brash - Turkish English Dictionary
History

brash

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "brash" in Turkish English Dictionary : 33 result(s)

English Turkish
Common Usage
brash adj. atılgan
General
brash n. kırpıntı
brash n. sağanak
brash n. kırık kaya parçaları
brash n. kırık taş
brash n. kırık buz
brash n. (kibarca) kusma
brash n. budama yoluyla kesilmiş dallar
brash v. (ağaç) budamak
brash adj. girgin
brash adj. düşüncesiz
brash adj. küstah
brash adj. sırnaşık
brash adj. aceleci
brash adj. fazla atılgan
brash adj. yüzsüz
brash adj. saygısız
brash adj. arsız
brash adj. belirgin
brash adj. gösterişli
brash adj. dikkat çeken
brash adj. gevrek
brash adj. kırılgan
brash adj. zevksiz bir şekilde gösterişli
brash adj. rahatsız edici bir şekilde gürültülü
brash adj. şevkli
brash adj. zıpır
brash adj. ukala
brash adj. kuru gürültücü
Railway
brash n. braş
Medical
brash n. mide ekşimesi
Forestry
brash n. küçük yaprak ve dallardan oluşan ölü örtü
Geology
brash n. alüvyon birikintilerinin altındaki kırık ve köşeli kaya parçaları

Meanings of "brash" with other terms in English Turkish Dictionary : 9 result(s)

English Turkish
General
brash [dialect] [uk] n. saldırı
brash [dialect] [uk] n. kriz
brash [dialect] [uk] n. yoğun aktivite
brash [scotland] n. hastalık nöbeti
brash [scotland] n. kısa süreli şiddetli hastalık
Medical
water brash n. mide ekşimesi ile birlikte ağza acı sıvı gelmesi
Pathology
weaning brash n. yeni sütten kesilen çocuklarda görülen şiddetli bir ishal türü
Botanic
brash oak n. saçlı meşe
brash oak n. abd'ye özgü, koyu yeşil yapraklı küçük ve yaprak döken bir ağaç