| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | centralism n. | merkeziyetçilik | ||
|
At present, the outcome is more centralism and less parliamentary democracy. Şu anda ortaya çıkan sonuç daha fazla merkeziyetçilik ve daha az parlamenter demokrasidir. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | centralism n. | merkeziyetçilik | ||
|
This will also enable us to dismantle prejudices against Brussels' centralism and dirigisme. Bu aynı zamanda Brüksel'in merkeziyetçiliği ve dirigisme'ine karşı önyargıları ortadan kaldırmamızı sağlayacaktır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | centralism n. | merkezcilik | ||
| General | centralism n. | merkeziyet | ||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | race centralism n. | ırk merkezcilik |
| General | democratic centralism n. | demokratik merkeziyetçilik |
| Politics | ||
| Politics | democratic centralism n. | demokratik merkeziyetçilik |
