History

before time

Meanings of "before time" in Turkish English Dictionary : 5 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	before time adv.	ilk vaktiyle
2	General	before time adv.	ilk
3	General	before time adv.	vaktiyle
4	General	before time adv.	önce
5	General	before time adv.	erken

Meanings of "before time" with other terms in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	complete/finish the job in time/before the deadline v.	işi vaktinde yetiştirmek
2	General	before its time adv.	süresinden önce
Colloquial
3	Colloquial	be before (one's) time v.	biri doğmadan, başlamadan önce olmak
4	Colloquial	be before (one's) time v.	birinin zamanından önce olmak
5	Colloquial	be before somebody's time v.	biri doğmadan, başlamadan önce olmak
6	Colloquial	be before somebody's time v.	birinin zamanından önce olmak
7	Colloquial	be before somebody's time v.	birinin hatırlayabileceği zaman diliminden önce olmak
8	Colloquial	be before somebody's time v.	biri hatırlamaz
Idioms
9	Idioms	be before of your time v.	zamanının ilerisinde olmak
10	Idioms	be before of your time v.	çağının ilerisinde olmak
11	Idioms	be before of your time v.	döneminin ilerisinde olmak
12	Idioms	be before one's time v.	çevresindekilerden çok ilerde olmak
13	Idioms	be before one's time v.	zamanından önce gelişmek
14	Idioms	be before your time v.	çağının/zamanının ötesinde olmak
15	Idioms	be before your time v.	çağının/zamanının ilerisinde olmak
16	Idioms	before one's time expr.	çağının/zamanının ilerisinde
17	Idioms	before your time expr.	doğmadan önce
18	Idioms	before your time expr.	dünyada yokken
19	Idioms	before one's time expr.	çağının/zamanının ötesinde
20	Idioms	(and) not before time! expr.	nihayet!
21	Idioms	(and) not before time! expr.	zamanı gelmişti!
22	Idioms	(and) not before time! expr.	sonunda!
23	Idioms	before someone's time expr.	biri doğmadan önce
24	Idioms	before someone's time expr.	biri dünyada yokken
25	Idioms	before someone's time expr.	birinin henüz aklı başında değilken
26	Idioms	before someone's time expr.	biri çok küçükken
Speaking
27	Speaking	not before time! expr.	biraz geç kalmamışlar mı!
28	Speaking	before one's time expr.	dünyada yokken
29	Speaking	before one's time expr.	doğmadan önce
30	Speaking	not before time! expr.	eh zamanıydı!
31	Speaking	not before time! expr.	geç bile kalındı!
32	Speaking	it's just a matter of time before they find you expr.	seni burada bulmaları an meselesi
33	Speaking	not before time! expr.	zamanı gelmişti!