apples - Turkish English Dictionary
History

apples

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "apples" in Turkish English Dictionary : 6 result(s)

English Turkish
General
apples n. elmalar
Slang
apples n. merdivenler
apples n. testisler
apples n. taşaklar
apples n. göğüsler
apples n. memeler

Meanings of "apples" with other terms in English Turkish Dictionary : 67 result(s)

English Turkish
General
compare apples to oranges v. iki farklı şeyi birbiriyle mukayese etmek
having apples adj. elmalı
with apples adj. elmalı
Proverb
the apples on the other side of the wall are the sweetest komşunun tavuğu komşuya kaz görünür
the apples on the other side of the wall are the sweetest komşunun tavuğu komşuya kaz, karısı da kız görünür
apples on the other side of the wall are the sweetest komşunun tavuğu komşuya kaz görünür
Colloquial
not to compare apples to oranges v. sapla samanı birbirinden ayırmak
not to compare apples to oranges v. sapla samanı ayırt etmek
Idioms
a few bad apples n. birkaç çürük elma
apples and oranges n. taban tabana zıt iki şey
compare apples and oranges v. elmayla armutu mukayese etmek
compare apples and oranges v. taban tabana zıt iki şeyi mukayese etmek
mix apples and oranges v. elmayla armudu karıştırmak
mix apples and oranges v. elmayla armudu karşılaştırmak
mix apples and oranges v. iki zıt/alakasız şeyi karşılaştırmak
mix apples and oranges v. iki zıt/alakasız şeyi karıştırmak
compare apples and/to/with apples v. çok benzer iki şeyi kıyaslamak
compare apples with oranges v. iki farklı şeyi birbiriyle mukayese etmek
compare apples with oranges v. elmayla armudu karıştırmak
compare apples with oranges v. karşılaştırılması uygun olmayan çok alakasız iki şeyi birbiriyle kıyaslamak
a2o (apples to oranges) expr. a ile z
a2o (apples to oranges) expr. elmayla armut
a2o (apples to oranges) expr. sapla saman
a2o (apples to oranges) expr. gündüzle gece
a2o (apples to oranges) expr. ateşle su
apples to oranges expr. elmayla armut
apples to oranges expr. sapla saman
apples to oranges expr. gündüzle gece
apples to oranges expr. ateşle su
how do you like them apples! expr. bu nasıl oldu!
she'll be apples expr. her şey iyi olacak
apples and oranges expr. elma ile armut
she's apples [australia] expr. her şey yolunda
she'll be apples expr. her şey yoluna girecek
sure as god made little green apples expr. iki artı ikinin dört ettiği kadar
sure as god made little green apples expr. kesin
how do you like them apples! expr. nasıl hoşuna gitti mi!
how do you like them apples! expr. ne diyorsun bu işe!
sure as god made little green apples expr. şüphe götürmez
how do you like them apples! expr. (hadi bakalım) buna ne diyorsun!
(as) sure as god made little green apples expr. şüphesiz
(as) sure as god made little green apples expr. şüphe götürmez
(as) sure as god made little green apples expr. iki artı ikinin dört ettiği kadar açık
(as) sure as god made little green apples expr. kesin
like comparing apples and oranges expr. elmayla armudu karıştırmak gibi
like comparing apples and oranges expr. elmayla armudu karşılaştırmak gibi
how 'bout them apples? expr. nasılmış?
how 'bout them apples? expr. nasıl ama?
how 'bout them apples? expr. peki ya buna ne dersin?
Speaking
I eat two apples every day expr. ben günde i̇ki̇ tane elma yeri̇m
I eat two apples every day expr. günde i̇ki̇ elma yerim
I eat two apples every day expr. günde i̇ki̇ elma yiyorum
she's apples expr. endişeye gerek yok (her şey yolunda gidecek)
she'll be apples expr. endişeye gerek yok (her şey yolunda gidecek)
how bout them apples? expr. ya peki buna ne dersin?
how do you like them apples? expr. ya peki buna ne dersin?
Gastronomy
baked apples n. fırında elma
dried apples n. kurutulmuş elma
Botanic
devil's apples n. adamotu
devil's apples n. akdeniz'de yetişen büyük yumurta biçimli yaprakları, yeşili, sarı veya mor çiçekleri olan itüzümü familyasından bir bitki
Social Sciences
bad apples excuse n. kurunun yanında yaşın da yanması
few bad apples excuse n. kurunun yanında yaşın da yanması
few bad apples excuse n. (sınıf/toplum/grup vb) içerisindeki bazı kimselerin olumsuz yönlerinin diğerlerini de etkilemesi
bad apples excuse n. (sınıf/toplum/grup vb) içerisindeki bazı kimselerin olumsuz yönlerinin diğerlerini de etkilemesi
Mythology
apples of sodom n. koparıldığında duman ve küle dönüştüğü rivayet edilen bir meyve
Slang
she'll be apples n. çok geç
British Slang
apples and pears (cockney rhyming slang) n. merdiven