Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
fazla yapmak
Meanings of
"fazla yapmak"
in English Turkish Dictionary : 3 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
fazla yapmak
overdo
v.
2
General
fazla yapmak
overwork
v.
Colloquial
3
Colloquial
fazla yapmak
do to excess
v.
Meanings of
"fazla yapmak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 70 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
fazla rezervasyon yapmak
overbook
v.
2
General
fazla stok yapmak
overstock
v.
3
General
fazla mesai yapmak
work overtime
v.
4
General
fazla mesai yapmak
be on overtime
v.
5
General
fazla mesai yapmak
do overtime
v.
6
General
fazla masraf yapmak
overspend
v.
7
General
fazla harcama yapmak
lavish money on
v.
8
General
fazla harcama yapmak
spend at a high rate
v.
9
General
fazla harcama yapmak
overspend
v.
10
General
fazla harcama yapmak
spend too much
v.
11
General
fazla satış yapmak
oversell
v.
12
General
daha fazla egzersiz yapmak
do more exercise
v.
13
General
daha fazla egzersiz yapmak
do more exercises
v.
14
General
fazla mesai yapmak
put in overtime
v.
15
General
gerekli olandan daha fazla yapmak
overcommit
v.
16
General
çok fazla düzeltme yapmak
overedit
v.
17
General
fazla antrenman yapmak
overexercise
v.
18
General
fazla hesap yapmak
overreckon
v.
19
General
fazla baskı yapmak
overrun
v.
20
General
fazla bakım yapmak
overservice
v.
21
General
fazla spekülasyon yapmak
overspeculate
v.
22
General
daha fazla ödeme yapmak
overspend
v.
23
General
fazla stok yapmak
overstore
v.
24
General
fazla baskı yapmak
overurge
v.
25
General
birden fazla yönde akan küçük ve sığ şaftlarla madencilik yapmak
coyote [dialect]
v.
26
General
daha fazla alıntı yapmak
outquote
v.
27
General
daha fazla plan yapmak
outscheme
v.
28
General
fazla stok yapmak
surcharge [uk]
v.
Phrasals
29
Phrasals
fazla çaba göstermeden ya da ilerleme kaydetmeye çalışmadan bir işi yapmak
coast along
v.
30
Phrasals
(üç veya daha fazla kişi/şey) arasından seçim yapmak/birine karar vermek
decide among (someone or something)
v.
31
Phrasals
(üç veya daha fazla kişi) arasından seçim yapmak/birine karar vermek
decide among (someone and someone else)
v.
Colloquial
32
Colloquial
(bir şeyi) fazla yapmak
(do something) to excess
v.
33
Colloquial
bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak
be past it
v.
34
Colloquial
bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak
look past it
v.
35
Colloquial
bir şeyi fazla uğraşmadan yapmak/halletmek
walk it
v.
36
Colloquial
fazla mesai yapmak
work back [australia]
v.
37
Colloquial
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak
be past it [uk]
v.
38
Colloquial
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak
be past it [uk]
v.
39
Colloquial
gereğinden fazla yapmak
over do it
v.
40
Colloquial
gereğinden fazla yapmak
over do things
v.
41
Colloquial
(golf deliğinde) par sayısından iki sayı fazla skor yapmak
double bogey
v.
42
Colloquial
fazla hareket gerektirmeyen boş zaman aktiviteleri yapmak
couch surf
v.
Idioms
43
Idioms
aynı anda birden fazla şey yapmak zorunda kalınan durum
a balancing act
n.
44
Idioms
aynı anda birden fazla şey yapmak zorunda kalınan durum
a juggling act
n.
45
Idioms
arayı kapatmak için sıkı çalışmak/fazla mesai yapmak
play catch-up
v.
46
Idioms
bir işi gerektiğinden fazla güç veya çabayla yapmak
use a sledgehammer to crack a nut
v.
47
Idioms
bir işi daha fazla yapmak
get more out of
v.
48
Idioms
gereğinden fazla yapmak
overdo it
v.
49
Idioms
bir işi gereğinden fazla güç/kaynak kullanarak yapmak
employ a steam engine to crack a nut
v.
50
Idioms
fazla mesai yapmak
be working overtime
v.
51
Idioms
(bir şey yapmak için) fazla ileri gitmek
go to extremes (to do something)
v.
Speaking
52
Speaking
bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım
I have to go some to do better than that
expr.
53
Speaking
bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım
I have to try harder to do better than that
expr.
Trade/Economic
54
Trade/Economic
alınan talepten daha fazla ticaret yapmak
overtrade
v.
55
Trade/Economic
fazla mesai yapmak
work overtime
v.
56
Trade/Economic
fazla stok yapmak
overstock
v.
57
Trade/Economic
fazla mesai yapmak
do overtime
v.
58
Trade/Economic
sermayeden fazla alım-satım yapmak
overtrade
v.
59
Trade/Economic
fazla vergi indirimi yapmak
overwithhold
v.
60
Trade/Economic
çok fazla stopaj vergisi indirimi yapmak
overwithhold
v.
Law
61
Law
tek bir seçimde birden fazla oy kullanarak hile yapmak
repeat
v.
Computer
62
Computer
iki veya daha fazla veri tabanı tablosunda veri arakesiti yapmak
join
v.
Textile
63
Textile
(birden fazla ipliği) birbirine bağlayıp ip yapmak
ply
v.
Agriculture
64
Agriculture
(mahsul) fazla ekim yapmak
overplant
v.
Literature
65
Literature
fazla betimleme yapmak
overornament
v.
Sport
66
Sport
tek ıstakada yüzden fazla sayı yapmak
century break
v.
67
Sport
fazla idman yapmak
overtrain
v.
Card
68
Card
(aynı renkte dört kart) renk yapmak için aynı renkte bir veya daha fazla karta ihtiyaç duyan
bobtail
adj.
Music
69
Music
fazla aranjman yapmak
overorchestrate
v.
Slang
70
Slang
çok fazla kaka yapmak
have a blowout
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of fazla yapmak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy