(bir şey) yemek - Turkish English Dictionary
History

(bir şey) yemek



Meanings of "(bir şey) yemek" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Phrasals
(bir şey) yemek get into (someone or something) v.

Meanings of "(bir şey) yemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 48 result(s)

Turkish English
Phrasals
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood about (someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood about someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood on someone or something v.
(biri/bir şey hakkında) kendini yemek brood over someone or something v.
Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek ask someone out to something v.
bir şey yemek get in v.
(bir şey) yemek için dışarı çıkmak go out for (something) v.
(bir şey) yemek için bir yere gitmek go out for (something) v.
bir şey yemek grub on something v.
bir şey yaptırmak için başının etini yemek badger into v.
bir şey yaptırmak için birinin başının etini yemek badger someone into something v.
tıka basa (bir şey) yemek stuff with (something) v.
bol miktarda (bir şey) yemek/içmek load up on (something) v.
tıka basa (bir şey) yemek/içmek load up on (something) v.
doyana kadar (bir şey) yemek/içmek load up on (something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek catch hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek get hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek catch hell (for something) v.
(bir öğünde bir şey) yemek have (something) for v.
'-de (bir şey) yemek have for v.
öğle yemeğinde (bir şey) yemek lunch off v.
(bir şey yapması) için (birinin) başının etini yemek pester (one) into (doing) (something) v.
(bir şey) için (birinin) başının etini yemek pester (someone) for (something) v.
(bir şey) içerisinde (bir yemek) sunmak/servis etmek serve (something) in (something or some place) v.
bir şey yemek/içmek throw something back v.
bir şey gömmek (yemek) throw something back v.
(biri bir şey yapsın) diye başının etini yemek torment (one) into (doing something) v.
Colloquial
(birini bir şey, yemek, parti için) bulunduğu yerin daha yukarısında veya kuzeyinde bir yere davet etmek have (someone) up (for something) v.
(bir şey) için fırça yemek get hell for (something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek keep on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek go on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek be on at somebody (to do something) v.
Idioms
bir şey yemek/içmek get outside of v.
bir şey yapmak için birbirinin üstüne çullanmak/birbirini yemek be falling over yourself to do something v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek be on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek go on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek keep on at somebody (to do something) v.
bir şeyden/bir şey yapmaktan yakalanıp ceza yemek get done for something/for doing something [uk] v.
bir şeyden/bir şey yapmaktan dolayı cezayı yemek get done for something/for doing something [uk] v.
bir şeyden/bir şey yapmaktan yakalanıp ceza yemek be done for something/for doing something [uk] v.
bir şeyden/bir şey yapmaktan dolayı cezayı yemek be done for something/for doing something [uk] v.
(biri/bir şey için) kendi kendini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey için) içi içini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey için) kendini yemek/bitirmek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
(biri/bir şey için) içi içini yemek eat your heart out (for somebody/something) [uk] v.
bir lokma (bir şey) yemek have a bite v.
hızlıca (bir şey) yemek have a bite v.
Slang
tıka basa (bir şey) yemek oink out (on something) v.