en çok - Turkish English Dictionary
History

en çok



Meanings of "en çok" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
Common Usage
en çok most adj.
General
en çok outside adj.
en çok furthest adj.
en çok veriest adj.
en çok record adj.
en çok best adj.
en çok most adj.
en çok max adj.
en çok maximum adj.
en çok full adj.
en çok maist [scotland] adj.
en çok mest adj.
en çok mostwhat adj.
en çok principally adv.
en çok at the utmost adv.
en çok chiefly adv.
en çok at the very most adv.
en çok mostly adv.
en çok at the outside adv.
en çok at the most adv.
en çok mainly adv.
en çok primarily adv.
en çok at most adv.
en çok to the highest degree adv.
en çok topmostly adv.
Phrases
en çok by far the most expr.
Colloquial
en çok the most n.
en çok to beat all expr.
en çok if that expr.

Meanings of "en çok" with other terms in English Turkish Dictionary : 263 result(s)

Turkish English
General
en çok sevilen favorite n.
en çok beğenilen favorite n.
televizyonun en çok izlendiği saatler prime time n.
en çok nefret edilen pet hate n.
en çok satılan kitap best seller n.
en çok nefret edilen pet aversion n.
suyun en çok yükseldiği nokta high water mark n.
en çok satılan best seller n.
en küçük çok terimli least polynomial n.
en çok satan kitaplar bestseller n.
en çok satanlar bestseller n.
en çok satılan (kitap vb) best seller n.
en çok güvenilen kimse right-hand man n.
en çok satılan kitap bestseller n.
en çok konuşulan beşinci dil fifth mostly spoken language n.
en çok sorulan soru the most asked question n.
en çok satar olma bestsellerdom n.
en çok satarlık bestsellerdom n.
tüm zamanların en çok tutulan müzik kutusu most popular jukebox model of all time n.
haftanın en çok izlenen maçı the most watched game of the week n.
en çok tekrarlanan değer most repeated value n.
en çok unutulan kriz the most forgotten crisis n.
en çok satan kitap best seller n.
en çok söylenen örnekler most telling examples n.
en çok anlatılan örnekler most telling examples n.
en çok beğenilen favourite n.
en çok sevilen favourite n.
en çok satan ürünler most selling products n.
en çok satan ürünler best-selling products n.
en çok satan ürün top seller n.
en çok öne çıkan ürün tentpole n.
dikkati en çok çeken şey center of gravity n.
iş veya toplantı için en çok istenen veya sevilen kişilerin listesi a list n.
toplumsal açıdan en çok istenen seviye a list n.
en çok satılan şey best-seller n.
(kitap) en çok satılanlar listesinde olma bestsellerism n.
en çok kınanması gereken şey worst n.
en çok öne çıkan konum forefront n.
en çok başarı kazanan biri olmak (bir konuda) run away with v.
içinde en çok ... bulunmak prevail in v.
içinde en çok ... bulunmak prevail among v.
-de en çok ... bulunmak prevail among v.
-de en çok ... bulunmak prevail in v.
çok kısa zamanda alanında en üste/tepeye çıkmak/ulaşmak get to the top of one's field in a very short time v.
en çok kurtlanmış wormiest adj.
şaraba en çok benzeyen winiest adj.
zihni en çok karışmış olan wooziest adj.
en çok bozulmuş most corrupt adj.
oduna en çok benzeyen woodiest adj.
en çok horlayan wheeziest adj.
kışa en çok benzeyen winteriest adj.
en çok hırlayan wheeziest adj.
dünyevi işlerle en çok ilgili olan worldliest adj.
en çok sallanan wobbliest adj.
yüne en çok benzeyen woolliest adj.
en çok kelime içeren wordiest adj.
en çok sevilen pet adj.
en çok kullanılan commonly used adj.
tele en çok benzeyen wiriest adj.
en çok otun bulunduğu yer weediest adj.
en çok tutulan prevailing adj.
kelimelerle en çok alakalı olan wordiest adj.
en çok tutulan prevalent adj.
tahtaya en çok benzeyen woodenest adj.
en çok istenen most desirable adj.
en çok en büyük maximum adj.
en çok oy alan best rated adj.
en çok oy alan top rated adj.
en çok sevilen favourite adj.
en çok beğenilen favourite adj.
en çok bilinen most known adj.
en çok sevilen best-loved adj.
en çok sersemlemiş wooziest adj.
en çok tercih edilen the most preferred adj.
en çok aranan most wanted adj.
kendine en çok ait ownmost adj.
en çok satılan top selling adj.
en çok beklenen most-awaited adj.
(bir doğal afette) en çok zarar gören worst-hit adj.
en çok ziyaret edilen most visited adj.
en çok satan best selling adj.
en çok kazandıran top-grossing adj.
en çok getiren/kar ettiren top-grossing adj.
en çok kazanan winningest adj.
en çok sevilen favorite adj.
en çok beğenilen favorite adj.
en çok oy alan highest rated adj.
kasabayla en çok ilgili towniest adj.
en çok beğenilen olmayan unfavourite adj.
en çok sevilen olmayan unfavourite adj.
en çok beğenilen (kimse) white-haired adj.
en çok beğenilen (kimse) blue-eyed adj.
en çok beğenilen (kimse) fair-haired adj.
en çok beğenilen (kimse) white-headed [ireland] adj.
en çok istenen hot adj.
en çok satılan monster adj.
eseri en çok satılanlarda olan monster adj.
en çok istenen optimal adj.
(mevcut şartlarda) en çok istenen optimum adj.
en çok sevilen fancied adj.
en çok tercih edilen pick adj.
en çok beğenilen fave adj.
en çok sevilen fave adj.
en çok beklenen most anticipated adj.
kışı en çok anımsatacak şekilde wintrily adv.
Phrases
en çok karşılaşılan the most common adj.
en/çok (komik/iyi/kötü) quite the (most something) expr.
dikkatinizi (en çok) çeken what strikes you expr.
en çok da none more so than expr.
en çok rahatsız eden şey most galling of all expr.
gözünüze (en çok) çarpan what strikes you expr.
en çok inandığımız şeyler, en az bildiklerimizdir nothing is so firmly believed as what we least know expr.
Proverb
bir işte çok iyi bir yere gelmek (yükselmek) istiyorsan en alttan başlayıp adım adım yükselmelisin he who would climb the ladder must begin at the bottom
Colloquial
haftanın en çok dinlenen hit parçası number one n.
çok başarılı olacağına inanılan kişilerden/en iyi oyunculardan oluşan takım dream team n.
en çok sevilen şey dish n.
koşullar çok iyi olmasa da elinden gelenin en iyisini yapmak make the best of it v.
(birinin) en çok istediği of (one's) dreams expr.
Idioms
bir grup/millet ya da kültür içinde en çok saygı ve takdir gören kuş king of birds n.
en çok nefret edilen pet peeve n.
en çok güç sahibi kişiler king or kaiser [old-fashioned] n.
asıl istenene en çok benzeyen şey the next best thing n.
en çok acı veren söz the most unkindest cut of all n.
en çok nefret ettiği şey her, his pet hate [uk] n.
bir şeyden en çok zarar gören olmak come by the worst v.
en önemli/çok istenen ödülü kapmak scoop the kitty [uk/australia] v.
(bir şeyden) en çok yararı sağlamak have the best of (something) v.
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak have the time of life v.
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak have the time of your life v.
en çok dikkat edilen top-of-mind adj.
en çok ilgilenilen top-of-mind adj.
en çok dikkat edilen top of mind adj.
en çok ilgilenilen top of mind adj.
en çok/fazla/yüksek to beat all adv.
en çok nefret edilen pet hate expr.
Speaking
ailende en çok kimi seviyorsun? who do you like/love most in your family? expr.
beni en çok sen hayal kırıklığına uğrattın you disappoint me the most expr.
babanın en çok neyini seversin? what do you love most about your dad? expr.
benim en çok hangi yönümü seviyorsun? what is your favorite thing about me? expr.
babanın en çok nesini seversin? what do you love most about your dad? expr.
en çok neyimi seviyorsun? what is your favorite thing about me? expr.
hayatta ilgini en çok ne çekiyor? what interests you most in life? expr.
en çok ne ilginizi çekti? what interested you the most? expr.
hayatta en çok istediğin şey nedir? what do you want most in life? expr.
hayatta en çok istediğin şey ne? what do you want most in life? expr.
en çok ne tür insanlardan hoşlanırsın? what sort of people do you like best? expr.
en çok ne ilginizi çekti? what's most interesting to you? expr.
en çok neden korkarsın? what are you afraid of the most? expr.
en çok hangi yemeği seversin? which food do you like the most? expr.
en çok neden korkarsınız? what are you afraid of the most? expr.
en çok korktuğum şey the thing I fear the most is expr.
en çok hangi yemeği seversin which food do you like the best expr.
istanbul'un en çok nesini seversin? what do you love most about istanbul? expr.
istanbul'un en çok nesini seviyorsun? what do you love most about istanbul? expr.
işinin en çok hangi yönünü seviyorsun? what do you like most about your job? expr.
işinizin en çok hangi yönü hoşunuza gidiyor? what do you like most about your job? expr.
işinizin en çok hangi yönünü seviyorsunuz? what do you like most about your job? expr.
işinin en çok hangi yönü hoşuna gidiyor? what do you like most about your job? expr.
senenin en çok alışveriş yapılan haftası the biggest shopping weekend of the year expr.
yılın en çok alışveriş yapılan haftası the biggest shopping weekend of the year expr.
en çok hangi sporu seversin? which sport do you like best? expr.
Trade/Economic
en çok kayırılan ülke most favored nation n.
en çok satılan best seller n.
en çok kayrılan ulus most-favoured nation n.
en çok kayrılan ülke tarifesi most-favoured-nation-tariff n.
en çok kayrılan ülke koşulu most-favored-nation clause n.
kayıtlı en çok kayırılmış ülke conditional most-favored-nation n.
koşulsuz en çok kayırılmış ülke statüsü unconditional most favored nation status n.
şartsız en çok kayınları ülke şartı ya da uygulaması unconditional most-favored-nation treatment n.
en çok kayırılan ülke most-favored-nation n.
en çok gözetilen ülke most-favored-nation n.
en çok kayırılan ulus kaydından yararlanan bir ülkeye ait most-favored-nation adj.
en çok kayırılan ulus kaydından yararlanan bir ülkeyle ilgili most-favored-nation adj.
Law
en çok gözetilen ulus kaydı most-favored-nation clause n.
Politics
en çok kayrılan ülke hükmü most favoured nation clause n.
en çok kayrılan ülke most favoured nation n.
en çok kayrılan ülke tarifesi most favoured nation tariff n.
en çok kayrılan ülke tarifesi most favoured-nation-tariff n.
en çok kayırılan ülke mfn (most-favored nation) abrev.
Industry
iş etkinliğinin en çok olduğu dönem upcycle n.
Media
televizyonun en çok izlendiği saatler primetime v.
Advertising
en çok vurgulanan şey top billing n.
Technical
en çok sehim maximum deflection n.
en çok malzeme prensibi maximum material principle n.
en çok kullanılan tolerans sınıfları commonly used tolerance classes n.
Computer
en çok başvuran top referrer n.
en çok kullanılan web tarayıcısı top web browser n.
en çok bağlantı noktası maximum ports n.
en çok kullanım used maximum n.
en çok bağlantı sayısı connection max n.
en çok okunanlar eklentisi popularity contest n.
en çok yeniden deneme max retries n.
en çok iş parçacığı maximum threads n.
en çok kayıtlar max records n.
en çok aktarımlar max transmits n.
en çok kullanan kullanıcı top user n.
en çok birim max units n.
en çok ani max ani n.
en çok bağlantı sayısı max connections n.
en çok kullananlar top users n.
en çok vektör maximum vector n.
hakkında en çok konuşulan konu (twitter'da tt) trending topic (tt) n.
okunan en çok yükleyici max loader read n.
en çok gönderen top sender by expr.
en çok ziyaret edilene göre by most visited expr.
izin verilen en çok maximum allowed expr.
Telecom
en çok kullanılan spektrum spectral peak n.
yayının en çok izlendiği zaman aralığı erişim kuralı prime time access rule n.
Television
televizyonun en çok izlendiği saatlerde gösterilen program prime time n.
televizyonun en çok izlendiği saatlerde gerçekleşen primetime adj.
televizyonun en çok izlendiği saatler için oluşturulan primetime adj.
Medical
belirli bir hormondan en çok etkilenen organ target organ n.
Pathology
dalakta meydana gelen ve en çok malpighi cisimciklerini etkileyen bir amiloidoz sago spleen n.
Parasitology
en çok keneyle dolu tickiest adj.
Math
çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik optimization n.
çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik optimization n.
çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik optimisation n.
Statistics
doğrusal en çok olabilirlik yöntemi linear maximum likelihood method n.
en çok olabilirlik likelihood n.
en çok olabilirlik bağımlılığı likelihood ratio dependence n.
en çok olabilirlik yöntemi maximum likelihood method n.
en çok olabilirlik oran sınaması likelihood ratio test n.
en çok olabilirlik oranı likelihood ratio n.
genelleştirilmiş en çok olabilirlik tahmin edicisi generalised maximum likelihood estimator n.
monoton en çok olabilirlik oranı monotone likelihood ratio n.
ortalama en çok olabilirlik tahmin edicisi mean likelihood estimator n.
ön kestirici en çok olabilirlik predicative likelihood n.
sınırlandırılmış en çok olabilirlik restricted maximum likelihood n.
yarı-en çok olabilirlik tahmin edicisi quasi-maximum likelihood estimator n.
yarı-en çok olabilirlik quasi-likelihood n.
en çok olabilirlik yöntemi method of maximum likelihood n.
Chemistry
en çok boksitte bulunan gümüş renkli yumuşak metalik bir element aluminum n.
en çok boksitte bulunan gümüş renkli yumuşak metalik bir element aluminium n.
Astronomy
bir gezegenin veya kuyruklu yıldızın gökyüzündeki çok sayıda gözlemle ve hata payı en aza indirilerek belirlenmiş olan yeri normal place n.
güneş atmosferinin kromosferine yakın görünen ve güneşin kutuplarında en fazla sayıda meydana gelen çok küçük sivri uçlu kısa ömürlü uzantı spicule n.
Zoology
dikenli karıncayiyengillerin en çok bilinen türü tachyglossus n.
en küçük çok hücreli su hayvanı phylum rotifera n.
en küçük çok hücreli su hayvanı rotifera n.
en küçük çok hücreli su hayvanı rotifers n.
Botanic
kuzey amerika'ya özgü çok yıllık yıldız çiçeği cinsinin en yaygın iki türüne verilen ad tanglefoot (aster) n.
en uç kuzey ve akdeniz bölgesi hariç avrupa genelindeki akarsu ve nehirlerde yetişen çok yıllık bitki great yellowcress (nasturtium amphibium) n.
en uç kuzey ve akdeniz bölgesi hariç avrupa genelindeki akarsu ve nehirlerde yetişen çok yıllık bitki rorippa amphibia n.
Education
okulda çocukların en çok zaman geçirdikleri sınıf primary classroom n.
Literature
en fazla birkaç sayfa uzunluğunda olan çok kısa hikayeler flash fiction n.
Religious
(hinduizm'de) mahabharat'ta yaşam öyküsü anlatılan, en çok tapınılan ilah krishna n.
Environment
en çok maruz kalma limitleri maximum exposure range n.
Military
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı packup kit n.
askeri birlik tarafından verilen ve helikopterin sökülmesi için en çok ihtiyaç duyulan yedek parça ve sarf malzemelerini içine alan bir bakım donanımı puk n.
Sport
tenis raketinin topa en çok temas eden kısmı sweet spot n.
mesafeyi ilk tamamlayanın veya bir süre içinde en çok tur atanın kazandığı yarış endurance racing n.
(bisiklet yarışında) dağ tırmanışlarında en çok puan alan yarışmacıya verilen unvan king of the mountains n.
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınki ile vuruş yüzü en çok açılı olan demir golf sopasınınki arasında olan demir uçlu golf sopası mashie niblick n.
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınki ile vuruş yüzü en çok açılı olan demir golf sopasınınki arasında olan demir uçlu golf sopası number six iron n.
en çok galip gelen winningest [us] adj.
en çok galibiyeti olan winningest [us] adj.
Wagering
uzmanların en çok güvendiği tahmin nap n.
Music
koro müziğinin en çok yükselen kısmı canto n.
haftanın en çok satan pop müzik albümleri/videoları/şarkıları the charts n.
ana anahtarla en çok ilişkili olan anahtar veya ölçekler attendant keys n.
haftanın en çok satanları listesinde yer almak chart v.
Slang
en çok beyaz ırk arasında yaygın olan hastalık white man's disease n.
en son trendler veya gelişmeler hakkında çok bilgili olan hepper adj.
Modern Slang
en çok değer verdiğim kişi aces in my book n.