Turkish | English | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | (bir şey) yapabilmek | turn (one's) hand to (something) v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | belirli bir şey yapabilmek için yaşı tutmamak | be underage v. |
General | zemin hazırlamak (bir şey yapabilmek için) | position oneself to do something v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasındaki ayrımı yapabilmek | know (someone or something) from (someone or something else) v. |
Phrasals | devam edebilmek/bir şey yapabilmek için (birini/bir şeyi) beklemek | wait on (someone or something) v. |
Phrasals | devam edebilmek/bir şey yapabilmek için (birini/bir şeyi) beklemek | wait upon (someone or something) v. |
Phrases | ||
Phrases | artık sadece (bir şey) yapmak/yapabilmek | can but expr. |
Phrases | yalnızca/ancak/sadece (bir şey) (yapabilmek/yapmak) | can but expr. |
Phrases | (bir şey yapabilmek/yapmak) için | in order to (do something) expr. |
Phrases | bir şey yapabilmek/yapmak için | in order to do something expr. |
Idioms | ||
Idioms | rahatça (bir şey yapmak/yapabilmek) | feel free (to do something) v. |
Idioms | çekinmeden (bir şey yapmak/yapabilmek) | feel free (to do something) v. |