(bir şeyin içine) koymak - Turkish English Dictionary
History

(bir şeyin içine) koymak



Meanings of "(bir şeyin içine) koymak" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
Phrasals
(bir şeyin içine) koymak carry in (some place) v.
(bir şeyin içine) koymak carry into (some place) v.
(bir şeyin içine) koymak carry someone or something into some place v.
(bir şeyin içine) koymak carry someone or something in v.

Meanings of "(bir şeyin içine) koymak" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
(bir şeyin) içine süt koymak milk v.
Phrasals
(bir şeyin içine) damla damla akıtmak/koymak/eklemek/dökmek drip in (something) v.
(bir şeyin içine) damla damla akıtmak/koymak/eklemek/dökmek drip into (something) v.
bir şeyi bir şeyin içine damla damla akıtmak/koymak drip something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine damla damla akıtmak/koymak drip something in v.
(bir şeyin) içine koymak/boşaltmak emit (something) into (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak enclose someone or something (with)in something v.
(birini/bir şeyi) bir şeyin içine koymak rest in (someone or something) v.
yoğun bir şekilde (bir şeyin) içine (bir şey) koymak stuff into (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak lay someone or something into something v.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak lay someone or something in something v.
(bir şeyi bir şeyin/yerin) içine koymak pack (something) into (something or some place) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine gizlice koymak plant (something) in (something else) v.
bir şeyin içine bir kat daha bir şey koymak line something with something v.
bir şeyin içine cezbedici bir şey koymak salt something with something v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak store something in something v.
(bir şeyi bir şeyin) içine koymak deposit (something) in (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine koymak deposit (something) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine koymak entomb (someone or something) in (something) v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak feed something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak/takmak/dahil etmek get something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine koymak/takmak/dahil etmek get something in something v.
(bir şeyin) içine (bir şey) eklemek/koymak/dökmek infuse (something) with (something) v.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert in (something) v.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine koymak/yerleştirmek intersperse (something) throughout (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine koymak/bırakmak put (someone or something) inside (something) v.
(bir şeyin) içine koymak/bırakmak set into (something) v.
(bir şeyin/bir yerin) içine koymak/yerleştirmek slip into (something or some place) v.