|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
hareket ve tepki gibi doğa olaylarında görülen veya bu olayların oluşmasından sorumlu temel fiziksel veya kimyasal süreçler |
mechanism n.
|
|
2 |
General |
telepati yapma, zihin okuma gibi doğaüstü güçlere sahip olmakla veya bu güçleri sergilemekle ilgili |
mental adj.
|
|
3 |
General |
telepati yapma, zihin okuma gibi doğaüstü güçlere sahip olan veya bu güçleri sergileyen |
mental adj.
|
|
4 |
General |
bu gibi bir durumda |
in such a case adv.
|
|
5 |
General |
onaylama ifadesi (tamam, işte bu, oldu! gibi) |
changa [indian] interj.
|
|
Phrases |
|
6 |
Phrases |
bu gibi durumlarda |
in such circumstances expr.
|
|
7 |
Phrases |
bu gibi durumlarda |
in situations such as this expr.
|
|
8 |
Phrases |
bu gibi durumlarda |
in such cases expr.
|
|
9 |
Phrases |
bu gibi durumlarda |
in situations like this expr.
|
|
Colloquial |
|
10 |
Colloquial |
insanların belli bir süre bir manken gibi hareketsiz durup hareketli bir kamera vasıtasyla bu anların filme alındığı bir internet video virali |
mannequin challenge n.
|
|
11 |
Colloquial |
bu da yetmezmiş gibi |
on the top of it expr.
|
|
12 |
Colloquial |
bu da yetmezmiş gibi |
on top of it expr.
|
|
13 |
Colloquial |
bir de bu yetmezmiş gibi |
to make matters worse expr.
|
|
14 |
Colloquial |
bu yetmezmiş gibi |
to make matters worse expr.
|
|
15 |
Colloquial |
bu ve bunun gibi |
and so on expr.
|
|
16 |
Colloquial |
bu inanılır gibi değil |
I can't believe it/that/this exclam.
|
|
Idioms |
|
17 |
Idioms |
bu da/hiçbiri yetmezmiş gibi (olan şey) |
cherry on top n.
|
|
18 |
Idioms |
bu da yetmezmiş gibi |
to cap it off adv.
|
|
|
19 |
Idioms |
sanki bu yetmezmiş gibi |
as if that were not enough expr.
|
|
20 |
Idioms |
ancak senin gibi birisi bu imkansız işi başarabilirdi |
only nixon could go to china expr.
|
|
21 |
Idioms |
bu da yetmezmiş gibi |
cap it all off expr.
|
|
22 |
Idioms |
bu da yetmezmiş gibi |
to top it all off expr.
|
|
23 |
Idioms |
bu da yetmezmiş gibi |
to top it all expr.
|
|
24 |
Idioms |
bir de bu yetmezmiş gibi |
to crown it all expr.
|
|
25 |
Idioms |
bu inanılır gibi değil |
don't that beat the dutch! expr.
|
|
26 |
Idioms |
bu inanılır gibi değil |
don't that take the rag off the bush! expr.
|
|
27 |
Idioms |
bu inanılır gibi değil |
don't that tear the rag off the bush! expr.
|
|
28 |
Idioms |
(bu durum/şey) anlaşılır gibi değil |
it boggles the mind expr.
|
|
29 |
Idioms |
(bu durum/şey) inanılır gibi değil |
it boggles the mind expr.
|
|
30 |
Idioms |
bu da yetmezmiş gibi |
to cap it all (off) expr.
|
|
Speaking |
|
31 |
Speaking |
bu gibi şeyler aceleye gelmez |
things like this should not be hastened expr.
|
|
32 |
Speaking |
bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok |
I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr.
|
|
33 |
Speaking |
bu bana pek şaka gibi gelmedi |
that doesn't look like a joke to me expr.
|
|
34 |
Speaking |
bu hiç yaşanmamış gibi davranırsak çok memnun olurum |
I'd appreciate it if we just pretend that this never happened expr.
|
|
35 |
Speaking |
bu da yetmezmiş gibi |
on top of that expr.
|
|
36 |
Speaking |
sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli |
a pretty lady like you shouldn't drink that much expr.
|
|
37 |
Speaking |
bu ne gibi sorumluluklar getirmektedir? |
what responsibilities does it entail? expr.
|
|
38 |
Speaking |
bu ne gibi sorumluluklar gerektirir? |
what responsibilities does it entail? expr.
|
|
|
Trade/Economic |
|
39 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberslacking n.
|
|
40 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
oldbricking n.
|
|
41 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde çalıştığı firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
goldbricking n.
|
|
42 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberbludging n.
|
|
43 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberloafing n.
|
|
44 |
Trade/Economic |
bu sözleşmede yer alıyormuş gibi |
as if fully set forth herein expr.
|
|
Marine |
|
45 |
Marine |
dalgıçların su yüzüne çıkarken yaşadıkları basınç azalması ki bu süreç içinde azot gibi çözünmüş gaz |
decompression n.
|
|
Medical |
|
46 |
Medical |
bazı bitkilerin nektarında ve bu nektardan üretilen pastörize edilmemiş balda bulunup mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve düzensiz kalp atışı gibi geçici etkileri olan bir nörotoksin |
grayanotoxin n.
|
|
Anatomy |
|
47 |
Anatomy |
vücudun orta aksında veya bu aksa yakın olan arter, damar, sinir gibi unsurlar |
median n.
|
|
Gastronomy |
|
48 |
Gastronomy |
özellikle buğday ve çavdar gibi çeşitli tahılların unu veya bu tahıllardan yapılan yemek |
maslin [uk] n.
|
|
Zoology |
|
49 |
Zoology |
( at gibi dört ayaklılarda) ön ayak, omuz veya bu organlara bitişik bulunan bölümler |
forequarter n.
|
|
50 |
Zoology |
(at gibi dört ayaklılarda) vücudun ön ayaklar, omuzlar ve bu organlara bitişik bulunan bölümleri |
forequarters n.
|
|
Linguistics |
|
51 |
Linguistics |
fenike gibi sami dillerinde bu harfe karşılık gelen harf |
hes n.
|
|
Slang |
|
52 |
Slang |
bu dünyadan değil gibi olmak |
tell shit from shinola v.
|
|
53 |
Slang |
bu dünyadan değil gibi olmak |
not know shit from shinola v.
|
|
54 |
Slang |
bu dünyadan değil gibi olmak |
not know shit from apple butter v.
|
|
55 |
Slang |
bu dünyadan değil gibi |
can't/couldn't tell shit from shinola expr.
|
|