getir - Turkish English Dictionary
History

getir



Meanings of "getir" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
Computer
getir import expr.
getir bring expr.

Meanings of "getir" with other terms in English Turkish Dictionary : 101 result(s)

Turkish English
General
getir götür işi errand n.
ev hayatı için uygun hale getir make fit for domestic life n.
getir götür swap n.
getir götür işlerine bakan çocuk errand boy n.
getir götür işlerine bakan çocuk messenger boy n.
getir götürcü errand boy n.
getir götürcü footman n.
getir götür işleri yapan eleman trotter [brit] n.
getir götür yapan kimse jackal n.
adını sen getir what's-his-name n.
adını sen getir whatsisname n.
getir götür işlerine bakan çocuk message-boy n.
getir götürcü messenger n.
getir götür işlerine bakan çocuk lobbygow n.
getir götür işi yapan kimse page n.
getir götür yapan kimse bearer n.
birini ayak işleri/getir götür için dışarı yollamak send someone on an errand v.
birini ayak işleri/getir götür için dışarı yollamak send someone out on an errand v.
getir götür işlerine bakmak run errands v.
getir götür işleri yapmak run errands v.
getir götür yapmak caddie [scots.] v.
getir götür yapmak dogsbody v.
adını sen getir whatshername pron.
Phrases
kendi cihazını getir bring your own device expr.
Colloquial
adını sen getir whatsername n.
adını sen getir whosis n.
adını sen getir whoosis n.
getir-götürcü wood-and-water joey [australia] n.
(birine) bira gönder/getir beer (one) v.
kendi içkini getir anlamındaki "bring your own" ifadesinin ilk harflerinden oluşmuş bir kısaltma byo expr.
kendi içkini/şişeni getir anlamındaki "bring your own booze/bottle" ifadesinin ilk harflerinden oluşmuş bir kısaltma byob expr.
babanı eve getir bring your father home expr.
git topu getir go get the ball expr.
ihtiyacın olacak şeyleri getir bring things that you will need expr.
parçaları bir araya getir (you) do the math expr.
Idioms
getir götür işi yapmak run an errand v.
parçaları bir araya getir do the maths [uk/australia/new zealand/ireland] v.
(birinin) getir götür işlerini yapmak fetch and carry (for someone) v.
ayak işleri/getir götür için göndermek send on an errand v.
üzerine düşen görevi yerine getir keep your end up [uk] expr.
üzerine düşen görevi yerine getir hold your end up [uk] expr.
Speaking
bize biraz daha bira getir get us some more beers expr.
bir bira getir bana get me a beer expr.
bana yemek getir bring me food expr.
biraz daha bira getir bize get us some more beers expr.
dizini göğüs hizasına getir bring your knee up to your chest expr.
eldivenlerini beraberinde getir take your gloves with you expr.
eldivenlerini yanında getir take your gloves with you expr.
lütfen bana menüyü getir please bring me the menu expr.
onları gaza getir get them fired up expr.
paranın üstünü getir bring me back the change expr.
sözlüğünü getir take your dictionary expr.
Chat Usage
kendi biranı getir byob (bring your own beer) abrev.
Trade/Economic
düzenle, parlat, standart hale getir, sürdür, güvenliğini sağla anlamına gelen ifade (iş metodolojisi) 6s (sort, set in order, shine, standardize, sustain, safety) n.
Law
beraberinde getir duces tecum expr.
Industry
(ayakkabı işçilerine ürün tedarik eden) getir götürcü kimse router n.
Technical
getir götür kütüğü swap file n.
getir götür swap n.
Computer
eski durumuna getir düğmesi restore button n.
getir-götür swapping n.
aşağı geri getir restore down expr.
aşağıdaki için en iyi duruma getir optimize for expr.
aynı boyuta getir make same size expr.
aynı genişliğe getir make same width expr.
belgeyi önceki boyutuna getir restore document expr.
bir öne getir bring forward expr.
belleği en iyi hale getir optimize memory expr.
çevrimiçi getir bring online expr.
eski haline getir reset ignore all expr.
eski durumuna getir restore expr.
en öne getir bring to front expr.
en üste getir bring to front expr.
kendi cihazını getir byod (bring your own device) expr.
öne getir bring to front expr.
metnin önüne getir bring in front of text expr.
mac adresini getir get mac address expr.
öne getir bring forward expr.
pencereyi önceki konumuna getir restore window expr.
pencereyi tam boyutuna getir maximize the window to its full size expr.
varsayılan hale getir make default expr.
üste getir bring forward expr.
uyumlu hale getir make compatible expr.
yukarı geri getir restore up expr.
varsayılan değerleri getir fetch defaults expr.
Informatics
getir götür kütüğü swap file n.
önceden al-getir prefetching expr.
Automotive
getir götür aracı grocery getter n.
Religious
kendi incil'ini getir byob [us] (bring your own bible) abrev.
Slang
diğer mahkumların getir götür işlerini gören mahkum june bug n.
ayak işlerine/getir götüre bakacak kimse grunt n.
getir götür işlerinde kullanılan kimse boy n.
getir götür işleri pick things up drop things off v.
kustu cafer, bez getir earp slop, bring the mop expr.
kendi marihuananı/otunu getir byom (bring your own marijuana) expr.
kendi şarabını getir byow (bring your own wine) expr.
kendi marihuananı/otunu getir byow (bring your own weed) expr.
adını sen getir whosit expr.
adını sen getir whoozis exclam.
adını sen getir whoozit exclam.
British Slang
getir götürcü dogsbody n.
getir götür işlerine bakan çocuk dogsbody n.