Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
faizle
faizle
History
Sentences
Meanings of
"faizle"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
faizle
with interest
expr.
Meanings of
"faizle"
with other terms in English Turkish Dictionary : 34 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
faizle karşılanmayan zararlar
last profits damages
n.
2
General
aşırı yüksek faizle para verme veya alma
shylocking
n.
3
General
faizle borç para veren
pawnbroker
n.
4
General
faizle borç para veren
loaner
n.
5
General
düşük faizle alınan para
cheap money
n.
6
General
faizle borç vermek
lend at interest
v.
7
General
faizle borç almak
borrow at interest
v.
8
General
yüksek faizle borçlanmak
borrow with heavy interest
v.
9
General
yüksek faizle borç almak
borrow with heavy interest
v.
Idioms
10
Idioms
yüksek faizle yasa dışı borç verme
juice racket
n.
11
Idioms
el altından yüksek faizle ödünç para verme
juice racket
n.
12
Idioms
yüksek faizle verilen borç
tight money
n.
Trade/Economic
13
Trade/Economic
borçlunun maaşını aldıktan sonra geri ödemek koşuluyla aldığı yüksek miktarlı faizle verilen borç
payday loan
n.
14
Trade/Economic
borçlunun maaşını aldıktan sonra geri ödemek koşuluyla aldığı yüksek miktarlı faizle verilen borç
payday loan
n.
15
Trade/Economic
bileşik faizle hesaplanan peşin değer
compound discount
n.
16
Trade/Economic
düşük gelir grubuna yüksek faizle verilen mortgage kredisi
subprime mortagage
n.
17
Trade/Economic
düşük gelir grubuna yüksek faizle verilen mortgage kredisi
sub-prime mortagage
n.
18
Trade/Economic
faizle borç para verme
lend
n.
19
Trade/Economic
faizle borç para veren
lender
n.
20
Trade/Economic
faizle borç
loan at interest
n.
21
Trade/Economic
karı arttırmak amacıyla düşük faizle para alıp yüksek faizle işletme
trading on the equity
n.
22
Trade/Economic
senet karşılığı peşin faizle borç para veren
discount broker
n.
23
Trade/Economic
faizle borç para verme
moneylending
n.
24
Trade/Economic
karı arttırmak amacıyla düşük faizle para alıp yüksek faizle işletmek
trade on the equity
v.
25
Trade/Economic
faizle borç vermek
lend out at interest
v.
26
Trade/Economic
faizle borç vermek
lend at interest
v.
27
Trade/Economic
faizle borç almak
borrow at interest
v.
28
Trade/Economic
faizle borç vermek
lend
v.
29
Trade/Economic
faizle çok borç para vermek
overlend
v.
30
Trade/Economic
düşük faizle elde edilebilir (para)
cheap
adj.
31
Trade/Economic
faizle borç verilebilir
loanable
adj.
Law
32
Law
faizle ödünç para verme
money lending
n.
33
Law
yasadışı olarak faizle borç verme
defeneration
n.
History
34
History
15. yüzyıl italyası'nda ortaya çıkan ve yoksul kimselere düşük faizle borç para veren tefeci kuruluşları
mount of piety
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of faizle
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy