Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kaçınılan | evaded adj. | ||
It is because the procedures are complicated, because they are being evaded. Bunun nedeni, prosedürlerin karmaşık olması ve bunlardan kaçınılmasıdır. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | anımsanmaktan kaçınılan akla geldikçe üzüntü veren gerçek | home truth n. |
General | anımsanmaktan kaçınılan akla geldikçe üzüntü veren gerçekler | home truths n. |
Idioms | ||
Idioms | kullanımından kaçınılan/ağza alınmayan kelime | a dirty word n. |
Idioms | lafı edilmekten kaçınılan durum | (the) elephant in the corner n. |
Idioms | lafı edilmekten kaçınılan durum | the elephant in the corner n. |
Idioms | yapmaktan kaçınılan şeyin yapılmak zorunda olduğu an/saat/gün | the evil moment/hour/day v. |
Religious | ||
Religious | katolik kilisesi'nde ayine katılıp çalışmaktan kaçınılan gün | holy day of obligation n. |