History

(the) goods

Meanings of "(the) goods" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

	Category	English	Turkish
Colloquial
1	Colloquial	(the) goods n.	özgün şey
2	Colloquial	(the) goods n.	önemli şey

Meanings of "(the) goods" with other terms in English Turkish Dictionary : 120 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	clear the goods (from the customs) v.	malları çekmek
2	General	purchase goods within the country v.	yurt içinden ürün satın almak
3	General	clear the goods from the port v.	malı limandan çekmek
4	General	clear the goods v.	malı gümrükten çekmek
5	General	lose on the goods v.	maldan kaybetmek
6	General	be designed mainly for the transport of goods v.	esas olarak yük taşımak için tasarlanmak
Proverb
7	Proverb	take the goods the gods provide	sana sunulan kısmetin değerini bil
Colloquial
8	Colloquial	come up with the goods v.	bekleneni yapmak
9	Colloquial	deliver the goods v.	bekleneni yapmak
10	Colloquial	produce the goods v.	bekleneni yapmak
11	Colloquial	come up with the goods v.	üzerine düşeni yapmak
12	Colloquial	deliver the goods v.	üzerine düşeni yapmak
13	Colloquial	produce the goods v.	üzerine düşeni yapmak
14	Colloquial	come up with the goods expr.	üzerine düşeni yap
15	Colloquial	come up with the goods expr.	senden bekleneni yap
16	Colloquial	come up with the goods expr.	senden isteneni yap
17	Colloquial	deliver the goods expr.	üzerine düşeni yap
18	Colloquial	deliver the goods expr.	senden bekleneni yap
19	Colloquial	deliver the goods expr.	senden isteneni yap
20	Colloquial	produce the goods expr.	üzerine düşeni yap
21	Colloquial	produce the goods expr.	senden bekleneni yap
22	Colloquial	produce the goods expr.	senden isteneni yap
Idioms
23	Idioms	the straight goods n.	tam olarak doğru/gerçek
24	Idioms	the straight goods n.	katıksız doğru/gerçek
25	Idioms	the straight goods n.	en yalın haliyle gerçek
26	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(biri/bir şey) hakkındaki skandal haberler
27	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(biri/bir şey) hakkındaki suçlayıcı bilgiler
28	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(birine/bir şeye) zarar verecek bilgiler
29	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(birini/bir şeyi) olumsuz etkileyecek bilgiler
30	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(birini/bir şeyi) bitirecek/mahvedecek bilgiler
31	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(birini/bir şeyi) rezil edecek bilgiler
32	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) ismini lekeleyecek bilgiler
33	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(birini/bir şeyi) töhmet altında bırakacak bilgiler
34	Idioms	the goods on (someone or something) n.	(birinin/bir şeyin) kirli çamaşırları
35	Idioms	the goods on (something) n.	(bir şey) hakkında detaylı bilgi
36	Idioms	the goods on (something) n.	(bir şey) hakkında ayrıntılı bilgi
37	Idioms	the goods on (something) n.	(bir şey) hakkında yol gösterici bilgi
38	Idioms	come up with (or deliver or produce) the goods v.	bekleneni ya da vaat edileni yapmak
39	Idioms	come up with (or deliver or produce) the goods v.	istenen şeyi gerçekleştirmek
40	Idioms	come up with (or deliver or produce) the goods v.	yüzünü kara çıkarmamak
41	Idioms	have the goods v.	donanımlı olmak
42	Idioms	come up with the goods v.	kendinden umulanı/bekleneni yapmak
43	Idioms	deliver the goods v.	kendinden umulanı/bekleneni yapmak
44	Idioms	get the goods on someone v.	suç delillerini elde etmek
45	Idioms	have the goods on someone v.	suçlu olduğunu ispat etmek
46	Idioms	get the goods on someone v.	suçlu olduğunu ispat etmek
47	Idioms	have the goods on someone v.	suç delillerini elde etmek
48	Idioms	have the goods v.	yetenekli olmak
49	Idioms	come up with the goods v.	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
50	Idioms	come up with the goods v.	dediğini yapmak
51	Idioms	come up with the goods v.	sözünün arkasında durmak
52	Idioms	come up with the goods v.	üzerine düşeni yapmak
53	Idioms	come up with the goods v.	bekleneni yapmak
54	Idioms	come up with the goods v.	isteneni yerine getirmek
55	Idioms	deliver the goods v.	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
56	Idioms	deliver the goods v.	dediğini yapmak
57	Idioms	deliver the goods v.	sözünün arkasında durmak
58	Idioms	deliver the goods v.	üzerine düşeni yapmak
59	Idioms	deliver the goods v.	bekleneni yapmak
60	Idioms	deliver the goods v.	isteneni yerine getirmek
61	Idioms	produce the goods v.	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
62	Idioms	produce the goods v.	dediğini yapmak
63	Idioms	produce the goods v.	sözünün arkasında durmak
64	Idioms	produce the goods v.	üzerine düşeni yapmak
65	Idioms	produce the goods v.	bekleneni yapmak
66	Idioms	produce the goods v.	isteneni yerine getirmek
67	Idioms	come up with the goods v.	üzerine düşeni yapmak
68	Idioms	come up with the goods v.	bekleneni yapmak
69	Idioms	come up with the goods v.	isteneni yapmak
70	Idioms	come up with the goods v.	isteneni yerine getirmek
71	Idioms	come up with the goods v.	sözünü tutmak
72	Idioms	come up with the goods v.	verdiği sözü yerine getirmek
73	Idioms	come up with the goods v.	dediğini yapmak
74	Idioms	come up with the goods v.	sözünün arkasında durmak
75	Idioms	deliver the goods v.	üzerine düşeni yapmak
76	Idioms	deliver the goods v.	bekleneni yapmak
77	Idioms	deliver the goods v.	isteneni yapmak
78	Idioms	deliver the goods v.	isteneni yerine getirmek
79	Idioms	deliver the goods v.	sözünü tutmak
80	Idioms	deliver the goods v.	verdiği sözü yerine getirmek
81	Idioms	deliver the goods v.	dediğini yapmak
82	Idioms	deliver the goods v.	sözünün arkasında durmak
83	Idioms	produce the goods v.	üzerine düşeni yapmak
84	Idioms	produce the goods v.	bekleneni yapmak
85	Idioms	produce the goods v.	isteneni yapmak
86	Idioms	produce the goods v.	isteneni yerine getirmek
87	Idioms	produce the goods v.	sözünü tutmak
88	Idioms	produce the goods v.	verdiği sözü yerine getirmek
89	Idioms	produce the goods v.	dediğini yapmak
90	Idioms	produce the goods v.	sözünün arkasında durmak
91	Idioms	get the goods v.	içyüzünü öğrenmek
92	Idioms	get the goods v.	kötü veya gizli bilgileri öğrenmek
93	Idioms	get the goods on v.	suç delillerini elde etmek
94	Idioms	get the goods on v.	suçlu olduğunu ispat etmek
95	Idioms	get the goods on v.	aleyhinde delilleri toplamak
Speaking
96	Speaking	the goods are ready expr.	ürünler hazır
Trade/Economic
97	Trade/Economic	difference between the revenues generated and the expenses incurred and the acquisition costs of the goods sold within an accounting period n.	basit usülde ticari kazanç
98	Trade/Economic	cmr convention (convention on the contract for the international carriage of goods by road) n.	cmr konvansiyonu (uluslararası karayolu taşımacılığında koşulları standardize ederek taşıyıcının sorumluluklarını belirleyen sözleşme)
99	Trade/Economic	goods resulting from the processing of agricultural products n.	işlenmiş tarım ürünleri
100	Trade/Economic	goods resulting from the processing of agricultural products n.	işlenmiş tarım ürünlerinden elde edilen mamüller
101	Trade/Economic	defect inherent in the goods n.	malın kendi kusuru
102	Trade/Economic	defect inherent in the goods n.	malzemenin kendine has kusuru
103	Trade/Economic	praise of the goods by the seller n.	satıcının malını övmesi
104	Trade/Economic	goods and values belonging to third parties held by the enterprise n.	şirketin elinde bulunan üçüncü şahıslara ait mallar ve kıymetler
105	Trade/Economic	creditors in respect of goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties n.	üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetlere ilişkin alacaklılar
106	Trade/Economic	goods and values held by third parties in their name but at risk to and for the benefit of the enterprise n.	üçüncü şahıslar tarafından elinde bulunan ancak risk ve menfaatleri şirkete ait olan mallar ve kıymetler
107	Trade/Economic	goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties n.	üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetler
108	Trade/Economic	placing of goods on the market n.	ürünlerin piyasaya arzı
Law
109	Law	felonious removal of goods from the place n.	bir şeyi bir yerden hırsızlık maksadıyla alma
Politics
110	Politics	goods in the unaltered state n.	değişmemiş eşya
111	Politics	committee on the export and return of cultural goods n.	kültürel malların ihracı ve iadesi komitesi
112	Politics	united nations convention on the international sale of goods n.	malların uluslararası satımına ilişkin birleşmiş milletler sözleşmesi
113	Politics	united nations convention on contracts for the international sale of goods n.	milletlerarası mal satımına ilişkin sözleşmeler hakkında birleşmiş milletler antlaşması
114	Politics	committee on the transport of dangerous goods n.	tehlikeli malların taşınması komitesi
115	Politics	committee on statistics relating to the trading of goods between member states n.	üye devletler arasında mal ticaretine ilişkin istatistikler komitesi
116	Politics	committee on statistics relating to the trading of goods with non-member countries n.	üye olmayan devletlerle mal ticaretine ilişkin istatistikler komitesi
Technical
117	Technical	lifts for the transport of persons and goods n.	insan ve yük taşımacılığı için asansörler
118	Technical	tank wagon for the carriage of goods in powder form n.	silolu vagon
119	Technical	container for the carriage of goods in powder form n.	toz halinde dökme malzeme kabı
Transportation
120	Transportation	european agreement concerning the international carriage of dangerous goods by road (adr) n.	tehlikeli malların karayolu ile uluslararası taşımacılığına ilişkin avrupa anlaşması