elips - Turkish English Dictionary
History

elips



Meanings of "elips" in English Turkish Dictionary : 5 result(s)

Turkish English
General
elips ellipsis n.
elips ellipse n.
elips elliptical adj.
Technical
elips ellipse n.
Math
elips ellipse n.

Meanings of "elips" with other terms in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

Turkish English
General
elips tepeleri apsis n.
elips kemer elliptical arch n.
genelde dairesel veya elips şeklindeki bir yarışın düzenlendiği yol race course n.
elips şeklinde elliptic adj.
elips şeklinde elliptical adj.
elips şekline sahip ellipsoidal adj.
elips biçiminde elliptic adj.
elips kullanarak elliptically adv.
Technical
elips şeklinde çalışma mesafesi elliptical path n.
elips çizme cihazı trammel n.
içi boş elips hollow ellipse n.
yarım elips semiellipse n.
yarım elips şekline sahip semielliptical adj.
Computer
boş elips hollow ellipse n.
dolu elips filled ellipse n.
elips aracı ellipse tool n.
elips kenarlık ellipse border n.
Architecture
yarım elips şeklinde olan semielliptical adj.
Optics
yayvan elips prolate ellipse n.
yayık elips prolate ellipse n.
yassı elips oblate ellipse n.
Math
elips çizmeye yarayan alet elliptograph n.
(elips veya hiperbolde) eğri üzerinde birbirini kesen kirişler supplementary chords n.
Geometry
elips çizmeye yarayan alet ellipsograph n.
tüm düzlem kesitleri elips veya çember olan geometrik yüzey ellipsoid n.
geometrinin parabol, hiperbol ve elips ile ilgilenen alanı conic sections n.
elips şekline sahip oval adj.
elips şeklinde oval adj.
Biology
elips şeklinde hücre elliptocyte n.
elips şeklindeki diyatomeleri içeren bir cins pleurosigma n.
Biochemistry
elips biçimindeki toprak bakteriler nitrosomonas n.
Astronomy
her gezegenin yörüngesinin odak noktasında güneş'in bulunduğu bir elips şeklinde olduğunu ileri süren bir yasa kepler's first law n.
gök cisminin elips bölümündeki büyük eksenin yarısı semimajor axis n.
gök cisminin elips bölümündeki küçük eksenin yarısı semiminor axis n.
Botanic
elips yaprak elliptic leaf n.
kuzey hindistan'a özgü elips şekilli yaprakları, açık lila veya beyaz renkli bir kötü kokulu çiçekleri olan bir çalı himalayan lilac (syringa emodi) n.
elips ve mızrak arasında şekli olan elliptic-lanceolate adj.
Geography
jeodezide elips şeklinde olduğu kabul edilen dünya geoid n.
Sport
genelde dairesel veya elips şeklindeki bir yarışın düzenlendiği yol race course n.
Engineering
elips pergeli elliptic compasses n.