| English | Turkish | |
|---|---|---|
| Common Usage | ||
| Common Usage | enlighten v. | aydınlatmak |
| General | ||
| General | enlighten v. | öğretmek |
| General | enlighten v. | bilgi vermek |
| General | enlighten v. | bilgilendirmek |
| General | enlighten v. | açıklamak |
| General | enlighten v. | aydınlatmak |
| General | enlighten v. | aydınlığa kavuşturmak |
| General | enlighten v. | ışık tutmak |
| General | enlighten v. | açıklığa kavuşturmak |
| General | enlighten v. | tenvir etmek |
| General | enlighten v. | cehaletten kurtulmak |
| General | enlighten v. | önyargılardan arınmak |
| General | enlighten v. | batıl inançlardan uzaklaşmak |
| General | enlighten v. | projeksiyon tutmak |
| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | enlighten someone about something v. | birini bir konuda aydınlatmak | ||
| General | enlighten someone on something v. | birini bir konuda aydınlatmak | ||
| General | enlighten someone v. | birini aydınlatmak | ||
| General | enlighten someone v. | birini bilgilendirmek | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | enlighten (someone) about (someone or something) v. | (birini biri/bir şey) hakkında aydınlatmak | ||
| Phrasals | enlighten (someone) about (someone or something) v. | (birini biri/bir şey) hakkında bilgilendirmek | ||
| Phrasals | enlighten (someone) on (someone or something) v. | (birini biri/bir şey) hakkında aydınlatmak | ||
| Phrasals | enlighten (someone) on (someone or something) v. | (birini biri/bir şey) hakkında bilgilendirmek | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | enlighten about v. | aydınlatmak | ||
| Idioms | enlighten on v. | aydınlatmak | ||
| Idioms | enlighten on v. | olup bitenler hakkında detaylı bilgi vermek | ||
| Idioms | enlighten about v. | olup bitenler hakkında detaylı bilgi vermek | ||
