Turkish | English | |
---|---|---|
Phrases | ||
Phrases | belirlenen zamanda | at the appointed time expr. |
Phrases | belirlenen zamanda | at a particular time expr. |
Phrases | belirlenen zamanda | at a set time expr. |
Colloquial | ||
Colloquial | belirlenen zamanda | at an assigned time expr. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | belirlenen zamanda yapmama | unpunctuality n. |
General | önceden belirlenen zamanda | in good time adv. |
General | tam belirlenen zamanda | right on time adv. |
Phrases | ||
Phrases | (belirlenen/belli bir zaman aralığındaki) herhangi bir zamanda | at any given time expr. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | herhangi bir faaliyetin önceden belirlenen kalitede ve zamanda en az maliyetle başarılması için alınan önlemler | cost control n. |
Religious | ||
Religious | (roma katolik kilisesi'nde) rahip, dini tarikat vb'lerin günlük olarak ayin için belirlenen yedi zamanda okuduğu dualar | divine office n. |