a kind of - Turkish English Dictionary
History

a kind of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "a kind of" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
a kind of adj. bir çeşit
a kind of adj. bir tür

Meanings of "a kind of" with other terms in English Turkish Dictionary : 140 result(s)

English Turkish
General
a kind of shalwar n. çakşır
a kind of grouper n. lahos
coffee of a kind n. kahveye benzer bir şey
a kind of folk dance n. bar
a kind of wine barrel n. fota
a kind of sweetish cake n. kuşlokumu
a kind of soft and unsalted cheese n. teleme
a kind of solo folk dance n. çiftetelli
a kind of bun n. açma
a kind of fishhook n. piçsinek
a kind of light fritter n. mafiş
a kind of peach n. kızmemesi
a kind of millionaire n. milyoner gibi bir şey
a kind of owl n. yapalak
a kind of dice game n. barbut
a kind of mosquito n. üvez
one of a kind n. türünün tek örneği
a kind of fat-tailed sheep n. dağlıç
one of a kind n. kendine özgü
two of a kind n. tıpatıp
two of a kind n. benzer
a plain kind of guy n. sıradan tip/adam
a kind of small fly n. mucuk
a kind of large handkerchief n. yağlık
a kind of folk dance n. horon
send a signal of some kind v. bir tür sinyal yollamak
send a signal of some kind v. bir tür sinyal göndermek
of a different kind adj. başka tür
of a different kind adj. başka çeşitten
of a kind adj. sıradan
of a kind adj. aynı cinsten
two of a kind adj. aynı iki tür
one of a kind adj. eşi benzeri olmayan
one of a kind adj. eşsiz
in a kind of way adv. bir şekilde
in a kind of funny way adv. ilginç bir şekilde
in a kind of way adv. sınırlar dahilinde
in a kind of way adv. çekinceyle
Phrases
first of a kind expr. türünün ilk örneği
Colloquial
it's kind of a bummer expr. pek iyi değil
it's kind of a bummer expr. kötü sayılır
thank you for a (some kind of) time expr. sayende geçirdiğim (güzel, harika) zaman için teşekkürler
thank you for a (some kind of) time expr. (harika, güzel) vakit geçirdim, teşekkürler
thank you for a (some kind of) time expr. birlikte geçirdiğimiz (güzel, harika) zaman için teşekkürler
thank you for a (some kind of) time expr. her şey için teşekkürler
a kind of something expr. bir çeşit bir şey olarak
a kind of something expr. bir nevi bir şey olarak
a kind of something expr. bir tür bir şey olarak
thank you for a (some kind of) evening expr. (böyle bir) akşam için teşekkür ederim
thank you for a (some kind of) evening expr. (güzel, harika) akşam için teşekkür ederim
thank you for a (some kind of) evening expr. geçirdiğimiz (güzel, harika) akşam için teşekkür ederim
thank you for a (some kind of) evening expr. (güzel, harika) bir akşamdı, teşekkürler
thanks for a (some kind of) evening expr. (böyle bir) akşam için teşekkürler
thanks for a (some kind of) evening expr. (güzel, harika akşam için teşekkürler
thanks for a (some kind of) evening expr. geçirdiğimiz (güzel, harika akşam için teşekkürler
thanks for a (some kind of) evening expr. (güzel, harika bir akşamdı, teşekkürler
thanks for a (some kind of) time expr. (güzel, harika) zaman geçirmemi sağladığın/sağladığınız için teşekkürler
thanks for a (some kind of) time expr. (güzel, harika) vakit geçirdim, teşekkürler
thanks for a (some kind of) time expr. geçirdiğimiz (güzel, harika) zaman için teşekkürler
Idioms
a (kind of) reflection on (someone or something) n. (mecazi) bir şeyin vitrini
a (kind of) turn of mind n. belirli bir bakış açısı
a (kind of) turn of mind n. belirli bir bakış açısı
a (kind of) reflection on (someone or something) n. (mecazi) bir şeyin vitrini
a (kind of) reflection on (someone or something) n. bir şeyin örneği/yansıması
a (kind of) turn of mind n. belirli bir zihniyet
a (kind of) turn of mind n. belirli bir zihniyet
a (kind of) reflection on (someone or something) n. bir şeyin örneği/yansıması
a (kind of) reflection on (someone or something) n. (mecazi) gösteren
a (kind of) turn of mind n. belirli bir düşünce tarzı
a (kind of) turn of mind n. belirli bir düşünce tarzı
a (kind of) reflection on (someone or something) n. (mecazi) gösteren şey
a (kind of) turn of mind n. belirli bir kafa yapısı
a (kind of) turn of mind n. belirli bir kafa yapısı
a (kind of) reflection on (someone or something) n. temsil eden şey
two of a kind n. aynı cins
a (kind of) reflection on (someone or something) n. (bir şeyi/birini) temsil eden
a (kind of) reflection on (someone or something) n. (bir şeyin/birinin) vitrinini oluşturan
a (kind of) reflection on (someone or something) n. (bir şeyin/birinin) ön yüzünü/görünen yüzünü oluşturan
sound a (kind of) note v. kulağa bir şey gibi gelmek
sound a (kind of) note v. belli bir yaklaşımla konuşmak
sound a (kind of) note v. belli bir tonda konuşmak
sound a (kind of) note v. belli bir havada iletişim kurmak/konuşmak
sound a (kind of) note v. belli bir tarzda iletişim kurmak/konuşmak
sound a (kind of) note v. belli bir tavırla iletişim kurmak/konuşmak
sound a (kind of) note v. belli bir üslupla iletimim/kurmak konuşmak
sound a (kind of) note v. (konuşma) belli bir tonda olmak
sound a (kind of) note v. (konuşma) belli bir yaklaşımda olmak
sound a (kind of) note v. (konuşma) belli bir tutumda olmak
sound a (kind of) note v. belli bir tutumla/yaklaşımla konuşmak
be cast in a (some kind of) mold v. aynı, benzer kalıptan çıkmış gibi olmak
be cast in a (some kind of) mold v. aynı, benzer hamurla/hamurdan yoğrulmuş olmak
be cast in a (some kind of) mold v. birbirinin aynısı, benzeri olmak
be cast in a (some kind of) mold v. taban tabana benzemek, aynı olmak
be cast in a (some kind of) mold v. (belirtilen türde) olmak
be one of a kind v. türünün tek örneği olmak
be one of a kind v. eşsiz olmak
be one of a kind v. kendine özgü olmak
be one of a kind v. eşi benzeri olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellikten) eser olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellik) hiç olmamak
not have a (kind of) bone in (one's) body v. (birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellikten) eser olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özelliğin) zerresi olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde) en ufak (bir özellik) olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinde bir özellik) hiç olmamak
not have a (some kind of) bone in (one's) body v. (birinin) kumaşında (bir özellik) olmamak
paint a (some kind of) picture of (something) v. (bir şeyle) ilgili (bir çeşit) bir tablo çizmek
paint a (some kind of) picture of (something) v. (bir şeyi bir şekilde) tasvir etmek/betimlemek
strike a (kind of) note v. (konuşma) belirli bir tonda olmak
strike a (kind of) note v. (konuşma) belirli bir tavırda olmak
a kind of (something) expr. -yerine
a kind of (something) expr. -olarak
a kind of (something) expr. -namına
a kind of (something) expr. -temsilen
a kind of (something) expr. alternatif olarak
two of a kind expr. birbirinin aynısı
doesn't have a (certain kind of) bone in (one's) body expr. (birinin) damarlarında bir damla bile kötülük/kıskançlık bulunmaz
in a (kind of) light expr. (belirli) bir şekilde
in a (kind of) light expr. (belirli bir) yönden
in a (kind of) light expr. (belirli bir) açıdan
Speaking
i kind of lived there for a while expr. bir süre orada yaşadım sayılır
Marine
a kind of boat used on the black sea n. çapar
a kind of chain hoist pulley n. opçuk
Medical
a kind of typhus n. karahumma
a kind of eye sore n. kuşkanadı
Gastronomy
a kind of dessert unique to polish cuisine n. ponçik
a kind of spicy chicken soup n. arabaşı çorbası
a kind of cold soup made of yogurt and cucumber n. cacık
a kind of soft cheese n. çayırpeyniri
a kind of yellow cheese made of sheep's milk n. kaşar
a kind of candy n. pişmaniye
Zoology
a kind of hawk n. sardoğan
a kind of blue fish n. sırtıkara
Botanic
a kind of grape n. yalova misketi
History
a kind of tax payed by non-muslim minorities in the ottoman empire n. cizye
Card
three of a kind n. bir elde aynı dereceden üç kart
Music
a kind of drum n. darbuka
a kind of big drum (formerly used for signalling) n. kös