History

(bir şeye) gitmek

Meanings of "(bir şeye) gitmek" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

	Category	Turkish	English
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeye) gitmek	go for (something) v.

Meanings of "(bir şeye) gitmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 105 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	bir şeye dalıp gitmek	gaze at v.
2	General	(bir şeye) dalıp gitmek	begaze v.
Phrasals
3	Phrasals	(yol) bir yere/şeye gitmek	lead up to something v.
4	Phrasals	birine/bir şeye doğru gitmek	go to someone or something v.
5	Phrasals	birine/bir şeye gitmek	go to someone or something v.
6	Phrasals	birine/bir şeye doğru gitmek	go toward someone or something v.
7	Phrasals	şehir merkezindeki birine/bir şeye gitmek	go down to someone or something v.
8	Phrasals	daha alt kademede/aşağıda kalan birine veya bir şeye gitmek	go down to someone or something v.
9	Phrasals	Güney'deki birine/bir şeye gitmek	go down to someone or something v.
10	Phrasals	(bir şeye) dalıp gitmek	immerse (oneself, someone, or something) in (something) v.
11	Phrasals	kayıkla (bir şeye/yere) gitmek	row out to (something or some place) v.
12	Phrasals	hemen (birine/bir şeye) gitmek	run over to (someone or something) v.
13	Phrasals	koşarak (birine/bir şeye) gitmek	run over to (someone or something) v.
14	Phrasals	farklı bir şeye/yöne doğru gitmek	swing to something v.
15	Phrasals	(bir şeye/yere) tekerlekli bir araçla gitmek	wheel into (something or some place) v.
16	Phrasals	(bir yere/şeye) bir aracı sürerek gitmek	wheel into (something or some place) v.
17	Phrasals	(birine/bir şeye) kadar gitmek	reach to (someone or something) v.
18	Phrasals	bir şeye kadar gitmek	reach to something v.
19	Phrasals	bir koşu (bir yere/şeye) gitmek	run down to (something) v.
20	Phrasals	hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek	run down to (something) v.
21	Phrasals	bir koşu birine bir şeye gitmek/gelmek	run down to someone or something v.
22	Phrasals	hızlıca/hemen birine/bir şeye gitmek	run down to someone or something v.
23	Phrasals	bir şeye doğru gitmek	verge upon something v.
24	Phrasals	bir şeye doğru gitmek	verge on something v.
25	Phrasals	(bir şeye/yere) doğru hızla gitmek	make toward (something) v.
26	Phrasals	hızla bir şeye/yere gitmek	boogie on down v.
27	Phrasals	çabucak bir şeye/yere gitmek	boogie on down v.
28	Phrasals	birine/bir şeye gelmek/gitmek	report to someone or something v.
29	Phrasals	bir şeyi sürerek (bir şeye/yere) gitmek	ride to (something or some place) v.
30	Phrasals	bir şeye binip (bir şeye/yere) gitmek	ride to (something or some place) v.
31	Phrasals	bir şeye binip bir yere gitmek	ride to some place v.
32	Phrasals	bir şeye karşı temyize gitmek	appeal against something v.
33	Phrasals	hızla (birine/bir şeye) doğru gitmek	cut out for (someone or something) v.
34	Phrasals	(geçmişten birine/bir şeye) dönmek/gitmek	flash back (to someone or something) v.
35	Phrasals	kaçıp (bir şeye) gitmek	flee to (something) v.
36	Phrasals	aceleyle/apar topar (bir yere/şeye) gitmek	fly to v.
37	Phrasals	bir şeye/yere uçakla gitmek	fly to something v.
38	Phrasals	(birine/bir şeye) uçakla gitmek	fly to (someone or something) v.
39	Phrasals	(birine/bir şeye) uçarak gitmek	fly to (someone or something) v.
40	Phrasals	(birine/bir şeye) hemen gitmek	fly to (someone or something) v.
41	Phrasals	(birine/bir şeye) zıt gitmek	go up against (someone or something) v.
42	Phrasals	birine/bir şeye doğru gitmek/yaklaşmak	go up to someone or something v.
43	Phrasals	birine/bir şeye içi gitmek	hanker after someone or something v.
44	Phrasals	birine/bir şeye içi gitmek	hanker for someone or something v.
45	Phrasals	(bir şeye) içi gitmek	hanker after (something) v.
46	Phrasals	(bir şeye) içi gitmek	hanker for (something) v.
47	Phrasals	birine/bir şeye doğru gitmek	head for someone or something v.
48	Phrasals	dosdoğru birine/bir şeye gitmek	head toward someone or something v.
49	Phrasals	direkt/doğrudan birine/bir şeye gitmek	head toward someone or something v.
50	Phrasals	aceleyle (birine/bir şeye) doğru gitmek	make for (somewhere or something) v.
51	Phrasals	(bir yere/bir şeye) doğru hızla gitmek	make out for (somewhere or something) v.
52	Phrasals	(bir yere/bir şeye) doğru fırlayıp gitmek	make out for (somewhere or something) v.
53	Phrasals	hemen (bir yere/bir şeye) gitmek/yönelmek	make out for (somewhere or something) v.
54	Phrasals	(birine/bir şeye) içi gitmek	pant for (someone or something) v.
55	Phrasals	(birine/bir şeye) içi gitmek	pine after (someone or something) v.
56	Phrasals	(birine/bir şeye) içi gitmek	pine for (someone or something) v.
57	Phrasals	(birine/bir şeye) içi gitmek	pine over (someone or something) v.
58	Phrasals	(bir şeye) doğru gitmek	progress to (something) v.
59	Phrasals	aceleyle (bir şeye) doğru gitmek	race for (something) v.
60	Phrasals	aceleyle (birine/bir şeye) gitmek	race to (someone or something) v.
61	Phrasals	aceleyle (birine/bir şeye) gitmek	race up to (someone or something) v.
62	Phrasals	(geçmişteki bir şeye) gitmek	regress to (something) v.
63	Phrasals	(tekerlekli bir şeyle) (birine/bir şeye) doğru gitmek	roll to (someone or something) v.
64	Phrasals	kayıkla (bir şeye/yere) gitmek	row out to v.
65	Phrasals	hızla (birine/bir şeye/bir yere) kadar gitmek	run up to (someone, something, or some place) v.
66	Phrasals	hızla (birine/bir şeye/bir yere) koşmak/gitmek	run up to (someone, something, or some place) v.
67	Phrasals	(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak	rush for (someone or something) v.
68	Phrasals	(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak	rush to (someone, something, or some place) v.
69	Phrasals	hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek	scooch over to (something or some place) v.
70	Phrasals	hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek	scoot down to (something or some place) v.
71	Phrasals	hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek	scoot over to (something or some place) v.
72	Phrasals	(bir şeye/bir yere) doğru gitmek/yola çıkmak	strike out for (something or some place) v.
73	Phrasals	(bir şeye/bir yere) gitmek	strike out for (something or some place) v.
74	Phrasals	birine/bir şeye dalıp gitmek	think on someone or something v.
75	Phrasals	birine/bir şeye dalıp gitmek	think upon someone or something v.
76	Phrasals	kendinden emin bir şekilde (birine/bir şeye) yaklaşmak/yürümek/gelmek/gitmek	waltz up (to someone or something) v.
77	Phrasals	(birine/bir şeye) hızla gitmek	zoom over to (someone or something) v.
78	Phrasals	(birine/bir şeye) uçarak gitmek	zoom over to (someone or something) v.
79	Phrasals	(birine/bir şeye) yıldırım gibi gitmek	zoom over to (someone or something) v.
Colloquial
80	Colloquial	(bir şeye) aklı gitmek	go dotty v.
81	Colloquial	(bir şeye) aklı gitmek	go moggy [south africa] v.
82	Colloquial	(bir şeye/yere) doğru gitmek	be headed for (something) v.
83	Colloquial	(bir şeye) dalıp gitmek	be lost in (something) v.
84	Colloquial	bir şeye dalıp gitmek	be lost in something v.
Idioms
85	Idioms	(bir şeye/bir yere) kadar gitmek	make it as far as (something or some place) v.
86	Idioms	(bir şeye/birine) doğru gitmek/yol almak	make (one's) way to (something or some place) v.
87	Idioms	(bir şeye/birine) doğru gitmek/yol almak	make (one's) way toward (something or some place) v.
88	Idioms	(bir şeye/birine) doğru gitmek/yol almak	make your way (to/towards something) v.
89	Idioms	bir şeye doğru gitmek	be on course for v.
90	Idioms	zihninde geçmişteki bir şeye gitmek	cast your mind back to something v.
91	Idioms	(birine/bir şeye) kurban gitmek	fall prey to (someone or something) v.
92	Idioms	(bir şeye) kurban gitmek	fall victim (to something) v.
93	Idioms	(birine/bir şeye) kestirmeden gitmek	make a beeline for (someone or something) v.
94	Idioms	doğruca (birine/bir şeye) gitmek	make a beeline for (someone or something) v.
95	Idioms	hemen (birine/bir şeye) gitmek	make a beeline for (someone or something) v.
96	Idioms	hızla (birine/bir şeye) gitmek	make a bolt for (someone or something) v.
97	Idioms	hızla bir şeye gitmek	make a bolt for it/something v.
98	Idioms	hızla bir şeye gitmek	make a dash for it/something v.
99	Idioms	hızla (birine/bir şeye) gitmek	make a break for (someone or something) v.
100	Idioms	hızla (birine/bir şeye) gitmek	make a dash for (someone or something) v.
101	Idioms	(birine/bir şeye) zıt gitmek	run counter to (someone or something) v.
102	Idioms	bir şeye/bir yere girmek/gitmek	set foot in/on something v.
103	Idioms	(bir şeye/bir yere) girmek/gitmek	set foot on (something or some place) v.
Slang
104	Slang	(bir şeye) aklı gitmek	go batshit v.
105	Slang	(bir şeye) içi gitmek	be jonesing for (something) v.