost of a chance n.
56	Idioms	çok zor/zayıf ihtimal	not a chinaman's chance n.
57	Idioms	çok zor uğraşı	an uphill battle n.
58	Idioms	çok zor uğraşı	an uphill battle fight n.
59	Idioms	çok zor uğraşı	an uphill struggle n.
60	Idioms	çok istenen ama elde edilmesi/ulaşılması zor şey	the end of the rainbow n.
61	Idioms	çok zor (bir şey)	a deuce of a (something) n.
62	Idioms	çok zor bir iş	a devil of a job n.
63	Idioms	değişimi/ilerlemeyi çok zor kılan şey	a dead weight n.
64	Idioms	çok zor iş/görev	labor of hercules n.
65	Idioms	başarılı olması çok zor ama denemeye değer bir hamle	a long shot n.
66	Idioms	arayıp bulması çok zor olan şey	a needle in a haystack n.
67	Idioms	masrafları çok ve elden çıkarması zor olan işe yaramaz/kullanışsız mülk	a white elephant n.
68	Idioms	çok farklı/çok daha zor bir konu	a whole new ball game n.
69	Idioms	çok farklı/çok daha zor bir konu	a whole other ball of wax n.
70	Idioms	birisini çok zor bir duruma sokmak	push someone up against the wall v.
71	Idioms	birini çok zor bir durumda bırakmak	leave somebody to twist in the wind v.
72	Idioms	çok zor bir durumda kalmak	be up against the wall v.
73	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up shit creek v.
74	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up shit creek without a paddle v.
75	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up the creek without a paddle v.
76	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up the creek v.
77	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up against the wall v.
78	Idioms	gerçekleşmesi çok zor olmak	get blood from a stone v.
79	Idioms	gerçekleşmesi çok zor olmak	get blood out of a stone v.
80	Idioms	(yapması) çok zor olmak	be a tall order v.
81	Idioms	çok zor günler yaşamak	go to hell and back v.
82	Idioms	çok zor günler yaşamak	go to hell and back v.
83	Idioms	çok zor/kötü bir duruma dayanmak/göğüs germek	go to hell and back v.
84	Idioms	çok zor günler yaşamak	go through hell and back v.
85	Idioms	çok zor/kötü bir duruma dayanmak/göğüs germek	go through hell and back v.
86	Idioms	başarılı olması çok zor olmak	be a long shot v.
87	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up a creek (without a paddle) v.
88	Idioms	çok zor duruma düşmek	be up a creek (without a paddle) v.
89	Idioms	çok zor bir durumda olmak	be up the creek (without a paddle) v.
90	Idioms	çok zor duruma düşmek	be up the creek (without a paddle) v.
91	Idioms	çok zor bir durumda bırakmak	leave to twist in the wind v.
92	Idioms	çok zor bir durumda bırakmak	leave twisting in the wind v.
93	Idioms	çok zor bir durumda	in desperate straits adj.
94	Idioms	çok zor/güç	like getting blood from a turnip adv.
95	Idioms	anlaşılması çok zor	be over one's head expr.
96	Idioms	çok zor karar	close call expr.
97	Idioms	çok zor değil	this is not rocket science expr.
98	Idioms	yapılması çok zor	like nailing jelly to the wall expr.
99	Idioms	yapılması imkansız/çok zor bir şey	it is easier for a camel to go through the eye of a needle expr.
100	Idioms	yapılması çok zor	like nailing jell-o to a tree expr.
101	Idioms	yapılması çok zor	like nailing jell-o to the wall expr.
102	Idioms	biri çok zor durumda	one's number is up expr.
103	Idioms	çok zor günler yaşamış	been to hell and back expr.
104	Idioms	gerçekleşmesi çok zor bir şey	blood out of a stone expr.
105	Idioms	bunu sana söylemek hoşuma gitmiyor/çok zor (ama)	I hate to break it to you expr.
106	Idioms	yapması/yerine getirmesi çok zor bir istek/görev	it's a tall order expr.
107	Idioms	yapılması çok zor	like trying to nail jell-o to a tree expr.
108	Idioms	yapılması çok zor	like trying to nail jell-o to the wall expr.
109	Idioms	yapılması çok zor	like trying to scratch your ear with your elbow expr.
110	Idioms	çok zor değil	not rocket science expr.
111	Idioms	(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil	the odds are against (someone or something) expr.
112	Idioms	(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil	the odds are against something/somebody doing something expr.
113	Idioms	(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil	the odds are stacked against (someone or something) expr.
114	Idioms	çok zor günler yaşama	to hell and back expr.
Speaking
115	Speaking	bugünlerde böyle mutlu bir çift görmek çok zor	it's rare to see such a happy couple nowadays expr.
116	Speaking	hayat çok zor	life is very difficult expr.
117	Speaking	hayat çok zor	life is very hard expr.
118	Speaking	hayat çok zor	life is so hard expr.
119	Speaking	hayat çok zor	life is too hard expr.
120	Speaking	hayat çok zor	life is so difficult expr.
121	Speaking	hayat çok zor	life is too difficult expr.
122	Speaking	sizi çok zor duyuyorum	I can hardly hear you expr.
123	Speaking	seni çok zor duyuyorum	I can hardly hear you expr.
124	Speaking	yaşam çok zor	life is so difficult expr.
125	Speaking	yaşam çok zor	life is too hard expr.
126	Speaking	yaşam çok zor	life is very difficult expr.
127	Speaking	yaşam çok zor	life is very hard expr.
128	Speaking	yaşam çok zor	life is so hard expr.
129	Speaking	yaşam çok zor	life is too difficult expr.
Pathology
130	Pathology	ayaklarının birbirine çok yakın olması sebebiyle zor yürüyen	near-legged adj.
Biochemistry
131	Biochemistry	safradaki kolik asidin bozunmasıyla oluşup çok zor çözünen reçinemsi bir madde	dyslysin n.
Botanic
132	Botanic	amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek	ladies' slipper (cypripedium) n.
133	Botanic	amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek	lady's slipper n.
134	Botanic	amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek	ladys-slipper n.
135	Botanic	amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek	lady-slipper n.
136	Botanic	amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek	moccasin flower n.
137	Botanic	amerika'ya özgü, kese benzeri şişkin dudaklı ve bahçede yetiştirilmesi çok zor olan bir yabani çiçek	slipper orchids n.
Environment
138	Environment	biyolojik olarak çok zor ayrışan	biologically-difficult-to-degrade adj.
Sport
139	Sport	çok zor kayak pisti	black run n.
Basketball
140	Basketball	sahada basket kaydetmenin çok zor olduğu bölümler	death valley n.
Baseball
141	Baseball	vurucunun çok zor vuracağı hızlı ve dengesiz top	jaffa n.
Slang
142	Slang	çok zor şey	skull-buster n.
143	Slang	çok zor/kazık ders	skull-buster n.
144	Slang	çok zor/kazık ders	skull-popper n.
145	Slang	çok zor/zayıf ihtimal	chinaman's chance n.
146	Slang	çok/son derece zor (bir iş)	ball-buster n.
147	Slang	çok zor/kazık	killer n.
148	Slang	çok/son derece zor (bir iş)	ball-breaker n.
149	Slang	çok zor iş	bitch n.
150	Slang	aşırı/çok zor	hard as a motherfucker adj.
151	Slang	çok zor (biri/bir şey)	one hell of a (something or someone) expr.
152	Slang	çok zor bir durumda	up a creek (without a paddle) expr.
153	Slang	çok zor bir durumda	up the creek (without a paddle) expr.
154	Slang	çok zor bir durumda	up shit creek (without a paddle) expr.
155	Slang	çok zor bir durumda	up shit's creek (without a paddle) expr.
156	Slang	inanması çok zor	you can't make this shit up expr.
British Slang
157	British Slang	çok zor bir iş	a cow of a job n.