bu gibi - Turkish English Dictionary
History

bu gibi



Meanings of "bu gibi" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
General
bu gibi such adj.
bu gibi slik adj.

Meanings of "bu gibi" with other terms in English Turkish Dictionary : 55 result(s)

Turkish English
General
hareket ve tepki gibi doğa olaylarında görülen veya bu olayların oluşmasından sorumlu temel fiziksel veya kimyasal süreçler mechanism n.
telepati yapma, zihin okuma gibi doğaüstü güçlere sahip olmakla veya bu güçleri sergilemekle ilgili mental adj.
telepati yapma, zihin okuma gibi doğaüstü güçlere sahip olan veya bu güçleri sergileyen mental adj.
bu gibi bir durumda in such a case adv.
onaylama ifadesi (tamam, işte bu, oldu! gibi) changa [indian] interj.
Phrases
bu gibi durumlarda in such circumstances expr.
bu gibi durumlarda in situations such as this expr.
bu gibi durumlarda in such cases expr.
bu gibi durumlarda in situations like this expr.
Colloquial
insanların belli bir süre bir manken gibi hareketsiz durup hareketli bir kamera vasıtasyla bu anların filme alındığı bir internet video virali mannequin challenge n.
bu da yetmezmiş gibi on the top of it expr.
bu da yetmezmiş gibi on top of it expr.
bir de bu yetmezmiş gibi to make matters worse expr.
bu yetmezmiş gibi to make matters worse expr.
bu ve bunun gibi and so on expr.
bu inanılır gibi değil I can't believe it/that/this exclam.
Idioms
bu da/hiçbiri yetmezmiş gibi (olan şey) cherry on top n.
bu da yetmezmiş gibi to cap it off adv.
sanki bu yetmezmiş gibi as if that were not enough expr.
ancak senin gibi birisi bu imkansız işi başarabilirdi only nixon could go to china expr.
bu da yetmezmiş gibi cap it all off expr.
bu da yetmezmiş gibi to top it all off expr.
bu da yetmezmiş gibi to top it all expr.
bir de bu yetmezmiş gibi to crown it all expr.
bu inanılır gibi değil don't that beat the dutch! expr.
bu inanılır gibi değil don't that take the rag off the bush! expr.
bu inanılır gibi değil don't that tear the rag off the bush! expr.
(bu durum/şey) anlaşılır gibi değil it boggles the mind expr.
(bu durum/şey) inanılır gibi değil it boggles the mind expr.
bu da yetmezmiş gibi to cap it all (off) expr.
Speaking
bu gibi şeyler aceleye gelmez things like this should not be hastened expr.
bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr.
bu bana pek şaka gibi gelmedi that doesn't look like a joke to me expr.
bu hiç yaşanmamış gibi davranırsak çok memnun olurum I'd appreciate it if we just pretend that this never happened expr.
bu da yetmezmiş gibi on top of that expr.
sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli a pretty lady like you shouldn't drink that much expr.
bu ne gibi sorumluluklar getirmektedir? what responsibilities does it entail? expr.
bu ne gibi sorumluluklar gerektirir? what responsibilities does it entail? expr.
Trade/Economic
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) cyberslacking n.
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) oldbricking n.
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde çalıştığı firmanın verimini baltalayan (çalışan) goldbricking n.
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) cyberbludging n.
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) cyberloafing n.
bu sözleşmede yer alıyormuş gibi as if fully set forth herein expr.
Marine
dalgıçların su yüzüne çıkarken yaşadıkları basınç azalması ki bu süreç içinde azot gibi çözünmüş gaz decompression n.
Medical
bazı bitkilerin nektarında ve bu nektardan üretilen pastörize edilmemiş balda bulunup mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve düzensiz kalp atışı gibi geçici etkileri olan bir nörotoksin grayanotoxin n.
Anatomy
vücudun orta aksında veya bu aksa yakın olan arter, damar, sinir gibi unsurlar median n.
Gastronomy
özellikle buğday ve çavdar gibi çeşitli tahılların unu veya bu tahıllardan yapılan yemek maslin [uk] n.
Zoology
( at gibi dört ayaklılarda) ön ayak, omuz veya bu organlara bitişik bulunan bölümler forequarter n.
(at gibi dört ayaklılarda) vücudun ön ayaklar, omuzlar ve bu organlara bitişik bulunan bölümleri forequarters n.
Linguistics
fenike gibi sami dillerinde bu harfe karşılık gelen harf hes n.
Slang
bu dünyadan değil gibi olmak tell shit from shinola v.
bu dünyadan değil gibi olmak not know shit from shinola v.
bu dünyadan değil gibi olmak not know shit from apple butter v.
bu dünyadan değil gibi can't/couldn't tell shit from shinola expr.