juice - Turkish English Dictionary
History

juice

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "juice" in Turkish English Dictionary : 82 result(s)

English Turkish
Common Usage
juice n. meyve suyu
juice n. özsu
General
juice n. benzin
juice n. elektrik
juice n. salgı
juice n. içki
juice n. enerji
juice n. kuru
juice n. öz
juice n. sebze
juice n. su
juice n. sebze suyu
juice n. canlılık
juice n. dayanıklılık
juice n. politik güç
juice n. siyasi etki
juice n. siyasi nüfuz
juice v. (meyvenin/sebzenin) suyunu sıkmak
juice v. özünü çıkarmak
juice v. suyunu çıkarmak
juice v. çok içki içmek
juice v. steroid almak
juice v. doping kullanmak
juice v. su eklemek
juice v. sıvı eklemek
juice v. su katmak
juice v. harekete geçirmek
juice v. dürtmek
juice v. canlandırmak
juice v. uyarmak
Colloquial
juice n. dedikodu
juice n. skandal
juice n. alkol
juice n. içki
juice n. şarap
juice n. güç
juice n. politik etki/nüfuz
juice n. borsa
juice n. menkul kıymetler piyasası
juice n. anabolik steroidler
juice n. kas artışını teşvik eden sentetik hormonlar
juice n. kas yapan hormonlar
juice v. kafayı çekmek
juice v. çok içmek
Trade/Economic
juice n. haraçla alınan para
juice n. zorla alınan para
juice n. fahiş faiz oranlarıyla alınan borç
juice n. faiz oranı
juice n. faiz yüzdesi
Technical
juice n. bitki suyu
juice n. şerbet
juice n. usare
Automotive
juice n. benzin
juice n. elektrik
juice n. sıvı
Food Engineering
juice n. meyve-sebze suyu
Gastronomy
juice n. et suyu
juice n. meyve suyu
juice n. özsu
juice n. sebze suyu
juice n. şerbet
juice n. usare
Chemistry
juice n. özsu
juice n. usare
Astronomy
juice n. jupiter icy moons explorer
Wagering
juice n. bookmaker’e ödenen komisyon
Slang
juice n. cereyan
juice n. fors
juice n. kuvvet
juice n. steroid
juice n. para
juice n. mangır
juice n. sperm
juice n. döl
juice n. meni
juice n. ıslanma
juice n. vajina suyu
juice n. müzisyenler arasındaki müzikal ahenk
British Slang
juice n. benzin
juice n. enerji
juice n. şarj
juice n. yakıt

Meanings of "juice" with other terms in English Turkish Dictionary : 377 result(s)

English Turkish
General
black cherry juice n. vişne suyu
limed juice n. kireçlenmiş şerbet
sweetened fruit juice n. şerbet
frozen orange juice n. donmuş portakal suyu
middle juice n. orta şerbet
maceration juice n. maserasyon şerbeti
grapefruit juice n. greyfurt suyu
papaya juice n. papaya meyvası suyu
milky plant juice n. bitki sütü
lime juice n. kireç suyu
fruit juice n. meyve suyu
pancreatic juice n. pankreas usaresi
mixed fruit juice n. karışık meyve suyu
fresh-squeezed fruit juice n. taze sıkılmış meyve suyu
fresh-squeezed orange juice n. taze sıkılmış portakal suyu
unfermented grape-juice n. şıra
sugar juice n. şeker şerbeti
lime juice n. limon suyu
citrus juice n. narenciye suyu
parsley juice n. maydanoz suyu
freshly-squeezed orange juice n. taze sıkılmış portakal suyu
cherry juice n. vişne suyu
juice dispenser n. meyve suyu makinesi
orange juice (oj) n. portakal suyu
prune juice n. erik suyu
cane juice rollers n. (genellikle atlar tarafından çekilen) şekerkamışı suyunu çıkarmaya yarayan makaralar
juice bar n. meyve suyu standı
detox juice n. detoks suyu
juice reamer n. meyve sıkacağı
juice reamer n. limon sıkacağı
juice reamer n. sıkacak
cranberry juice n. kızılcık suyu
orange-juice concentrate n. konsantre edilip dondurulmuş portakal suyu
step on the juice v. süratini arttırmak
step on the juice v. hız vermek
step on the juice v. hızlandırmak
step on the juice v. gaz vermek
step on the juice v. gazlamak
drink fruit juice v. meyve suyu içmek
stain the carpet with some grape juice v. halıyı üzüm suyu dökerek/ile lekelemek
pour the juice v. meyve suyunu (bardağa) boşaltmak
pour the juice v. meyve suyunu (bardağa) dökmek
pour the juice v. meyve suyunu boşaltmak
containing lemon juice adj. limonlu
Phrasals
juice up v. ortamı renklendirmek
juice up v. ortama renk katmak
juice up v. ortamı canlandırmak
Phrases
the juice isn't worth the squeeze expr. attığın taş ürküttüğün kuşa değmez
Colloquial
big juice n. ünlü suçlu veya hırsız
big juice n. tanınmış suçlu
big juice n. nam salmış suçlu
bo juice n. deodorant
bo juice n. koltukaltı deodorantı
cactus juice n. tekila
juice house n. içki dükkanı
juice joint n. içkili mekan
juice joint n. gizlice içki satılan yer
oj (orange juice) n. portakal suyu
go-juice n. motor yakıtı
go-juice n. petrol
juice up v. şarj etmek
juice up v. güçlendirmek
juice something up v. bir şeyi güçlendirmek
juice something up v. bir şeyin elektriğini açmak
juice something up v. bir şeyin elektriğini vermek
oj (orange juice) abrev. portakal suyu
Idioms
juice and cookies n. meyva suyu ve kurabiye
juice racket n. yüksek faizle yasa dışı borç verme
juice racket n. el altından yüksek faizle ödünç para verme
juice racket n. tefecilik
juice racket n. faizcilik
juice racket n. vurgunculuk
juice racket n. murabahacılık
juice racket n. kredilere astronomik faizlerin uygulandığı dolandırıcılık
leave someone to stew in their own juice v. birini kendi haline bırakmak
stew in one's own juice v. kendi haline bırakılmak
stew in one's own juice v. kendi hatasının cezasını çekmek
stew in one's own juice v. kendi edip kendi bulmak
stew in one's own juice v. ne hali varsa görmek
stew in one's own juice v. yaptıklarının bedelini ödemek
run out of juice v. yakıtı bitmek
juice (someone or something) back to life v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisi vermek
juice (someone or something) back to life v. (birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back to life v. (birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back to life v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisini/gücünü yeniden kazandırmak
juice (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) tekrar canlandırmak
juice (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
juice (someone or something) back up v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisi vermek
juice (someone or something) back up v. (birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back up v. (birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back up v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisini/gücünü yeniden kazandırmak
juice (someone or something) back up v. (birini/bir şeyi) tekrar canlandırmak
juice (someone or something) back up v. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
juice back v. hızlı içmek (alkol)
juice back v. bir dikişte içmek (alkol)
juice back v. yaşam enerjisini yerine getirmek
juice back v. gücünü yerine getirmek
juice back v. yaşam enerjisini/gücünü yeniden kazandırmak
juice back v. tekrar canlandırmak
juice back v. hayata döndürmek
leave (one) to stew in (one's) own juice v. (birini) kendi haline bırakmak
let (one) stew in (one's) own juice v. (birini) duygularıyla baş başa bırakmak
let (one) stew in (one's) own juice v. (birini) yaptığı yanlıştan kaynaklanan sonuçlarla baş başa bırakmak
let (one) stew in (one's) own juice v. (birini) yaptığı şeyin sonuçlarını düşünmesi için kendi haline bırakmak
let (one) stew in (one's) own juice v. (birini) burnu sürtülsün diye bırakmak
let someone stew in their own juice v. birini burnu sürtülsün diye bırakmak
let someone stew in their own juice v. (birini) yaptığı yanlıştan kaynaklanan sonuçlarla baş başa bırakmak
let someone stew in their own juice v. (birinin) yaptığı yanlışın cezasını çekmesine/sonucuna katlanmasına izin vermek
let someone stew in their own juice v. birini bir durumdan kurtarmak için bir şey yapmamak
stew in (one's) (own) juice v. kendi duygularıyla baş başa kalmak
stew in (one's) (own) juice v. kendi haline bırakılmak
stew in (one's) (own) juice v. kendi hatasının cezasını çekmek
stew in (one's) (own) juice v. ne hali varsa görmek
stew in own juice v. kendi duygularıyla baş başa kalmak
stew in own juice v. kendi haline bırakılmak
stew in own juice v. kendi hatasının cezasını çekmek
stew in own juice v. ne hali varsa görmek
stew in your own juice v. kendi edip kendi bulmak
stew in your own juice v. kendi haline bırakılmak
stew in your own juice v. kendi hatasının cezasını çekmek
stew in your own juice v. ne hali varsa görmek
left to stew in one's own juice adj. kendi haline bırakılmış
left to stew in one's own juice adj. duygularıyla baş başa bırakılmış
left to stew in one's own juice adj. kendi hatasının cezasını çekmesi için tek başına bırakılmış
juice and cookies expr. ıvır zıvır
Speaking
let him stew in his own juice expr. ne hali varsa görsün
Technical
raw juice n. ham şerbet
raw juice pump n. ham şerbet pompası
predefecated juice n. ilk kireçlenmiş şerbet
carbonation juice n. karbonatlama şerbeti
countercurrent juice heater n. karşıakımlı ısıtıcı
mixed juice n. karışık usare
countercurrent juice heater n. karşı akımlı ısıtıcı
juice boiler n. kaynatma kazanı
defecated juice n. kireçlenmiş şerbet
thick juice sulphitation n. koyu şerbet sülfitleme
maceration juice n. maserasyon şerbeti
fruit juice tanker n. meyve suyu tankeri
middle juice n. orta şerbet
juice channel n. şerbet oluğu
juice clarification n. şerbet tasfiyesi
juice channel n. şerbet kanalı
Automotive
juice brakes n. hidrolik frenler
Medical
cancer juice n. bazı kanserli tümörlerde bulunan süte benzer sıvı
digestive juice n. mide özsuyu
gastric juice n. mide suyu
gastric juice n. mide sıvısı
pancreatic juice n. pankreas suyu
preoperative fruit juice n. preoperatif meyve suyu
pancreatic juice n. pankreas usaresi
gastric juice n. sindirim suyu
Anatomy
bile juice n. safra
Physiology
muscular juice n. kas özsu
pancreatic juice n. pankreas özsuyu
Food Engineering
clear fruit juice n. berrak meyve suyu
drinks containing apple juice n. elma suyu içeren içecekler
apple juice concentrate n. elma suyu konsantresi
raw juice pump n. ham şerbet pompası
raw juice n. ham şerbet
mixed juice n. karışık usare
carbonation juice n. karbonatlama şerbeti
juice boiler n. kaynatma kazanı
limed juice n. kireçlenmiş şerbet
defecated juice n. kireçlenmiş şerbet
thick juice carbonation n. koyu şerbet karbonatlama
thick juice n. koyu şerbet
concentrated orange juice n. konsantre portakal suyu
thick juice sulphitation n. koyu şerbet sülfitleme
maceration juice n. maserasyon şerbeti
fruit juice concentrate n. meyve suyu konsantresi
middle juice n. orta şerbet
juice flow n. şerbet akışı
juice level indicator n. şerbet seviye göstergesi
juice heater n. şerbet ısıtıcı
juice pump n. şerbet pompası
juice straining n. şerbet süzme
juice vapours n. şerbet buharları
juice extraction n. şerbet ekstraksiyonu
thin juice n. sulu şerbet
juice extraction n. şerbet özütleme
postdefecation juice n. son kireçleme şerbeti
juice catcher n. şerbet tutucu
Gastronomy
torpedo juice n. denizde atılan torpidolarda kullanılan yakıttaki alkolden yapılan bir içki
grapefruit juice n. altıntop suyu
pineapple juice n. ananas suyu
clear apple juice n. berrak elma suyu
a semi-solid molasses of boiled juice of grapes n. bulama
cloudy apple juice n. bulanık elma suyu
blackberry juice n. böğürtlen suyu
tomato juice n. domates suyu
artichoke rice, minced meat, onion, parsley and lemon juice topped with egg and lemon sauce n. enginar dolması
apple juice concentrate n. elma suyu konsantresi
apple juice n. elma suyu
concentrated apple juice n. elma suyu konsantresi
pan juice gravy n. etin pişerken saldığı doğal suyu
pan juice n. etin pişerken saldığı doğal suyu
grapefruit juice n. greyfurt suyu
carrot juice n. havuç suyu
spread of tahin, cumin, red pepper flakes and lemon juice n. hibeş
apricot juice n. kayısı suyu
kiwi juice n. kivi suyu
cornelian cherry juice n. kızılcık suyu
a sweet made of starch and boiled-down grape juice n. köfter
thick juice carbonation n. koyu şerbet karbonatlama
concentrated orange juice n. konsantre portakal suyu
unriped grape juice n. koruk ekşisi
thick juice n. koyu şerbet
thick juice blow-up n. koyu şerbet kaynatma kazanı
mandarin juice n. mandalina suyu
lemon juice n. limon suyu
tangerine juice n. mandalina suyu
concentrated lemon juice n. limon suyu konsantresi
juice extractor n. meyve suyu sıkacağı
dish of crushed walnuts, stale bread, tahini, olive oil, garlic and lemon juice n. muhammara
pomegranate juice n. nar suyu
orange juice n. portakal suyu
boiled grape juice n. pekmez
a dessert made of starch, sugar and fruit juice n. pelte
thick syrup of grape juice n. pekmez
vegetable juice n. sebze suları
vegetable juice n. sebze suyu
slightly fermented grape juice n. şıra
turnip juice n. şalgam suyu
peach juice n. şeftali suyu
juice pump n. şerbet pompası
juice vapours n. şerbet buharları
thin juice n. sulu şerbet
fermented carrot juice drink n. şalgam suyu
juice extraction n. şerbet ekstraksiyonu
fermented grape juice n. şıra
juice level indicator n. şerbet seviye göstergesi
juice extraction n. şerbet özütleme
postdefecation juice n. son kireçleme şerbeti
juice straining n. şerbet süzme
juice heater n. şerbet ısıtıcı
juice flow n. şerbet akışı
pickle juice n. turşu suyu
concentrated grape juice n. üzüm suyu konsantresi
grape juice n. üzüm suyu
grape juice concentrate n. üzüm suyu konsantresi
sourcherry juice n. vişne suyu
sour-cherry juice concentrate n. vişne suyu konsantresi
concentrated sourcherry juice n. vişne suyu konsantresi
v-8 juice® n. bir sebze suyu markası
grape juice n. pekmez
italian juice n. calabria meyankökü
Chemistry
Bromelain juice n. bromelayin öz suyu
carbonation juice n. karbonatlama şerbeti
Biology
intestinal juice n. bağırsak suyu
nuclear juice n. çekirdek özsuyu
juice sap n. özsu
Biochemistry
salivary juice n. salya
salivary juice n. tükürük
Marine Biology
salivary juice n. tükrük
Botanic
cellulary juice n. hücre özsuyu
cellulary juice n. koful özsuyu
spanish juice n. meyankökü
Agriculture
toad juice [aus] n. dev kara kurbağasını sıvılaştırmak suretiyle üretilen bir gübre
wheatgrass juice n. buğday çimeni suyu
beet juice n. pancar şerbeti
Tobacco
tobacco juice n. tükürüğün tütün içmekten aldığı kahverengi renk
tobacco juice n. tütün çiğnemekten kahverengiye dönmüş tükürük
Slang
juice monster n. aşırı steroid kullanan vücut geliştirme sporcusu
juice pig n. aşırı steroid kullanan vücut geliştirme sporcusu
juice monkey n. aşırı steroid kullanan vücut geliştirme sporcusu
juice something back n. bir dikişte içmek (alkol vb.)
spud juice n. ev yapımı kaçak içki
cow juice n. süt
dog juice n. ucuz içki
v-juice n. vampir kanı
love juice n. zevk suyu
pimp juice n. (para/güç/tip gibi) karşı cinsin ilgisini çeken şey
juice freak [dated] n. alkol delisi
juice freak [dated] n. alkol dışında diğer keyif verici maddeleri/uyuşturucuları kullanmayı reddeden kişi
juice freak [dated] n. sadece içki içen, uyuşturucu kullanmayan kişi
juice freak [dated] n. alkolik
juice freak [dated] n. alkol bağımlısı
juice freak [dated] n. aşırı alkol alan
juice freak [dated] n. kontrolsüzce içen
juice freak [dated] n. düzenli ya da aşırı hormon ve ilaç kullanan badici
juice freak [dated] n. sürekli ya da aşırı takviye alan badici
gorilla juice n. anabolik steroidler
gorilla juice n. kasları geliştirip kuvvetlendirmeye yarayan bir tür hormon
gorilla juice n. steroidler
gorilla juice n. kas dokusunu hızlı geliştiren vücut geliştirme steroidi
happy juice n. alkollü içecek
happy juice n. içki
happy juice n. alkollü içki
juice head [dated] n. ağır içici
juice head [dated] n. alkolik
juice head [dated] n. alkol bağımlısı
juice head [dated] n. kas geliştirme hormonu kullanan badici
juice head [dated] n. anabolik steroid kullanarak vücut geliştiren vücutçu
idiot juice n. hapishanede hindistancevizi ve sudan yapılan bir içki
idiot juice n. hapishanede yapılan alkollü içecek
idiot juice n. hindistancevizi ve su karışımı
juice joint [dated] n. yasa dışı alkol satan kuruluş
juice joint [dated] n. el altından alkol satan mekan
joy juice n. alkol
joy juice n. içki
joy juice n. bira
joy juice n. sıvı morfin
jungle juice n. yüksek alkol oranıyla hazırlanan kokteyl
jungle juice n. yüksek oranda sert içkilerin ve az oranda meyve suyunun karışımıyla rastgele hazırlanan kokteyl
jungle juice n. ev yapımı alkol
jungle juice n. sert içki
juniper juice [dated] n. cin (alkol)
juniper juice n. ardıç suyu (cin)
noodle juice [obsolete] n. çay
noodle juice [obsolete] n. erişte suyu
noodle juice [obsolete] n. japon eriştesi suyu
noodle juice [obsolete] n. japon eriştesi haşlandıktan sonra kalan su
noodle juice [obsolete] n. japon eriştesinin haşlanma suyu
tiger's juice n. cin, viski, konyak gibi sert içkiler/likörler
tiger's juice n. sert içki
tiger juice n. cin, viski, konyak gibi sert içkiler/likörler
tiger juice n. sert içki
tiger juice n. kötü içki
tiger juice n. köpek öldüren (içki)
tiger juice n. bira
tiger juice n. alkol
tomato juice n. kan
tomato juice n. boksör kanı
tornado juice [dated] n. viski
tornado juice n. sert viski
tiger juice n. kötü içki
tiger juice n. sert içki
tiger juice n. bira
jungle juice n. ev yapımı ucuz içki
bug juice n. gazlı olmayan tatlı içecek
bug juice n. (genellikle sıvı halde) böcek kovucu
bug juice n. ucuz içki
bug juice n. düşük kaliteli içki
bug juice n. köpek öldüren
snake juice [australia] n. güçlü alkollü içecek
snake juice [australia] n. ev yapımı içki
have a juice card v. cezaevi görevlileri tarafından kıyak geçilmek
juice something back v. hızlı içmek (alkol vb.)
juice up v. içki içmek
juice up v. kuvvetlendirmek
juice up v. sıkıştırmak
juice up v. kafayı çekmek
juice up v. sarhoş olmak
juice up v. anabolik steroid kullanmak
juice up v. kas artışını teşvik eden sentetik hormonlar kullanmak
juice up v. kas yapan hormonlar kullanmak
juice up v. performans arttırıcı hormonlar/ilaçlar kullanmak
juice up v. doping yapmak
juice up v. doping kullanmak
juice up v. ilginçleştirmek
juice up v. canlandırmak
juice up v. canlılık katmak
juice up v. daha ilgi çekici hale getirmek
juice up v. hareket/enerji katmak
out of juice adj. enerjisi bitmiş
out of juice adj. şarjı bitmiş
out of juice adj. yakıtı bitmiş
on the juice expr. anabolik steroid kullanan
on the juice expr. kas artışını teşvik eden sentetik hormonlar kullanan
on the juice expr. performans artırıcı ilaçlar/hormonlar kullanan
on the juice expr. doping yapan
on the juice expr. doping kullanan
on the juice expr. alkollü
on the juice expr. alkolün etkisinde
on the juice expr. kafası güzel
on the juice expr. kafayı çekmiş
on the juice expr. içki aleminde
on the juice expr. çilingir sofrasında
British Slang
poof juice n. bir tür alkolsüz içki
moo juice n. süt
Modern Slang
adult juice n. şarap
aiming juice n. golften önce nişan alma kabiliyetini artırmak için içilen bira veya başka bir alkollü içki
adult juice n. içki
all juice no seeds expr. kısırlaştırma ameliyatı olmuş erkekler için kullanılan bir tabir
all juice no seeds expr. boşalma var sperm yok
always know if the juice is worth the squeeze expr. çekilecek olan sıkıntının/yapılacak olan fedakarlığın alınacak olan sonuca değip değmeyeceğinden emin ol
always know if the juice is worth the squeeze expr. bir şeyin yapılacak olan fedakarlıklara/katlanılacak sıkıntılara değip değmeyeceğinden emin ol