concave - Turkish English Dictionary
History

concave

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "concave" in Turkish English Dictionary : 25 result(s)

English Turkish
Common Usage
concave adj. içbükey
General
concave n. içbükey yüzey
concave n. gök kubbe
concave n. gökyüzü
concave v. çukurlaştırmak
concave v. içbükey hale getirmek
concave adj. obruk
concave adj. çukur
concave adj. konkav
concave adj. oyuk
concave adj. ıraksak
Technical
concave n. konkav  
concave n. maden çıkarırken veya hasat kaldırırken elde tutulmak istenen malzemeyi atıklardan ayıran parça
concave adj. içe bombeli
concave adj. içbükey
concave adj. konkav
Construction
concave adj. içbükey
Medical
concave n. açıklığı yukarı bakan
Math
concave adj. 180°'den büyük iç açıya sahip (çokgen)
Physics
concave n. çukur
Astronomy
concave n. mısır astronomisine göre dünyanın gökkürelerinden her biri
Agriculture
concave n. harman dövme makinesinde tahıl veya tohumların kabuklarını çıkarmaya yardımcı olan çubuk seti
Geology
concave adj. iç bükey
Sport
concave n. sörf tahtasının altındaki girinti
concave n. kaykay üzerinde ayak yerleştirmeye yarayan çukur alan

Meanings of "concave" with other terms in English Turkish Dictionary : 68 result(s)

English Turkish
General
concave [obsolete] n. silahın çap mermisi
concave [obsolete] n. silahın namlu içi
concave [obsolete] n. çukur mercek
concave [obsolete] n. çukur ayna
concave [obsolete] adj. oyuk
concave [obsolete] adj. çukur
Technical
concave downward n. aşağıya içbükey
plano-concave n. bir yüzü düz öbürü içbükey
convexo concave n. bir tarafı içbükey bir tarafı dışbükey
convexo-concave n. bir yüzü tümsek öbür yüzü çukur
double concave n. çifte çukur
concave lens n. çukur mercek
concave mirror n. çukur ayna
concave polygon n. içbükey çokgen
concave shape n. içbükey şekil
concave roller n. içbükey silindir
concave roller n. içbükey vals
concavo-concave n. iki yüzü çukur
concave cam flank n. içbükey kam sağrı
concave lens n. içbükey mercek
concave reflector n. içbükey yansıtıcı
concave mirror n. içbükey ayna
concave polyhedron n. içbükey çokyüzlü
concave cutter n. içbükey kesici
concave programming n. içbükey izlenceleme
concave lens n. içbükey lens
concave function n. içbükey fonksiyon
concave bow n. iç bükey kavis
concave roll n. içbükey merdane
concave grating n. konkav şebeke  
concave grating n. konkav şebeke
concave adapter n. konkav adaptör
half concave milling cutter n. köşe yuvarlama frezesi
concave upward n. yukarıya içbükey
plano-concave adj. bir tarafı düzlem ve diğer tarafı içbükey olan
convexo-concave adj. dışbükey ve içbükey kenara sahip olan
convexo-concave adj. dışbükey-içbükey
concavo-concave adj. çift taraflı içbükey
concavo-concave adj. her iki tarafı içbükey olan (mercek)
concavo concave adj. iki tarafı içbükey
Computer
concave lens n. ıraksak mercek
concave function n. içbükey işlev
concave set n. içbükey küme
concave lens n. kalın kenarlı mercek
Construction
concave brick n. çukur tuğla
manganese concave n. manganezli obruk
Automotive
concave wear n. içbükey aşınma
concave drum n. içbükey fren kampanası
concave fillet weld n. içbükey köşe kaynağı
Optics
meniscus concave lens n. yarımay ıraksak mercek
Math
concave downward n. aşağıya içbükey
concave polygon n. içbükey çokgen
concave function n. içbükey işlev
concave function n. içbükey fonksiyon
concave upward n. yukarıya içbükey
Geometry
concave polygon n. konkav çokgen
Physics
concave mirror n. çukur ayna
concave lens n. çukur mercek
concave grating n. çukur ağ
concave lens n. ıraksak mercek
concave lens n. kaim kenarlı mercek
concave grating n. konkav şebeke
concave mirror n. obruk ayna
concave lens n. obruk mercek
Photography
equal concave n. eşit içbükey
concave mirror n. içbükey ayna
concave mirror n. yakıcı ayna
Star Wars
concave dish composite beam superlaser n. bükey çanak kompozit ışın süperlazeri