fosforlu - Turkish English Dictionary
History

fosforlu



Meanings of "fosforlu" in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

Turkish English
General
fosforlu phosphoric adj.
fosforlu luminous adj.
Technical
fosforlu phosphorous adj.
fosforlu phosphorescent adj.
Medical
fosforlu phosphorous adj.
fosforlu phosphorated adj.
Chemistry
fosforlu phosphorated adj.
fosforlu phosphorous adj.

Meanings of "fosforlu" with other terms in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

Turkish English
General
fosforlu boya luminous paint n.
fosforlu renk luminous colour n.
fosforlu boya luminescent paint n.
fosforlu kalem marker n.
fosforlu kalem highlighter n.
fosforlu işaret kalemi highlighter n.
bir mantar tarafından üretilen fosforlu bir ışık foxfire n.
fosforlu çubuk glow stick n.
fosforlu kalem textliner n.
(ordunun dikkat çekmek için kullandığı) fosforlu kumaş parçası panel n.
fosforlu kalem kullanarak bir şeyi işaretlemek veya bir şeyin üzerine yazmak marker v.
karanlıkta ışık saçan (fosforlu boya gibi) luminous adj.
Technical
önceden mineral olarak var olup günümüzde genellikle sentetik olarak üretilen fosforlu veya floresan malzeme noctiluca [obsolete] n.
düşük fosforlu cüruf low-phosphorous slag n.
düşük fosforlu dışık low-phosphorous slag n.
düşük fosforlu çelikler low-phosphorous steels n.
düşük fosforlu kurşunlu çelikler leaded low-phosphorus steels n.
düşük fosforlu bakır low-residual phosphorus copper n.
fosforlu ekran phosphor screen n.
fosforlu hidrojen phosphoreted hydrogen n.
fosforlu demir önalaşımı ferrophosphorus n.
fosforlu bronz phosphor bronze n.
fosforlu silikat camları phosphosilicate glasses n.
fosforlu lipidler phospholipids n.
fosforlu madde phosphor n.
fosforlu kolay işlenebilir çelikler rephosphorised free machining steels n.
fosforlu protein phosphoprotein n.
fosforlu okziklorür phosphoryl chloride n.
fosforlu bakır phosphorised copper n.
fosforlu boya luminous paint n.
fosforlu boya luminous colour n.
fosforlu yelek luminous vest n.
fosforlu otomat çelikleri rephosphorised free machining steels n.
yüksek fosforlu cevher high phosporous ore n.
yüksek fosforlu bakır high residual phosphorus copper n.
yüksek fosforlu çelik high phosporous steel n.
fosforlu gibi parlamak ya da parıldamak phosphoresce v.
Dyeing
fosforlu turuncu safety orange n.
fosforlu turuncu blaze orange n.
Automotive
fosforlu bronz phosphor-bronze n.
Medical
organik fosforlu insektisit organophosphorus insecticide n.
Pathology
fosforlu lipidlere tepki veren antikorların sebep olduğu bir bağışıklık sistemi rahatsızlığı hughes syndrome n.
Physics
bir katot ışını tüpünün fosforlu ekranını taşıyan bölümü faceplate n.
Chemistry
ekinlerde ve süs bitkilerinde kullanılan organik fosforlu böcek ilacı dimethoate n.
(güneşe veya benzer bir ışığa maruz kaldıktan sonra) gece parlayan fosforlu bir madde solar phosphori n.
fosforlu bir organik bileşiğe ait veya ilgili organophosphorus adj.
fosforlu bir organik bileşiğe ait veya ilgili organophosphorous adj.
Biochemistry
fosforlu kırılım phosphorolysis n.
beyin dokusunda bulunan azotlu-fosforlu bir bileşen protagon n.
Marine Biology
bazı deniz hayvanlarında fosforlu gibi parıldama özelliği sağlayan yağ benzeri madde noctilucin n.
fosforlu deniz akvaryumları için önemli trace elementlerden biri phosphorous n.
küçük, ince, fosforlu bir derin deniz balığı viper fish (chauliodus sloanii n.
chauliodus cinsi küçük, ince, fosforlu derin deniz balığı viperfish n.
Agriculture
organik fosforlu böcek ilacı trichlorfon n.
organik fosforlu insektisit trichlorfon n.
organik fosforlu böcek ilacı metrifonate n.
organik fosforlu insektisit metrifonate n.
organik fosforlu böcek ilacı trichlorphon n.
organik fosforlu insektisit trichlorphon n.
Environment
organik fosforlu pestisit kalıntısı residues of organophosphorus pesticides n.
Meteorology
fosforlu gibi parlayan noctilucous adj.
Military
fosforlu bomba phosphorus bomb n.