(bir şeyi) söylemek - Turkish English Dictionary
History

(bir şeyi) söylemek



Meanings of "(bir şeyi) söylemek" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
Phrasals
(bir şeyi) söylemek come across (with something) v.
(bir şeyi) söylemek give out with (something) v.

Meanings of "(bir şeyi) söylemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 109 result(s)

Turkish English
General
üstü kapalı söylemek (kötü bir şeyi) insinuate v.
birine bir şeyi hiç sakınmadan söylemek tell something to someone straight v.
bir şeyi açıkça söylemek put something plainly v.
bir şeyi etkili bir şekilde açıklamak/söylemek put something over v.
ortaya dökülmesini istemediği bir şeyi başkasına söylemek tattle on v.
bir şeyi birine açık açık söylemek enunciate something to someone v.
(bir şeyi) ağzının içinde boğuk söylemek bubble v.
(bir şeyi) yüksek sesle söylemek outsay v.
Phrasals
(birine) bir şeyi söylemek( birine) bir fikri açmak broach (something) with (someone) v.
(birine) bir şeyi söylemek( birine) bir fikri açmak broach something with someone v.
(birine) bir şeyi söylemek( birine) bir fikri açmak broach something to someone v.
(birine bir şeyi) anlatmak/söylemek/açıklamak/göstermek run by v.
bir şeyi inleyerek söylemek moan out something v.
bir şeyi bağırarak dile getirmek/söylemek holler something out v.
bir şeyi belli bir tutumla söylemek frame something in something v.
birine bir şeyi söylemek disclose something to someone v.
birine bir şeyi açıkça söylemek/göstermek disclose something to someone v.
(birine bir şeyi) bağırarak söylemek yell something out (at someone or something) v.
(birine bir şeyi) haykırarak söylemek yell something out (at someone or something) v.
bir şeyi söylemek/anlatmak give with something v.
bir şeyi homurdanarak söylemek snarl something out v.
bir şeyi ters bir şekilde söylemek snarl something out v.
bir şeyi sinirli bir şekilde söylemek snarl something out v.
bir şeyi hızlı hızlı söylemek spiel something off v.
bir şeyi birden söylemek/söyleyivermek spout something out v.
bir şeyi söylemek make with something v.
(birine bir şeyi) söylemek run (something) by (one) v.
(bir şeyi) yanlış söylemek stumble over (something) v.
bir şeyi bağırarak söylemek bellow something out v.
bir şeyi böğürerek söylemek bellow something out v.
bir şeyi kükreyerek söylemek bellow something out v.
(birine) bir şeyi düşünmeden söylemek blurt something out (at someone) v.
(birine) bir şeyi aniden söylemek blurt something out (at someone) v.
bir şeyi bağırarak söylemek/duyurmak call something out v.
(bir şeyi) açık açık söylemek come out with (something) v.
(birine bir şeyi) söylemek communicate (something) to (someone) v.
(bir şeyi incelikli bir şekilde) söylemek/belirtmek couch (something) in (something) v.
bir şeyi öksürerek söylemek cough something out v.
(birine bir şeyi) söylemek disclose (something) to (one) v.
(bir şeyi birine) tam olarak söylemek enunciate (something) to (one) v.
bir şeyi söylemek give (out) with something v.
(bir şeyi birine/bir şeye) söylemek impart (something) to (someone or something) v.
(birine bir şeyi) söylemek inform (one) about (something) v.
(birine bir şeyi) söylemek inform (one) of (something) v.
(bir şeyi) aceleyle söylemek veya yapmak rattle through (something) v.
(birini/bir şeyi) destekleyen (bir şey) söylemek say (something) for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) savunacak (bir şey) söylemek say (something) for (someone or something) v.
(birine) güvenip gizli (bir şeyi) söylemek trust (someone) with (something) v.
Colloquial
bir şeyi alçak, boğuk sesle söylemek croak out v.
birinin (bir şeyi yapan, bir yerde olan) kişi olduğunu söylemek finger v.
(bir şeyi) alıp ne yapabileceğini söylemek tell (one) what (one) can do with (something) v.
bir şeyi birine söylemek lay something on someone v.
(bir şeyi) hemen söylemek make with the (something) v.
Idioms
aynı cümle içinde hem (bir şeyi) hem de (onun zıddını) söylemek say something in the same breath v.
(bir şeyi) başkasına söylemek breathe something (of something) (to someone) v.
bir şeyi dolandırarak söylemek say something in a roundabout way v.
bir şeyi birinin yüzüne söylemek say something right to someone's face v.
önemli bir şeyi devamlı söylemek have a bee in your bonnet v.
birine bir şeyi onu kırmadan söylemek let (one) down easy v.
(bir şeyi) herkese söylemek proclaim (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese söylemek proclaim (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese söylemek proclaim (something) from the rooftops v.
(bir şeyi) herkese söylemek scream (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese söylemek scream (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese söylemek shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese söylemek shout (something) from the housetops v.
bir şeyi herkese söylemek shout something from the housetops/rooftops v.
bir şeyi iyiliğine söylemek/yapmak mean/do something for the best v.
bir şeyi iyilik olsun diye söylemek/yapmak mean/do something for the best v.
bir şeyi yardımı dokunsun diye söylemek/yapmak mean/do something for the best v.
bir şeyi yardım olsun diye söylemek/yapmak mean/do something for the best v.
(birine bir şeyi) tekrar/son bir kez daha söylemek run (something) by (one) one more time v.
(bir şeyi) gelişigüzel söylemek pluck (something) from the air v.
(bir şeyi) gelişigüzel söylemek pluck something from the air v.
(birine bir şeyi) söylemek run (something) past (one) v.
(birine) bir şeyi tekrar tekrar söylemek drive something home (to somebody) v.
(birine) bir şeyi üzerine basa basa söylemek drive something home (to somebody) v.
(birine) bir şeyi tekrar tekrar söylemek hammer something home (to somebody) v.
(birine) bir şeyi üzerine basa basa söylemek hammer something home (to somebody) v.
bir şeyi söylemek give voice to something v.
(bir şeyi) dobra dobra söylemek lay (something) on the line v.
(bir şeyi) açık açık/açıkça söylemek lay (something) on the line v.
(bir şeyi) açıkça söylemek make no bones about (something) v.
(bir şeyi) dobra dobra söylemek make no bones about (something) v.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek pluck (something) out of the air v.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek pluck (something) out of the thin air v.
(bir şeyi) rastgele söylemek/üretmek pull (something) out of the/thin air v.
(birine bir şeyi) tekrar söylemek run (something) by (one) again v.
(bir şeyi) dolandırarak söylemek say (something) in a roundabout (sort of) way v.
(bir şeyi) açıkça/açık bir dille söylemek say (something) in plain language v.
(bir şeyi birinin) yüzüne söylemek say (something) to (one's) face v.
(bir şeyi birinin) yüzüne karşı söylemek say (something) to (one's) face v.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir gerekçe no ax to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir neden no ax to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken no ax to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir kişisel gerekçe no ax to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir motivasyon no ax to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir gerekçe no axe to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir neden no axe to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken no axe to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir kişisel gerekçe no axe to grind expr.
(bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir motivasyon no axe to grind expr.
Speaking
bir şeyi söylemek yapmaktan daha kolaydır talk is cheap expr.
Slang
(bir şeyi) alıp bir yerine sokabileceğini söylemek tell (one) what (one) can do with (something) v.
(bir şeyi) alıp neresine sokabileceğini söylemek tell (one) what (one) can do with (something) v.
(bir şeyi) alıp bir yerine sokmasını söylemek tell someone what to do with something v.
(bir şeyi) alıp neresine sokması gerektiğini söylemek tell someone what to do with something v.
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek tell somebody where to put something v.
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek tell somebody where to stick something v.