go at - Turkish English Dictionary
History

go at

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "go at" in Turkish English Dictionary : 4 result(s)

English Turkish
General
go at v. saldırmak
go at v. ele almak
Phrasals
go at v. ele almak
go at v. saldırmak

Meanings of "go at" with other terms in English Turkish Dictionary : 181 result(s)

English Turkish
General
go off at half cocked v. hazırlıksız iş görmek
go on at v. azarlamak
go at it hammer and tongs v. kapışmak
go at something v. girişmek
go on at v. başının etini yemek
have a go at v. denemek
go at something v. sarılmak
go at a snail's pace v. kağnı gibi gitmek
go out at night v. gece dışarı çıkmak
go off at half cocked v. yolunu şaşırmak
go out at night v. gece sokağa çıkmak
go off at half-cocked v. sinirlenmek
go off at half-cocked v. yolunu şaşırmak
go out at nights v. geceleri çıkmak
go out at nights v. gece çıkmak
go to the toilet at break v. (verilen) arada tuvalete gitmek
go blind at the age of ten v. on yaşında kör olmak
go cold at one point v. bir yerden sonra soğumak
go shopping at weekends v. hafta sonları alışverişe gitmek
go shopping at weekends v. hafta sonları alışverişe çıkmak
have a go at it v. cinsel ilişkiye girmek
go at the double! interj. marş marş
Phrasals
go on (at someone) v. (birine) çıkışmak
go on (at someone) v. (birini) azarlamak
go on (at someone) v. (birinin) üstüne varmak/gitmek
go at someone or something v. birine/bir şeye saldırmak
go at someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne saldırmak/atlamak
go at someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne çullanmak
go at (someone) v. (birine) var gücüyle saldırmak
go at (someone) v. (birine) fena girişmek
go at (someone) v. (birine) allah ne verdiyse girişmek
go at (someone) v. (birine) kafa göz dalmak
go at (someone) v. (birini) fena haşlamak
go at (someone) v. (birinin) çok üstüne gitmek
go at (someone) v. (birine) ağzına geleni saymak
go at (someone) v. (birine) fena azarlamak
go on at (one) v. (birinin) kafasını ütülemek
go on at (one) v. (birinin) başının etini yemek
go on at (one) v. (birine) söylenip durmak
go on at (one) v. (birine) çıkışmak
go on at (one) v. (birini) azarlamak
go on at (one) v. (birinin) üstüne varmak/gitmek
Colloquial
a go (at someone or something) n. (birinin/bir şeyin) üstüne saldırma
a go (at someone or something) n. (birine/bir şeye) saldırma
a go (at something) n. (bir şeyi) yapmayı/üstlenmeyi deneme
a go (at something) n. (bir şeye) bir şans verme
a go (at someone) n. (birinin) üstüne varma
a go (at someone) n. (birini) uzun uzadıya eleştirme, azarlama
a go (at someone) n. (birinin) üstüne gitme
a go (at someone) n. (birine) sözlü saldırıda bulunma
a go (at someone) n. (birini) paylama/çıkışma
go on at somebody v. birinin üstüne varmak
go on at somebody v. birinin üstüne gitmek
go on at somebody v. başının etini yemek
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
go at it v. var gücüyle çabalamak
go at it v. çok uğraşmak
go at it v. harıl harıl çalışmak
go at it v. seks yapmak
go at it v. mala vurmak
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
at one go expr. bir seferde
at one go expr. bir kerede
at one go expr. bir defada
at one go expr. bir gidişte
at one go expr. bir oturuşta
at/in one go [uk] expr. bir çırpıda
at/in one go [uk] expr. bir hamlede
at/in one go [uk] expr. tek hareketle
at/in one go [uk] expr. aynı anda
at/in one go [uk] expr. tek vuruşta
at/in one go [uk] expr. aynı zamanda
at/in one go [uk] expr. bir kerde
at/in one go [uk] expr. tek seferde
at/in one go [uk] expr. bir oturuşta
Idioms
have a go at someone v. birisini eleştirmek
have a go at someone v. birisini azarlamak
go in at one ear and out at the other v. bir kulağından girip öbüründen çıkmak
go at hammer and tongs v. birbirine girmek
go at one another tooth and nail v. birbirlerine girmek
go at one another tooth and nail v. birbirleriyle kavga etmek
go off at half-cocked v. bodoslama girmek/dalmak
go at it hammer and tongs v. birbirini yemek
take a go at something v. bir denemek
have a go at someone v. birisine saldırmak
take a go at something v. bir şeyi denemek
go in at one ear and out at the other v. bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
go at something like a boy killing snakes v. dört elle sarılmak
go at hammer and tongs v. çok gürültülü ve şiddetle kavga etmek
go off at a tangent v. daldan dala konmak
go at hammer and tongs v. dalaşmak
go at it hammer and tongs v. çok uğraşmak
go weak at the knees v. dizlerinin bağı çözülmek
go off at half cocked v. eksik kalmak
go off at half cocked v. eksik veya yarım bırakmak
go off at half-cocked v. fevri davranmak
go at a fast clip v. hızla gitmek
go at a good clip v. hızla gitmek
go at it hammer and tongs v. harıl harıl çalışmak
have a go at doing something v. hele bir denemek/başlamak
go off at a tangent v. konudan sapmak
go at one another tooth and nail v. kedi köpek gibi kavga etmek
go off at a tangent v. konuyu saptırmak
go at it tooth and nail v. saç saça başa kavga etmek
go at it hammer and tongs v. saç saça başa birbirine girmek
go at it hammer and tongs v. son derece çetin bir mücadele vermek
go at it hammer and tongs v. şiddetle kavga etmek
go at it hammer and tongs v. saç saça başa kavga etmek
go at it tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
go at it tooth and nail v. saç saça başa birbirine girmek
go at it tooth and nail v. son derece çetin bir mücadele vermek
go at hammer and tongs v. şiddetle kavga etmek
go off at half-cocked v. sonucunu düşünmeden hareket etmek
go off at half cocked v. tam olarak başaramamak
go off at half cocked v. tam olarak sonlandıramamak
go off at half cocked v. tam olarak gerçekleştirememek
go at it hammer and tongs v. var gücüyle çabalamak
go at each other tooth and nail v. birbirine girmek
go at each other tooth and nail v. kavgaya tutuşmak
go at each other tooth and nail v. kedi köpek gibi kavga etmek/birbirini yemek
go at each other tooth and nail v. saç başa birbirine girmek
go at each other tooth and nail v. birbirine karşı kaba kuvvet kullanmak
go off at score v. canlı bir başlangıç yapmak
go off at score v. coşkuyla yapmaya başlamak
go off at score v. düşünmeden bir şey söylemek veya yapmak
go off at score v. aniden bir şey söylemek veya yapmak
(take/have a) go at someone v. (birini) konuşturmaya çalışmak
(take/have a) go at someone v. (birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) go at someone v. (birine bir şey) yaptırmayı bir denemek
(take/have a) go at someone v. (birine bir şey) yaptırmada şansını denemek
(take/have a) go at something v. (bir şey) yapmayı denemek
(take/have a) go at something v. (bir şey) yapmayı bir denemek
(take/have a) go at something v. (bir şeyde) şansını denemek
go off at half-cock v. aceleyle hareket etmek
go off at half-cock v. düşünmeden hareket etmek
go off at half-cock v. fevri davranmak
go off at half-cock v. başarısız olmak
go off at half-cock v. suya düşmek
go off at half-cock v. sınıfta kalmak
go off at half-cock v. tam gerçekleşmemek
have a go at it v. denemek
have a go at it v. ilk adımı atmak
have a go at it v. üzerine gitmek
have a go at it v. eleştirmek
have a go at it v. saldırmak
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birini eleştirmek
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birini üstelemek
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
go on at somebody (to do something) v. (bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
go at somebody/something hammer and tongs v. saç saça baş başa birbirine girmek
go at somebody/something hammer and tongs v. birbirine girmek
go at somebody/something hammer and tongs v. bağırış çağırış kavga etmek
go at somebody/something hammer and tongs v. birine/bir şeye dalmak
go at somebody/something hammer and tongs v. birbiriyle dalaşmak
go weak at the knees v. dizlerinin bağı çözülmek
go weak at the knees v. pelteye dönmek
go weak at the knees v. dizleri tutmamak
go at (one) hammer and tongs v. (birine) var gücüyle saldırmak
go at (one) hammer and tongs v. (birini) fena haşlamak
go at (one) hammer and tongs v. (birinin) çok üstüne gitmek
go at (one) hammer and tongs v. (birine) ağzına geleni saymak
go at (one) hammer and tongs v. (birine) fena azarlamak
go at like a boy killing snakes v. dört elle sarılmak
go/fly off at a tangent [uk] v. daldan dala konmak
go/fly off at a tangent [uk] v. konudan sapmak
go/fly off at a tangent [uk] v. konuyu saptırmak
go/fly off at a tangent [uk] v. konudan konuya atlamak
have a go (at something/at doing something) v. (bir şeyi/bir şey yapmayı) denemek
have a go (at something/at doing something) v. (bir şey/bir şey yapma) girişiminde bulunmak
have a go (at something/at doing something) v. (bir şeye ya da bir şey yapmaya) teşebbüs etmek
have a go (at someone or something) v. (birine/bir şeye) saldırmak
have a go (at someone or something) v. (birini/bir şeyi) eleştirmek
have a go (at someone or something) v. (birine bir şey yaptırmada/bir şey yapmada) şansını denemek
have a go (at someone or something) v. (birine bir şey yaptırmayı/bir şey yapmayı) denemek
have a go at v. -e saldırmak
have a go at v. '-i eleştirmek
Speaking
he is welcome to come and go at his pleasure expr. istediği zaman gelip gidebilir
Botanic
jack-go-to-bed-at-noon n. tragopogon cinsine ait birkaç avrasya bitkisine verilen ad
jack-go-to-bed-at-noon n. tekesakalı