cookers - Turkish English Dictionary

cookers

Meanings of "cookers" in Turkish English Dictionary : 15 result(s)

English Turkish
Common Usage
cooker n. ocak
Induction cookers use magnets to directly heat pots and pans.
İndüksiyonlu ocaklar, tencere ve tavaları doğrudan ısıtmak için mıknatıs kullanır.

More Sentences
General
cooker n. tencere
Turn on the rice cooker, please.
Pilav tenceresini açın lütfen.

More Sentences
cooker n. fırın (üstü ocak altı fırın olan mutfak aleti)
cooker n. fırın
cooker n. pişirme kabı
cooker n. gaz ocağı
cooker n. yemek pişirme kabı
Furniture
cooker n. kuzine
Gastronomy
cooker n. gaz ocağı
cooker n. gazocağı
cooker n. kazan
cooker n. mutfak (ocak)
cooker n. ocak
cooker n. pişirilerek yenen yiyecek
Slang
cooker n. eroin gibi uyuşturucuların ısıtılarak suda çözündürüldüğü küçük ve uyduruk kap

Meanings of "cookers" with other terms in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

English Turkish
Common Usage
pressure cooker n. düdüklü tencere
The Middle East can be depicted as a pressure cooker, in which the water is bubbling and seething.
Ortadoğu, içinde suyun fokurdadığı ve kaynadığı bir düdüklü tencere olarak tasvir edilebilir.

More Sentences
General
rice cooker n. pilav pişirme makinesi
I want to buy a rice cooker.
Pilav pişirme makinesi satın almak istiyorum.

More Sentences
Technical
pressure cooker n. düdüklü tencere
I don't have a pressure cooker.
Düdüklü tencerem yok.

More Sentences
Gastronomy
egg cooker n. yumurta pişirici
She bought a toaster, a coffeemaker, an egg cooker and a hand mixer.
Bir tost makinesi, bir kahve makinesi, bir yumurta pişirici ve bir el mikseri aldı.

More Sentences
General
pressure cooker n. basınçlı tencere
domestic pressure cooker n. ev tipi düdüklü tencere
electric cooker n. elektrikli pişirici
range cooker n. fırın
steel cooker n. çelik tencere
slow cooker n. yavaş pişirici
pressure cooker n. patlamaya hazır bomba gibi durum
pressure-cooker n. düdüklü tencere
Colloquial
pressure cooker n. kaynayan kazan
pressure cooker n. stres dolu vaziyet
pressure cooker [new zealand] n. kısaltılmış yeterlilik kursuna giden stajyer öğrenci
Trade/Economic
solid fuel cooker n. katı yakıtlı pişirici
Technical
cooker hood n. aspiratör
pressure cooker n. basınçlı pişirici
steam cooker n. buharlı pişirici
bitumen cooker n. bitüm eritme kazanı
solar cooker n. güneş ocağı
bitumen cooker n. katran kazanı
pressure cooker n. otoklav
Gastronomy
cooker hood n. davlumbaz
cooker hood n. ocak davlumbazı
slow cooker n. yiyeceklerin uzun sürede ve yavaş pişmesini sağlayan elektrikli tencere
egg cooker n. yumurta pişirme cihazı
egg cooker n. yumurta pişiricisi
gas cooker n. gaz ocağı
fireless cooker n. izolasyon tenceresi
fireless cooker n. ısıyı içinde tutarak yiyeceği ısıtan tencere türü
Chemistry
gas-cooker n. gaz fırını
Zoology
captain cooker [new zealand] n. yaban domuzu