Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | (tekerlekli bir araçla) götürmek | wheel v. | ||
Nurses wheeled me to the door. Hemşireler beni kapıya kadar götürdü. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla götürmek | wheel someone or something away v. |
Phrasals | birini veya bir şeyi tekerlekli bir araçla alıp götürmek | wheel someone or something away v. |
Phrasals | birini tekerlekli bir araçla iterek taşımak/götürmek | wheel around v. |
Phrasals | tekerlekli bir araçla götürmek | wheel off v. |
Phrasals | birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla götürmek | wheel someone or something off v. |
Phrasals | tekerlekli bir araçla götürmek | wheel away v. |