Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | kısacık | fleet adj. |
General | kısacık | very short adj. |
Slang | ||
Slang | kısacık | (little) short on one end n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | kısacık kesilmiş | close-cropped adj. |
General | kısacık olarak | fleetly adv. |
Phrasals | ||
Phrasals | üstünde pijamayla, kısacık etekle vs. dışarı çıkmak | come out in something v. |
Phrasals | üstünde pijamayla, kısacık etekle dışarı çıkmak | come out in v. |
Colloquial | ||
Colloquial | arka ve yanların kısacık kesildiği bir saç modeli | short back and sides [uk] n. |
Colloquial | kısacık bir an için | for a split second expr. |
Idioms | ||
Idioms | kısacık bir süre | half a minute expr. |
Idioms | kısacık bir süre | half a tick expr. |
Idioms | kısacık bir süre | half a second expr. |