bir duruma getirmek - Turkish English Dictionary
History

bir duruma getirmek



Meanings of "bir duruma getirmek" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Phrasals
bir duruma getirmek get in v.

Meanings of "bir duruma getirmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 57 result(s)

Turkish English
General
getirmek (belli bir duruma) reduce to v.
getirmek (bir durumdan başka duruma) convert from v.
belirli bir duruma getirmek bring into a certain state v.
getirmek (bir durumdan başka duruma) convert to v.
getirmek (bir durumdan başka duruma) convert into v.
farklı bir duruma getirmek bring into a different state v.
daha iyi bir duruma getirmek uplift v.
eşyaları taşınmaya hazır bir duruma getirmek pack v.
son modaya uygun bir duruma getirmek update v.
birini bir şeyi yapamayacak duruma getirmek render v.
farklı bir duruma getirmek brought into a different state v.
getirmek (bir kimseyi belirli bir duruma) condition v.
(birini) etkileyerek bir duruma getirmek turn [obsolete] v.
(bir hayvanı) pazarlanacak duruma getirmek make up v.
konuşarak bir duruma getirmek word [obsolete] v.
kıpırdatarak belirli bir duruma getirmek wriggle v.
(kendini) belirli bir duruma getirmek shake v.
belirli bir duruma getirmek sigh v.
yudumlayarak belirli bir duruma getirmek sip v.
Phrasals
(birini/bir şeyi belli bir duruma) getirmek get into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) daha düşük/önemsiz bir konuma, sıralamaya, yere, sınıfa, duruma getirmek relegate (someone or something) to (something) v.
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek rocket into (something or some place) v.
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek rocket into (something or some place) v.
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek rocket to (something or some place) v.
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek rocket to (something or some place) v.
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek skyrocket into (something or some place) v.
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek skyrocket into (something or some place) v.
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek skyrocket to (something or some place) v.
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek skyrocket to (something or some place) v.
hızla tekrar (bir duruma) getirmek sweep back into (something) v.
hızla tekrar (bir duruma) getirmek sweep back to (something) v.
birini/bir şeyi ezerek bir duruma getirmek trample someone or something to something v.
iyi bir duruma getirmek whip into (something) v.
bir şeyi bir duruma getirmek için çalışmak work to (something) v.
(birini) zorla/zar zor (bir konuma/duruma) getirmek wrestle (someone) into (something) v.
(birini bir konuma/duruma) getirmek için uğraşmak/çabalamak wrestle (someone) into (something) v.
(birini/bir şeyi) zorla/zar zor (bir duruma/konuma) getirmek yank (someone or something) into (something or some place) v.
(birini/bir şeyi) çekiştire çekiştire (bir duruma/konuma) getirmek yank (someone or something) into (something or some place) v.
bir deniz aracını ve ekipmanlarını fırtınaya karşı korumaya almak/korunaklı duruma getirmek snug down v.
(birini bir şeyi/işi) yapamaz duruma getirmek incapacitate (someone) for (something) v.
(birini bir süreliğine bir şeyi/işi) yapamaz duruma getirmek incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek/getirmek rocket to v.
(birini/bir şeyi bir duruma) almak/sokmak/getirmek take (someone or something) into (something or some place) v.
(birini/bir şeyi bir duruma) getirmek throw (someone or something) into (something) v.
ezerek (bir duruma getirmek) trample to v.
daha iyi bir seviyeye, pozisyona, duruma getirmek upgrade to (something) v.
zorla/zar zor (bir konuma/duruma) getirmek wrestle into v.
çekiştire çekiştire (bir duruma/konuma) getirmek yank into v.
iyi bir duruma getirmek sort out v.
Idioms
bir şeyi daha iyi duruma getirmek knock something into shape v.
(birini/bir şeyi) içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek bring (someone or something) to a dead end v.
bir şeyi içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek bring something to a dead end v.
(birini/bir şeyi) daha iyi duruma getirmek knock (someone or something) into shape v.
birini/bir şeyi daha iyi duruma getirmek knock something/someone into shape v.
birini/bir şeyi daha iyi duruma getirmek whip something/someone into shape v.
Trade/Economic
bir sözleşmeyi işlemez duruma getirmek için konulan madde joker n.
Archaic
tasavvur etme yetisini kullanarak belirli bir duruma getirmek look v.