epileptik - Turkish English Dictionary

epileptik

Meanings of "epileptik" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
epileptik epileptic n.
The school implemented measures to comfort the epileptics.
Okul, epileptik hastaları rahatlatmak maksadıyla önlemler aldı.

More Sentences
epileptik epileptic adj.
Medical
epileptik epileptic adj.
Pathology
epileptik epileptical adj.

Meanings of "epileptik" with other terms in English Turkish Dictionary : 25 result(s)

Turkish English
Medical
epileptik nöbet epileptic seizure n.
Strobing effects can trigger epileptic seizures.
Strobing efektleri epileptik nöbetleri tetikleyebilir.

More Sentences
çocuklarda daha önceden başlayan kazanılmış konuşma ve dil yeteneklerinin bozulduğu edinsel epileptik afazi landau-kleffner syndrome n.
çocuklarda daha önceden başlayan kazanılmış konuşma ve dil yeteneklerinin bozulduğu edinsel epileptik afazi acquired epileptic aphasia n.
çocuklarda daha önceden başlayan kazanılmış konuşma ve dil yeteneklerinin bozulduğu edinsel epileptik afazi aphasia with convulsive disorder n.
çocuklarda daha önceden başlayan kazanılmış konuşma ve dil yeteneklerinin bozulduğu edinsel epileptik afazi infantile acquired aphasia n.
epileptik duyarlılık riski epileptic vulnerability risk n.
edinilmiş epileptik afazi landau-kleffner syndrome n.
edinilmiş epileptik afazi acquired epileptic aphasia n.
edinilmiş epileptik afazi infantile acquired aphasia n.
edinilmiş epileptik afazi aphasia with convulsive disorder n.
edinsel epileptik afazi acquired epileptic aphasia n.
epileptik nöbetler epileptic seizures n.
edinsel epileptik afazi landau-kleffner syndrome n.
edinsel epileptik afazi aphasia with convulsive disorder n.
edinsel epileptik afazi infantile acquired aphasia n.
fokal epileptik nöbetler focal epileptic seizures n.
Psychology
epileptik dalgınlık epileptic absence n.
epileptik kişilik epileptic personality n.
epileptik sefali epileptic cephalea n.
epileptik aura epileptic aura n.
epileptik çığlık epileptic cry n.
epileptik bozulma epileptic deterioration n.
epileptik eşdeğer epileptic equivalent n.
epileptik çocuklar epileptic children n.
Pathology
epileptik nöbete neden olan epileptogenous adj.