get in with - Turkish English Dictionary
History

get in with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "get in with" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
General
get in with v. arkadaşlığını kazanmak
Phrasals
get in with v. bir şeyin içine girmek/dahil olmak
get in with v. bir şeye bulaşmak

Meanings of "get in with" with other terms in English Turkish Dictionary : 96 result(s)

English Turkish
General
get in touch with v. ilişki kurmak
get in touch with v. temas etmek
get in touch with v. bağlantı kurmak
get in touch with v. irtibat kurmak
get in touch with v. temasa geçmek
get in touch with v. bağlantıya geçmek
get in touch with v. ile temasa geçmek
get in contact with v. iletişime geçmek
get in a pissing contest with v. sidik yarışına girmek
get in contact (with) v. temasa geçmek
get in touch (with) v. ilişki kurmak
get in touch (with) v. temasa geçmek
get in contact (with) v. bağlantı kurmak
get in touch (with) v. bağlantı kurmak
get in touch (with) v. başvurmak
get in contact (with) v. ilişki kurmak
get in contact (with) v. başvurmak
get in touch with someone v. birisiyle temasa geçmek
get in bad (with someone) v. birisiyle sorunu olmak
get in bad (with someone) v. birisiyle kötü olmak
Phrasals
get someone in touch with someone v. görüştürmek
get in with (someone) v. (birine) bulaşmak
get in with (someone) v. (birilerinin) arasına girmek/dahil olmak
Colloquial
get an in with (someone) v. (birinden) torpil bulmak
get an in with (someone) v. yüksek bir mevkideki (birine) ulaşmak
get an in with (someone) v. yüksek bir mevkideki (biriyle) iletişim/bağlantı kurmak
get an in with (someone) v. yetkili bir pozisyondaki (birine) ulaşmak
get an in with v. torpil yaptırmak/bulmak
get an in with v. torpili olmak
get an in with v. torpilli olmak yüksek bir mevkideki birinin yardımını almak
get an in with v. yetkili bir pozisyondaki birine ulaşmak
Idioms
get in good with somebody v. birine şirin gözükmek
get in good with somebody v. biriyle iyi geçinmek
get in tune with the times v. çağa/zamana uymak
get in the doghouse with one's boss v. patronuyla papaz olmak
get in the doghouse with one's boss v. patronuyla başı dertte olmak
get in dutch (with someone) v. (biriyle) başı dertte/belada olmak
get in dutch (with someone) v. (biriyle) başı derde/belaya girmek
get in dutch (with someone) v. (biriyle) sorun yaşamak
get in dutch (with someone) v. (birinin) tepkisini çekmek/canını sıkmak
get in wrong with (someone) v. (birine) yanlış yapmak
get in wrong with (someone) v. (birine) karşı yanlış bir şey yapmak
get in wrong with (someone) v. (biriyle) sorunu olmak
get in wrong with (someone) v. (birini) gücendirmek
get in wrong with (someone) v. (birini) sinirlendirecek bir şey yapmak
get in wrong with (someone) v. (biriyle) arayı bozmak
get in wrong with someone v. birinin gözünden düşmek
get in wrong with someone v. birinin antipatisini kazanmak/çekmek
get in wrong with someone v. biriyle arasını bozmak
get involved (in or with someone or something) v. (biriyle/bir kuruluşla) ortaklık ilişkisi kurmak
get involved (in or with someone or something) v. (biriyle/bir kuruluşla) birleşmek
get involved (in or with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantı/ilişki kurmak
get involved (in or with someone or something) v. (birinin) planlarına, eylemlerine, gelişimine dahil olmak
get involved (in or with something) v. (bir şeye) karışmak
get involved (in or with something) v. (bir şeye) burnunu sokmak
get involved (in or with someone) v. (birine) duygusal, romantik, cinsel açıdan bağlanmak
get in bad (with someone) v. (biriyle) kötü olmak
get in bad (with someone) v. (biriyle) sorunu olmak
get in bad (with someone) v. (biriyle) arası bozulmak
get in good with (someone) v. (biriyle) iyi geçinmek
get in good with (someone) v. (biriyle) arası iyi olmak
get in good with (someone) v. (birine) şirin gözükmek
get in sync (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) senkronize olmak
get in sync (with someone or something) v. (birine/bir şeye) ayak uydurmak
get in sync (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı anda hareket etmek
get in sync (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uyuşmak
get in sync (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı amaçlara, beğenilere, görüşlere sahip olmak
get in sync (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı/benzer bakış açısına/fikirlere sahip olmak
get in touch (with one) v. (biriyle) bağlantı/irtibat kurmak
get in touch (with one) v. (biriyle) temasa geçmek
get in touch with (something) v. (bir şeye) karşı duyarlı hale gelmek
get in touch with (something) v. (bir şeyin) farkında olmak
get in touch with (something) v. (bir şeyle) ilgili hassas olmak
get in touch with somebody/something v. biriyle/bir şeyle bağlantı/irtibat kurmak
get in touch with somebody/something v. biriyle/bir şeyle temasa geçmek
get in tune with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uyuşmak
get in tune with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak
get in tune with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) mutabık olmak
get in tune with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı telden çalmak
get in tune with (something) v. ahengi tutturmak/yakalamak
get in tune with (something) v. aynı müzik tonunu tutturmak/yakalamak
get in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) uymak
get in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) uyum sağlamak
get in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) ayak uydurmak
get in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) riayet etmek
get in step (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmine uymak
get in step (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
get in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmine uymak
get in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
get in trouble with (someone) v. (biriyle) başı belaya girmek
get in trouble with (someone) v. (biriyle) sorun yaşamak
get an in (with someone) v. (biri) üzerinde nüfuzu olmak
get an in (with someone) v. (birine) nazı/sözü geçmek
Speaking
if you have to get in contact with me again expr. benimle tekrar temasa geçmeniz gerekirse
we will get in touch with you shortly expr. size kısa süre içinde döneceğiz
we will get in touch with you shortly expr. size hemen döneceğiz