conjunctive - Turkish English Dictionary
History

conjunctive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "conjunctive" in Turkish English Dictionary : 17 result(s)

English Turkish
General
conjunctive n. bağlaç görevi gören kip
conjunctive adj. birleştiren
conjunctive adj. bağlayan
conjunctive adj. birleşik
conjunctive adj. bitişik
conjunctive adj. bağlaç görevi yapan
Logic
conjunctive n. ortak doğrulayıcı yorum
conjunctive n. bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan
Linguistics
conjunctive adj. bağlayıcı
conjunctive adj. koşaç
conjunctive adj. (zamir) vurgusuz
conjunctive adj. (zamir) enklitik
conjunctive adj. proklitik
conjunctive adj. ek edatlı
conjunctive adj. vurgusuz edatlı
conjunctive adj. sonasığınık
Philosophy
conjunctive n. bitiştirici yargı

Meanings of "conjunctive" with other terms in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

English Turkish
General
conjunctive mood n. şart kipi
conj (conjunctive) abrev. bağlaç
conj (conjunctive) abrev. bağlaç görevi gören kip
conj. (conjunctive) abrev. bağlaç
conj. (conjunctive) abrev. bağlaç görevi gören kip
Law
conjunctive obligation n. birleşik vecibe
conjunctive denial n. tüm iddiaları reddetme
Computer
conjunctive search n. birletimli arama
conjunctive query n. birletimli sorgu
Medical
conjunctive stroma n. bağ dokusu stroması
Physiology
conjunctive eye movement n. konjuge göz hareketi
conjunctive eye movement n. gözlerin aynı yöne hareketi
Biology
conjunctive tissue n. odunlaşmış parankimatöz temel doku
Linguistics
conjunctive ordering n. sıralı düzen
conjunctive adverb n. bağlayıcı zarf
conjunctive adverb n. birleştirme zarfı