Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | ağır gelen | grievous adj. |
General | ağır gelen | preponderant adj. |
General | ağır gelen | preponderate adj. |
General | ağır gelen | preponderating adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | ağır gelen şey | overbalance n. |
Medical | ||
Medical | serbest silis zerreciklerinin nefes yoluyla alınması sonucu meydana gelen sanayi parçacıklarının yol açtığı ağır bir hastalık | silicosis n. |
Astronomy | ||
Astronomy | yıldızlarda meydana gelen nükleer füzyon ile hafif parçacıklardan daha ağır elementlerin oluşumu | nucleosynthesis n. |
Slang | ||
Slang | afrika veya jamaika'dan gelen ağır bir esrarla/marihuanayla sarılan sigara | gungeon n. |
Slang | afrika veya jamaika'dan gelen ağır bir esrarla/marihuanayla sarılan sigara | gunny n. |