Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
Spanish - English
History
bırakmak zorunda bırakmak
Meanings of
"bırakmak zorunda bırakmak"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
Idioms
1
Idioms
bırakmak zorunda bırakmak
expel from
v.
Meanings of
"bırakmak zorunda bırakmak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 75 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
zorunda bırakmak
oblige
v.
General
2
General
geri dönmek zorunda bırakmak
drive back
v.
3
General
zorunda bırakmak
reduce
v.
4
General
zorunda bırakmak
obligate
v.
5
General
zorunda bırakmak
compel
v.
6
General
başarısızlıktan dolayı okulu bırakmak zorunda kalmak
flunk out
v.
7
General
zorunda bırakmak
oblige
v.
8
General
zorunda bırakmak
leave someone no choice but do something
v.
9
General
zorunda bırakmak
constrain
v.
10
General
zorunda bırakmak
adact
v.
11
General
zorunda bırakmak
hold
v.
12
General
zorunda bırakmak
obstringe
v.
13
General
katlanmak zorunda bırakmak
subject
v.
Phrasals
14
Phrasals
birini bir şeye mecbur etmek/yapmak zorunda bırakmak
obligate someone to something
v.
15
Phrasals
(birini bir şeyi/kaynağı) kullanmak zorunda bırakmak
drive (one) back on (something)
v.
16
Phrasals
cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
drive (one) back on (something)
v.
17
Phrasals
birini bir kaynağı/birikimi kullanmak zorunda bırakmak/kullanmaya itmek
drive someone back on something
v.
18
Phrasals
cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
drive someone back on something
v.
19
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir şey yapmak zorunda bırakmak
force on (someone or something)
v.
20
Phrasals
(birini/bir grubu) yerleşik olduğu yeri terk etmek zorunda bırakmak
uproot (someone or something) from (something or some place)
v.
21
Phrasals
birini yerleşik olduğu yeri terk etmek zorunda bırakmak
uproot someone from
v.
22
Phrasals
harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak
push to
v.
23
Phrasals
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak
terrify (one) into (something)
v.
24
Phrasals
birini bir şey yapmak zorunda bırakmak
terrify someone into something
v.
25
Phrasals
birini bir şey yapmak zorunda bırakmak
terrorize someone into something
v.
26
Phrasals
(birini bir şeyi/yeri) terk etmek zorunda bırakmak
terrify (one) out of (something or some place)
v.
27
Phrasals
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak
terrorize (one) into (something)
v.
28
Phrasals
(birini bir şeyi) terk etmek zorunda bırakmak
terrorize (one) out of (something)
v.
29
Phrasals
sel (birini bir şeyi/yeri) terk etmek zorunda bırakmak
wash (someone) out of (something or some place)
v.
30
Phrasals
sel (birini bir şeyden/yerden) çıkmak zorunda bırakmak
wash (someone) out of (something or some place)
v.
31
Phrasals
(birini bir programı, kurumu) bırakmak zorunda bırakmak
wash (someone) out of (something or some place)
v.
32
Phrasals
birini (bir şey) yapmak zorunda/mecburiyetinde bırakmak
bounce into (something)
v.
33
Phrasals
(birini) bir şey yapmak zorunda bırakmak
bounce into (someone)
v.
34
Phrasals
evini/işini yakıp birini dışarı çıkmak zorunda bırakmak
burn someone out of something
v.
35
Phrasals
yangın nedeniyle birini bulunduğu yeri (işini/evini) terk etmek zorunda bırakmak
burn someone out of something
v.
36
Phrasals
evini/işini yakıp dışarı çıkmak zorunda bırakmak
burn out of
v.
37
Phrasals
yangın nedeniyle bulunduğu yeri (işini/evini) terk etmek zorunda bırakmak
burn out of
v.
38
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
call upon (someone)
v.
39
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
compel (someone) to (do something)
v.
40
Phrasals
yapmak zorunda bırakmak
compel to do
v.
41
Phrasals
-i kullanmak zorunda bırakmak
drive back on
v.
42
Phrasals
başarısızlıktan dolayı (okulu) bırakmak zorunda kalmak
flunk out (of something)
v.
43
Phrasals
(birini) istifa etmek/pozisyonundan ayrılmak zorunda bırakmak
force (someone) out of (something)
v.
44
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine girmek zorunda bırakmak
force (someone or something) into (something)
v.
45
Phrasals
birini sözünü tutmak zorunda bırakmak
hold someone to something
v.
46
Phrasals
(birini konumunu/bir şeyi) bırakmak zorunda bırakmak
muscle (one) out (of something or some place)
v.
47
Phrasals
terk etmek/bırakmak zorunda bırakmak
muscle out of
v.
48
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
obligate (one) to
v.
49
Phrasals
(birini bir şeye) sadık/bağlı kalmak zorunda bırakmak
obligate (one) to
v.
50
Phrasals
(yapmak) zorunda bırakmak
obligate to
v.
51
Phrasals
'-e sadık/bağlı kalmak zorunda bırakmak
obligate to
v.
52
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
oblige (one) to (do something)
v.
53
Phrasals
yapmak zorunda bırakmak
oblige to do
v.
54
Phrasals
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak
push (someone) into (something)
v.
55
Phrasals
(birini bir şeyden/bir yerden) çıkmak zorunda kalana kadar aç bırakmak
starve (one) out of (something or some place)
v.
56
Phrasals
dışarı çıkmak zorunda kalana kadar aç bırakmak
starve out
v.
57
Phrasals
(birini yüksek bir meblağ) ödemek zorunda bırakmak
sting (one) for (something)
v.
58
Phrasals
(yüksek bir meblağ) ödemek zorunda bırakmak
sting for
v.
59
Phrasals
yapmak zorunda bırakmak
terrify into
v.
60
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
torment (one) into (doing something)
v.
61
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
torture (one) into (doing something)
v.
62
Phrasals
zorunda bırakmak
torture into
v.
Colloquial
63
Colloquial
bir meblağı/tutarı ödemek zorunda bırakmak
shake down
v.
Idioms
64
Idioms
(şirket için) işi bırakmak zorunda kalmak
be put out of business
v.
65
Idioms
zirvede bırakmak zorunda kalmak
cut (one) down in (one's) prime
v.
66
Idioms
karar vermek zorunda bırakmak
force the issue
v.
67
Idioms
konuyu karara bağlamak zorunda bırakmak
force the issue
v.
68
Idioms
(birini) harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak
shake (one's) tree
v.
69
Idioms
(birini) istifa etmek/pozisyonundan ayrılmak zorunda bırakmak
force (one) out of office
v.
70
Idioms
(bir şey) yapmak zorunda bırakmak
lead one to
v.
71
Idioms
yapmak zorunda bırakmak
lead to do
v.
72
Idioms
harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak
shake tree
v.
Card
73
Card
aynı renkten oynama kuralından faydalanarak birini (yüksek kart) oynamak zorunda bırakmak
drop
v.
Slang
74
Slang
(birini) ağaca çıkmak zorunda bırakmak
tree (one)
v.
75
Slang
ödemek zorunda bırakmak
sting
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bırakmak zorunda bırakmak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy