belli eden - Turkish English Dictionary
History

belli eden



Meanings of "belli eden" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
belli eden telltale adj.

Meanings of "belli eden" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
iyi niyeti belli eden davranış goodwill gesture n.
belli bölüm veya dizelerin alfabede birbirini takip eden harflerle başladığı yazılar abecedarian psalms n.
maden yatağı içerdiğini belli eden yer prospect n.
belirli bir durumu belli eden revealing adj.
belli bir gruba hitap eden esoteric adj.
kendini fazlasıyla belli eden obtrusive adj.
hatları belli eden edgy adj.
bir durumu belli eden keyhole adj.
belli belirsiz tasvir eden shadowy [obsolete] adj.
Colloquial
birinden hoşlandığını aleni olarak belli eden mimikler kissy face n.
Idioms
gerçeği/niyeti belli eden şey dead giveaway n.
yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan conspicuous by one's absence adj.
yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan conspicuous by one's (its) absence adj.
yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan conspicuous by your absence adj.
yokluğunu belli eden/yokluğu belli olan conspicuous by your/its absence adj.
Trade/Economic
malların girdiğini çıktığını belli eden kayıtlar warehouse books n.
(stok) piyasada belli belirsiz hareket eden dormant adj.
Law
kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm sunset clause n.
kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm sunset provision n.
Textile
dokuma tarağının izlerini belli eden (kumaş) reedy adj.
Construction
inşaat şirketlerinin anlaşmada yer alan şartlara uyacağını ve belli kriterlerde performans göstereceğini garanti eden bono performance bond n.
Mining
nehir kıyılarının maden damarlarının yerini belli eden aşınmış tarafları fret n.
nehir kıyılarının maden damarlarının yerini belli eden aşınmış tarafları frett n.
Veterinary
hayvanlarda kataral yangı ve burun çekme şeklinde kendini belli eden bir solunum yolu hastalığı snuffles n.
Math
belli bir işlemi temsil eden işaret del n.
Logic
bir grubun sadece belli üyelerine işaret eden (terim) undistributed adj.
Zoology
belli bir türe ait hayvanların tümünü ifade eden son ek -zoa suf.
Music
belli bir süre bir enstrümanın sessiz kaldığını işaret eden bir müzik hareketi tacet n.
Archaic
yüzeyde kendini belli eden nokta plot n.