|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
sıkacak kadar uzun olma |
lengthiness n.
|
|
2 |
General |
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak |
velocitize v.
|
|
3 |
General |
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak |
velocitise v.
|
|
4 |
General |
sıkacak kadar uzun |
lengthy adj.
|
|
Phrasals |
|
5 |
Phrasals |
(bir şeyi) görecek/deneyimleyecek kadar uzun yaşamak |
live to v.
|
|
Colloquial |
|
6 |
Colloquial |
önden kaşlara kadar arkadan da enseye/yakaya kadar uzun saç modeli |
mop-top n.
|
|
7 |
Colloquial |
o kadar uzun boylu değil |
not that long expr.
|
|
8 |
Colloquial |
o kadar da uzun boylu değil |
not that long expr.
|
|
9 |
Colloquial |
o kadar uzun boylu değil |
not that much expr.
|
|
10 |
Colloquial |
o kadar da uzun boylu değil |
not that much expr.
|
|
Idioms |
|
11 |
Idioms |
çalışabildiği kadar çok ve uzun çalışmak |
work till you drop v.
|
|
12 |
Idioms |
çalışabildiği kadar çok ve uzun çalışmak |
work until you drop v.
|
|
13 |
Idioms |
minare kadar uzun |
as tall as a maypole expr.
|
|
14 |
Idioms |
sırık kadar uzun |
as tall as a maypole expr.
|
|
15 |
Idioms |
tırmıkla kaz avlayacak kadar uzun |
tall enough to hunt geese with a rake expr.
|
|
Speaking |
|
16 |
Speaking |
bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim |
I didn't think it would take that long expr.
|
|
17 |
Speaking |
ne kadar uzun sürerse sürsün |
however long it takes expr.
|
|
18 |
Speaking |
o kadar da uzun değil |
that's not that long expr.
|
|
19 |
Speaking |
neden bu kadar uzun sürdü? |
what's taking so long? expr.
|
|
|
20 |
Speaking |
ne kadar uzun |
how long expr.
|
|
21 |
Speaking |
(buraya varmanız vb) neden bu kadar uzun sürdü? |
what took you guys so long? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
22 |
Trade/Economic |
uzun süreli sermaye oluşturuluncaya kadar işletmeye sunulan kısa süreli kredi |
bridging loan n.
|
|
Textile |
|
23 |
Textile |
ayak bileğine kadar uzanan uzun ceket |
maxicoat n.
|
|
24 |
Textile |
ayak bileklerine kadar uzanan uzun etek |
maxiskirt n.
|
|
25 |
Textile |
yere kadar uzun ve yerleri süpüren (kıyafet) |
cathedral adj.
|
|
Transportation |
|
26 |
Transportation |
yük taşıyan ve kanallarda kullanılabilecek kadar dar olan uzun tekne |
narrowboat n.
|
|
27 |
Transportation |
yük taşıyan ve kanallarda kullanılabilecek kadar dar olan uzun tekne |
canal boat n.
|
|
28 |
Transportation |
yük taşıyan ve kanallarda kullanılabilecek kadar dar olan uzun tekne |
narrow boat n.
|
|
Anatomy |
|
29 |
Anatomy |
ayaktan kasıklara kadar uzanan, vücuttaki en uzun damar |
great saphenous vein n.
|
|
Zoology |
|
30 |
Zoology |
balıklarda karın duvarına kadar uzanan kaburga veya uzun kılçık |
pleural n.
|
|
Botanic |
|
31 |
Botanic |
abd'nin güneyinden meksika'ya kadar olan bölgede yetişen, mor ve uzun kıvrımlı ağzı ve büyük sarımsı çiçekleri olan yıllık bitki |
ram's horn n.
|
|
32 |
Botanic |
akdeniz bölgesinden kafkasya'ya kadar geniş bir coğrafyada yetişen, uzun silindirik salkımları ve kokulu çiçekleri olan bir ot cinsi |
asphodeline n.
|
|
33 |
Botanic |
akdeniz bölgesinden kafkasya'ya kadar geniş bir coğrafyada yetişen, uzun silindirik salkımları ve kokulu çiçekleri olan bir ot cinsi |
genus asphodeline n.
|
|
34 |
Botanic |
akdeniz bölgesinden kafkasya'ya kadar geniş bir coğrafyada yetişen, uzun silindirik salkımları ve kokulu çiçekleri olan bir ot cinsi |
asphodelus n.
|
|
35 |
Botanic |
akdeniz bölgesinden kafkasya'ya kadar geniş bir coğrafyada yetişen, uzun silindirik salkımları ve kokulu çiçekleri olan bir ot cinsi |
genus asphodelus n.
|
|
Geography |
|
36 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine kadar uzanan çin'in ve asya'nın en uzun nehri |
yangtze n.
|
|
37 |
Geography |
iskoçya sınırına kadar ulaşan uzun bir patika |
pennine way n.
|
|
Sport |
|
38 |
Sport |
(frizbi) havada birçok kişinin üzerinden geçerek yaralanma riski doğurabilecek kadar uzun kalan atış |
hospital pass n.
|
|
39 |
Sport |
sayı kazanana kadar uzun süre topa vurmak (tenis, duvar tenisi, badminton vb.) |
rally v.
|
|
|
Archaic |
|
40 |
Archaic |
12. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar kullanılmış, uzun sarkan ipi bulunan elbise kolundan oluşan bir hanedanlık arması |
maunch n.
|
|
41 |
Archaic |
12. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar kullanılmış, uzun sarkan ipi bulunan elbise kolundan oluşan bir hanedanlık arması |
maunche n.
|
|
42 |
Archaic |
12. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar kullanılmış, uzun sarkan ipi bulunan elbise kolundan oluşan bir hanedanlık arması |
manche n.
|
|
Slang |
|
43 |
Slang |
kişinin cinsel ilişkiye açık olduğu mesajını veren dize kadar uzun çizmeler |
fuck-me boots n.
|
|
44 |
Slang |
sıkıntı verecek kadar uzun süren (ders vb) |
strung out adj.
|
|
Modern Slang |
|
45 |
Modern Slang |
uzun süre önce aids teşhisi aldığı için kalıcı güçsüzlüğü/engeli olan fakat sonradan çalışabilecek kadar sağlığına kavuşmuş kimse |
aids baby n.
|
|