Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | konteynır | container n. | ||
They spent 53 hours at sea in a Force 10 gale in a container surrounded by furniture. Etrafı mobilyalarla çevrili bir konteynırda 10 şiddetindeki fırtınada 53 saat boyunca denizde kalmışlardır. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Automotive | konteynır | container n. | ||
Instead, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers. Bunun yerine, net bir şekilde ayrılmış binalar ve net bir şekilde ayrılmış taşıma konteynırları olmalıdır. More Sentences |
||||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | konteynır | container n. | ||
The people in this container still hoped they would reach their destination until they drew their dying breath. Bu konteynırdaki insanlar son nefeslerini verene kadar varacakları yere ulaşmayı umut ediyorlardı. More Sentences |