conjunct - Turkish English Dictionary
History

conjunct

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "conjunct" in Turkish English Dictionary : 41 result(s)

English Turkish
General
conjunct n. birlik
conjunct n. ortaklık
conjunct n. birleşmiş şey
conjunct n. birbirine geçen şey
conjunct n. bir araya elen kimse
conjunct n. konjonktür
conjunct n. kritik nokta
conjunct n. buhran
conjunct n. sıkıntı
conjunct n. komplikasyon
conjunct n. kriz
conjunct adj. birleşik
conjunct adj. bitişik
conjunct adj. ortak
conjunct adj. birleşmiş
conjunct adj. müşterek
Law
conjunct adj. (ilgili kimse ile yakın akrabalık nedeniyle) dava dışı bırakılma
Logic
conjunct n. bağlaç unsuru
conjunct n. bağlayıcı bileşen
conjunct n. ikili bağlayıcı
conjunct n. iki elemanlı bağlayıcı
conjunct n. bağlaç oluşturma faaliyeti
conjunct n. ortak doğrulayıcı yorum
conjunct n. bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan
Astrology
conjunct n. kavuşum
Linguistics
conjunct n. bağlaçlık
conjunct adj. (irlandaca ve galce) ön-fiil pozisyonlu fiile özgü
conjunct adj. (irlandaca ve galce) ön ek alan fiile ait
conjunct adj. (irlandaca ve galce) çekimli
conjunct adj. belirli bir sözcük sınıfında gerçekleşen
conjunct adj. belirli bir sözcük grubu öncesinde görülen
conjunct adj. (zamir) enklitik
conjunct adj. proklitik
conjunct adj. ek edatlı
conjunct adj. vurgusuz edatlı
conjunct adj. sonasığınık
conjunct adj. enklitik sözcük ile ilgili
conjunct adj. ek edatlı sözcük ile ilgili
conjunct adj. vurgusuz sözcük ile ilgili
Music
conjunct adj. aralıklı melodik hareket ile ilgili
conjunct adj. saniyelik melodik aralık ile ilgili