Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Phrases | ||||
Phrases | hobi olarak | as a hobby expr. | ||
Tom brews beer as a hobby. Tom hobi olarak bira üretiyor. More Sentences |
||||
Phrases | hobi olarak | for a hobby expr. | ||
I draw for a hobby. Ben hobi olarak çiziyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | hobi olarak | avocationally adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | hobi olarak inşa edilen minyatür demiryolu | model-railway n. |
General | amerikan iç savaş dönemi tarihine hobi olarak ilgi duyan kimse | civil war buff n. |
General | hobi olarak metal detektörü kullanan kimse | detectorist n. |
General | hobi olarak değerli taşlar veya mineraller avlayan ve toplayan kimse | rockhound n. |
General | (genellikle hobi olarak) güvercin yetiştiren kimse | pigeon fancier n. |
General | hobi olarak uçak gözlemciliği ve fotoğrafçılığı yapan kimse | plane spotter n. |
General | bir hobi olarak (bir şey) ile ilgilenmek | fool around with v. |
General | hobi olarak uğraşmak | toy v. |
General | (bir şeyle) hobi olarak uğraşmak | be unpaid v. |
General | hobi olarak yapılan (etkinlik) | recrational adj. |
General | hobi olarak yapıldığı halde kazanç getiren (iş) | nonrecreational adj. |
Art | ||
Art | hobi olarak resim yapan kimse | sunday painter n. |
Slang | ||
Slang | hobi olarak taş toplayan kişi | rock hound n. |