break something - Turkish English Dictionary
History

break something

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "break something" with other terms in English Turkish Dictionary : 199 result(s)

English Turkish
General
break something up v. ovalamak
break something off v. son vermek
break something up v. sona erdirmek
break something down v. parçalamak
break something up v. noktalamak
break something up v. parçalamak
break something off v. koparmak
break something to pieces v. paramparça etmek
Phrasals
break (something) on (something) v. (bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak
break something on something v. (bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak
break against (something) v. (dalga) kayalara vurmak
break against (something) v. (dalga) kayalara çarpmak
break against (something) v. (dalga) kayalara çarpıp dağılmak
break against (something) v. (dalga) kayalarda patlamak
break against (something) v. (bir şey bir yere) düşüp kırılmak
break against (something) v. (bir şey bir yere) çarpıp kırılmak
break against (something) v. (bir şey bir yere) çarpıp paramparça olmak
break against something v. (dalga) kayalara vurmak
break against something v. (dalga) kayalara çarpmak
break against something v. (dalga) kayalara çarpıp dağılmak
break against something v. (dalga) kayalarda patlamak
break against something v. (bir şey bir yere) düşüp kırılmak
break against something v. (bir şey bir yere) çarpıp kırılmak
break against something v. (bir şey bir yere) çarpıp paramparça olmak
break (something) on (something) v. (bir şeyi bir yere) çarparak kırmak
break (something) on (something) v. (bir şeyi bir yere) vurarak kırmak
break something on something v. (bir şeyi bir yere) çarparak kırmak
break something on something v. (bir şeyi bir yere) vurarak kırmak
break out with (something) v. bir şarkı patlatmak
break out with (something) v. gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with (something) v. birden (bir şey) yapıvermek
break out with (something) v. kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
break out with (something) v. birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
break out with (something) v. aniden (bir kahkaha
break out with (something) v. çığlık) atmak/patlatmak
break out with something v. bir şarkı patlatmak
break out with something v. gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with something v. birden (bir şey) yapıvermek
break out with something v. kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
break out with something v. birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
break out with something v. aniden (bir kahkaha
break out with something v. çığlık) atmak/patlatmak
break (something) to (someone) v. (birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
break something to someone v. (birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
break through something v. bir şeyi delip/kırıp geçmek
break for something v. bir yere doğru hızla koşmak
break for something v. (bir şey için) bir şeye ara vermek
break against (something) v. (bir şeyin) üstünde patlamak
break against (something) v. (bir şeye) çarpıp kırılmak
break against (something) v. düşüp kırılmak
break against (something) v. çarpıp dağılmak
break against something v. bir şeyin üstünde patlamak
break against something v. bir şeye çarpıp kırılmak
break against something v. düşüp kırılmak
break against something v. çarpıp dağılmak
break (one) of (something) v. (birini bir şeyden) vazgeçirmek
break (one) of (something) v. (birine bir şeyi) bıraktırmak
break someone or something of something v. birini/bir şeyi bir şeyden vazgeçirmek
break someone or something of something v. birine/bir şeye bir şeyi bıraktırmak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için göbeği çatlamak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için büyük çaba sarf etmek
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için kendini paralamak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için canını dişine takmak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için kıçını yırtmak
break (up) (into something) v. (bir şeylere) ayrılmak
break (up) (into something) v. kırılıp (bir şeylere) ayrılmak
break (up) (into something) v. küçük parçalara ayrılmak
break (up) (into something) v. tuzla buz olmak
break something away (from something) v. (bir şeyden) bir şey kopartmak
break something away (from something) v. (bir şeyin) bir bölümünü/kısmını kopartmak
break something away (from something) v. (bir şeyden) bir parça kopartmak/kırmak
break for (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru fırlamak
break for (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru koşmak
break something in v. bir şeyi kırmak
break something in v. bir şeyi parçalamak
break something in v. bir şeyi yıkmak
break something in v. bir şeyi alıştırmak
break something in v. bir şeye alışmak
break something in v. bir şeyi yumuşatmak
break in (to something or some place) v. (bir şeye/yere) zorla girmek
break in (to something or some place) v. (bir şeye/yere) izinsiz girmek
break in (to something or some place) v. (bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek
break in (to something or some place) v. (bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek
break in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bölmek
break in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yarıda kesmek
break in on (someone or something) v. (birilerinin/bir şeyin) arasına dalmak/girmek
break into something v. aniden (şarkıya, konuşmaya) girmek/giriş yapmak
break into something v. aniden (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, gülmeye) başlamak
break into something v. bir anda (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, başlamak) başlamak
break into something v. bir anda (göz yaşlarına, kahkahalara) boğulmak
break someone or something of something v. birini/bir şeyi bir şeyden/alışkanlıktan kurtarmak
break someone or something of something v. birine/bir şeye bir şeyi/alışkanlığı bıraktırmak
break someone or something of something v. birini/bir şeyi bir şeyden/alışkanlıktan vazgeçirmek
break something off (of) something v. bir şeyden bir şey/parça koparmak
break something off (of) something v. bir şeyden bir şey/parça kırmak
break something off v. bir şeyden bir şey/parça koparmak
break something off v. bir şeyden bir şey/parça kırmak
break over (something) v. (bir şeyi) çarpıp dağıtmak
break over (something) v. (bir şeye) dalga çarpmak/vurmak
break over (something) v. (bir şeyi) dalga dövmek
break someone of something v. birini bir şeyden/alışkanlıktan kurtarmak
break someone of something v. birine bir şeyi/alışkanlığı bıraktırmak
break someone of something v. birini bir şeyden/alışkanlıktan vazgeçirmek
break through (to someone or something) v. engeli aşıp (birine/bir şeye) ulaşmak
break through (to someone or something) v. yarıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
break through (to someone or something) v. bir şeyi kırıp (birine/bir şeye) ulaşmak
break through (to someone or something) v. hattı kırıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
break through (to someone or something) v. delip geçip (birine/bir şeye) ulaşmak
break something up (into something) v. bir şeyi (küçük parçalara) ayırmak/bölmek
break something up (into something) v. bir şeyi (küçük parçalar halinde) kırmak
break something up (into something) v. bir şeyi kırıp (küçük para) bölmek
break with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
break with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
break with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bağını koparmak
break with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilişkisini kesmek
Idioms
break one's neck (to do something) v. alnının damarı çatlamak
break one's neck to do something v. alnının damarı çatlamak
break the back of something v. bir şeyin belini kırmak
break one's neck (to do something) v. dişini tırnağına takmak
break open something v. farklı yenmek
break something open v. farklı yenmek
break something into small pieces v. paramparça etmek
break something to pieces v. paramparça etmek
break something into small pieces v. tuzla buz etmek
break open something v. (bir takımı) yenmek
break something open v. (bir takımı) yenmek
break your neck (doing something/to do something) v. (bir şey yapacağım diye/yapmak için) kendini paralamak
break your neck (doing something/to do something) v. (bir şey yapacağım diye/yapmak için) kıçını yırtmak
break your neck (doing something/to do something) v. (bir şey yapacağım diye/yapmak için) çok çaba sarf etmek
break your neck (doing something/to do something) v. (bir şey yapacağım diye/yapmak için) bir tarafını yırtmak
break your neck (doing something/to do something) v. (bir şey yapacağım diye/yapmak için) canını dişine takmak
break balls to do something v. bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
break balls to do something v. bir şey yapmak için paralanmak
break balls to do something v. bir şey yapmak için yırtınmak
break balls to do something v. bir şey yapmak için kendini paralamak
break balls to do something v. bir şey yapmak için çok çabalamak
break faith with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) güvenini kırmak
break faith with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yarı yolda bırakmak
break faith with (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı sözünü tutmamak
break faith with (someone or something) v. (birine/bir şeye) verdiği sözü yerine getirememek
break something free (from something) v. (bir şeyi) bir şeyden ayırmak
break something free (from something) v. (bir şeyi) bir şeyden uzaklaştırmak
break something free (from something) v. (bir şeyi) bir şeyden koparmak/sökmek
break ground (for something) v. (bir şeyin) temelini atmaya başlamak
break ground (for something) v. (bir şeyin) temelini kazmak
break something loose from something v. bir şeyi bir şeyden koparmak
break something loose from something v. bir şeyi bir şeyden ayırmak
break something loose from something v. bir şeyi bir şeyden kurtarmak
break/cut/tear (something) loose from somebody/something v. kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) ayırmak
break/cut/tear (something) loose from somebody/something v. kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) uzaklaştırmak
break loose from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kurtulmak
break loose from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) sıyrılmak
break loose from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) kaçmak
break loose from (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) etkisinden kurtulmak
break loose from (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) baskısından kurtulmak
break loose from (something) v. (bir şeyden) kurtulmak
break loose from (something) v. (bir şeyden) ayrılmak/sıyrılmak
break loose from (something) v. (bir şeyden) kopmak
break one's balls to do something v. bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
break one's balls to do something v. bir şey yapmak için paralanmak
break one's balls to do something v. bir şey yapmak için yırtınmak
break one's balls to do something v. bir şey yapmak için kendini paralamak
break one's balls to do something v. bir şey yapmak için çok çabalamak
break the back of something v. bir şeyi bastırmak
break the back of something v. bir şeyin önünü almak
break the back of something v. bir şeyin bel kemiğini kırmak
break the back of something v. bir şeyi bitirmek
break the back of something v. bir şeyi yıkmak
break your neck to do something v. bir şey yapmak için kendini paralamak
break your neck to do something v. bir şey yapmak için kıçını yırtmak
break your neck to do something v. bir şey yapmak için çok çaba sarf etmek
break your neck to do something v. bir şey yapmak için bir tarafını yırtmak
break your neck to do something v. bir şey yapmak için canını dişine takmak
break your neck to do something v. bir şey yapmak için göbeği çatlamak
break/cut/tear loose from somebody/something v. birinden/bir şeyden kurtulmak
break/cut/tear loose from somebody/something v. birinden/bir şeyden yakasını kurtarmak
break/cut/tear loose from somebody/something v. birinden/bir şeyden yakasını sıyırmak
break/cut/tear loose from somebody/something v. birinden/bir şeyden ayrılmak
break/cut/tear loose from somebody/something v. birinden/bir şeyden kopmak
break/cut/tear (something) loose from somebody/something v. (bir şeyi) birinden/bir şeyden kurtarmak
break/cut/tear (something) loose from somebody/something v. (bir şeyi) birinden/bir şeyden ayırmak
break/cut/tear (something) loose from somebody/something v. (bir şeyi) birinden/bir şeyden koparmak
break something loose from something v. bir şeyi bir şeyden çözmek
break something loose from something v. bir şeyi bir şeyden ayırmak
break something loose from something v. bir şeyi bir şeyden sökmek
make a break for (someone or something) v. fırlayıp (birine/bir şeye) doğru koşmak
make a break for (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru fırlamak
make a break for (someone or something) v. (birine/bir şeye) koşmak
make a break for (someone or something) v. hızla (birine/bir şeye) gitmek
make a clean break (from/with someone or something) v. (biri/bir şey) defterini kapamak
make a clean break (from/with someone or something) v. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
make a clean break (from/with someone or something) v. (birini/bir şeyi) geçmişte bırakmak
Slang
break your back doing something/to do something v. bir şey yapacağım diye/yapmak için kendini paralamak
break your back doing something/to do something v. bir şey yapacağım diye/yapmak için kıçını yırtmak
break your back doing something/to do something v. bir şey yapacağım diye/yapmak için çok çaba sarf etmek
break your back doing something/to do something v. bir şey yapacağım diye/yapmak için bir tarafını yırtmak
break your back doing something/to do something v. bir şey yapacağım diye/yapmak için canını dişine takmak
break your back doing something/to do something v. bir şey yapacağım diye/yapmak için göbeği çatlamak